hesabın var mı? giriş yap

  • aq nun muhabiri inşallah açlıktan geberirsin, adam orada dertlerini dile getirmek istiyor g.tüm g.tüm uzuyorsun, utanman hiç yok gördüğüm kadarı ile. ben bu insanlara karşı tüm insani duygularımı kaybettim, gözümün önünde ölmüş, gebermiş, zerre s.kimde olmaz. yezidin değirmenine su taşıyanın çöp kadar değeri yok gözümde.

    not: bu adam için gelip sakın ekmek parası duyarı yapmayın. insanlar karnını doyurmak için çöp eşeliyor aq, bunların patronları daha fazla semirsin diye.

  • isviçreli bilimadamlarının yaptığı araştırmaya göre ortalama bir türk insanının söyleyerek 48 saat boyunca yaşamını devam ettirebileceği kelime.

  • ''profil resminde sevgilisiyle poz vereni sinirle arkadaşlıktan çıkardım. üzüldüyse bile sevgilisi teselli etmiştir. kahretsin yine onlar kazandı.''

  • suçtur.

    tck 132.m/3.f:
    kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın (ek ibare: 02/07/2012-6352 s.k./79.md.) hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, (değişik ibare: 02/07/2012-6352 s.k./79.md.) bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (ek cümle: 02/07/2012-6352 s.k./79.md.) ifşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

    suçun yanında da, kişilik sorunudur. bu tarz davranışlar sizi, kendi çıkarları uğruna her şeyi yapabilen, saygısız, kişiliksiz, hiç bir özel bilgiyi paylaşmaya uygun olmayan bir insan yapar.

  • etil alkolün farmakolojik etkilerinden biri acıkmadır. insülin direnciyle ilgisi yoktur.

    tüm yazılanları okudum; yok gabaerjik reseptörmüş yok solunumun durmasıymış... ne alaka amk! alkol alınca solunumun mu duruyor? aksine, alkol kısa süreli (bir kaç saatlik) kullanımda solunum hızını arttırır.

    esas sebebe gelirsek; etil alkol, mideden gastrin ve hcl salınımını uyarır. bu salgılar sindirim salgıları olup, vücuda besin maddesi (kompleks karbonhidrat, yağ, protein) girmeden salındığında yine mideden ghrelin hormonunun salınımını uyarır. ghrelin hormonu, beyinde hipotalamusta bulunan açlık merkezini uyarır ve açlık hissedersin.

  • yer, şanlıurfa akçakale
    savaşa dair bir inceleme için bir haftalığına bölgedeyiz. öğrencilerin etkilenme düzeylerini incelerken sınıf uygulamaları yapıyoruz. biz ona mehmet diyelim. 6. sınıf öğrencisi. uygulama esnasında fırsat bulup yanıma geliyor:

    - öğretmenim burada hayat çok tuhaftır.
    + hayrola mehmet?
    - mesela ben. bu sınıfta hem halam hem de yeğenimle okuyorum. benim için neyse de yeğenim büyük halasıyla sıra arkadaşı. nerden baksan nenesi sayılır.

  • akp'nin kendisi %39 alabileceğine inansa 3 saat sonrasına seçim organize ederler.

    kandırmayın milleti.

  • - bes yil sonra kendinizi nerede goruyorsunuz?
    - 5 yıl sonrayı inanın bilmiyorum,ama 5 milyar yıl sonra gunes sistemi, andromeda galaksisi icine cekilerek yok olucak, dunyadan geriye sadece bir gaz, toz ve gazete kagidi bulutu kalacak. şimdi sizi, 5 dakikalığına da olsa, yaptığımız bu mülakatın anlamsızlığı, komikliği ve gündelik dertlerimizin zavallığı üzerine düşünmeye davet ediyorum. otherwise i' ll release the cobra.

  • nakit avans dediğin kısa vadeli ve düşük tutarlı nakit ihtiyaçlar için sunulması gereken bir hizmet. kimsenin anlık, kısa vadede 100 bin-300 bin nakite ihtiyacı olmaz. o avansı çeken kişinin parayı nereye kullanacağı belli. yüksek meblağda kredi ihtiyacı olan ya da borçla yatırım yapmak isteyen gitsin ihtiyaç kredisi çeksin.

    ama vur deyince öldürmenin de alemi yok. tamamen kapatmak yerine 20-30 bin gibi bir sınır uygulanabilirdi. sonuçta bununla ayı döndüren insanlar var. millet bu parayla altın, döviz alıyor diye hizmeti gerçekten de amacına uygun kullanan insanları da mağdur ettiler.

    türkiye'nin en büyük problemi plansızlıktan bocalamasıdır. ortodoks politikayı anlarım. tüm harcamaları, kredi musluklarını kısarsın, daralmaya ve işsizliğin artmasına razı olursun, elindeki tüm kaynakları yatırıma kaydırarak zamanla toparlanırsın. heterodoks politikayı da anlarım. harcamaları artırırsın, üretim ve istihdam yaratırsın, bir süre yüksek enflasyona razı olursun ama zamanla üretim artacağı için emtia-hizmet fiyatları azalır ya da sabit kalır, halkın geliri enflasyondan daha fazla artınca ekonomiyi toparlamış olursun. bu iki yöntem de kabul edilebilir seçeneklerdir ve iktidarın seçimine bağlıdır.

    ancak sen bir taraftan konut fiyatı artmasın diye krediyi bitirip bir taraftan yabancıya konut satarak evin fiyatını yükseltirsen, bir taraftan ticari kredileri kısıp diğer taraftan istihdam artışı hedeflersen, bir taraftan ürün-hizmet maliyetlerini baskılamaya çalışır diğer yandan asgari ücrete devasa zam yaparsan, bir taraftan devletin zorunlu yapması gereken hizmetlere bütçe kısıntısına gidip diğer taraftan yok eyt çıkartır yok kamu işçisine rüyasında göremeyeceği zammı yaparsan iki yöntemi de geçersiz kılarsın.

    tabii iki politikayı da seçememesinin sebebi seçim. hadi bu seçimler bitti, artık 5 sene istikrarlı politika izlenir de diyemiyoruz çünkü 9 ay sonra bir seçim daha var. iktidar, kaybettiği başta istanbul, ankara olmak üzere büyük şehirleri yeniden almak isteyecek. ortodoks politika izleyemez halkı çok kızdırır, heterodoks politikayı karşılayacak kaynak ve üretim yok. 10 ay daha ne yardan ne serden vazgeçmeden gideceğiz bakalım. sonrası allah kerim.

    edit: akıl izan sahibi biri varmış da 15.000 sınır olarak güncellemişler yeniden. uygulamada 15 binin üzeri dikkate alınacak. bu sayede amacına uygun kullananlar mağdur edilmemiş olacak.