hesabın var mı? giriş yap

  • merhaba mirkelam bey. bundan 8 sene evvel, kadıköy'deki bir apartmanda sabaha karşı "tavla, tavla beni tavla, salla pulları zarları" şarkınızı son derece yüksek sesle dinleyen komşumun zilini çalmıştım. müzik yüzünden duymadı tabii, bir daha çaldım. elimi çekmedim zilden. sonunda müziği hiç kısmadan kapıyı bi kız açtı, içeriden dumanlar yüzüme yüzüme geliyordu. "buyurun?" dedi. "hanımefendi sabahın köründe bu nasıl bir ortam, lütfen müziği kısar mısınız?" demiştim. o da bana "mirkelam bizde kısamam ayıp olur" demişti. o anın şokuyla "ha pardon o zaman" dedim, hatta nedense özür falan diledim. ben şunu sormak istiyorum abi size: "o gün orada mıydınız?"
    teşekkürler.

  • bu adamın ismini duyunca aklıma iki anı gelir. nedense anlatasım geldi.

    birincisi sanırım young boys maçıydı. izmir'de bir kahvehanede izliyordum. 0-1 gerideyken bu adam fırlayıp ceza sahasının içine girdi. sanıyorum fenerbahçe'nin ilk ciddi pozisyonuydu, kahvedeki herkes 'düş yere', 'atla ulan' diye bağırmaya başladı. stoch sanki bizimkileri duymuş gibi bıraktı kendini yere. ardından ikinci sarı kartını alıp oyun dışına atıldı. kahvede atla diye bağıran adamlar bu sefer ana avrat sövmeye başladı. çok ilginç bir manzaraydı.

    ikincisi gençlerbirliği maçını antalyada bir otelde izliyordum. stoch ceza sahasının dışından birkaç şut denedi ama isabetli olamadı. önceki maçta türkiye milli takımına güzel bir gol atmıştı. izleyenler 'ulan anca türkiye'ye atarsın, bize gelince böyle vurursun' minvalinde bir şeyler söylemeye başladı. birkaç dakika sonra stoch fifa puskas ödülünü alan, yılın en güzel golünü attı.

  • başlığı görünce aklımda direkt virüse rağmen zor şartlarda sokakta mandalina satmak zorunda olan gariban küçük bir kız canlandı. fakat videoyu açınca gündemin bambaşka bir şey olduğunu gördüm. dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.

  • -uçağa hiç binmemiş biri olarak söylüyorum- uçak yolculuğu yaparken hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama yolcu camlarının altında delik vardır.

    bu deliğin adına havalandırma deliği denir ve şunu sağlar;

    iç ve dış camlar arasındaki basınç farklılıklarını gidermek için iç cama küçük bir delik açılmıştır.

    -bu delik normal çalışma şartlarında iki tabaka arasındaki basıncın eşit olmasını sağlamaktadır. ancak, dış tabakanın hasar görmesi durumunda önemli bir basınç kaybına sebep olacak kadar büyük değildir.

    -ayrıca bu delik iki tabaka arasında yoğunlaşmayı ve sislenmeyi önlemeye yardımcı olur.

    kendileri şöyledir: görsel
    görsel

  • sebebi çok basittir.

    mahallende, sokağında yola iki tane taş koyup su topu oynayamazsın.

    futbol yaygındır.

    lisede kola kutusunu ezip futbol oynamış bir neslin üyesi olarak söyleyebilirim ki ezilmiş kola kutuları yere vurduğunda sekmez. onunla basketbol oynama şansın yoktur.

    voleybol ve hentbol topu ile de hakeza bulduğumuz anda futbol oynardık.

    ulan bak sana ben nasıl anlatayım? voleybol oynamak için file bulamazdık, eskaza file denk gelirse de kendi icadımız olan (ki oldukça yaygındır) "ayak voleybolu" oyununu oynardık.

    sanırım anlaşılmıştır.

  • birisi bir şey ikram ettiğinde otomatikman yok ben istemiyorum demektir. halbuki başkalarının elindekileri görünce bakakalan çocuklardandır o insan.

    sonradan kazanıyor insan, parası da oluyor, imkanı da. ama bir iz mutlaka kalıyor.

  • (yoğun bakımda gördüğüm ilk insan hemşireydi haliyle, ona hitaben)

    - hastalanırsan haber ver, ben de sana bakacağım.

    biri olaydi da ağzıma terlikle vuraydı