ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
öncelikle; (bkz: #30296870)
lise 2'de babamı kaybettim.
babam çok okurdu ve okuduklarını mutlaka bana verirdi okumam için, okumazdım, havaiydim. belki de ergenlik diyelim. halbuki orta2'ye kadar birçok klasiği bitirmiş, sayısız kitap okumuştum. ama artık okumuyordum.
tam bir şımarık, liseli ergen tavırlarında, tüm hayatım eğlence üzerine kurulmuşken babamı kaybettim. 17 yaşındayım.
bir iki sene sonra eşyaları toplarken babamın bana okumam için verdiği kitaplardan biri dikkatimi çekti. kitabın adı "başarılı olmak bir tercihtir" idi.
kitabın kapağına babamın el yazısıyla şunları yazmış olduğunu gördüm;
"tanrı'nın insana ilk emri oku! babanın senden ricası lütfen oku!"
kapağı açtığımda gene el yazısı ile şöyle yazmıştı;
"sevgili oğlum,
öncelikle şunu hiçbir zaman aklından çıkarma,
sana en çok kızdığım zaman da, en çok takdir ettigim zaman da aynı şiddette seviyorum.
teknoloji bir çok bilgiyi sana bir anda sunuyor. belki bu yüzden okumaya gereksinim duymuyorsun.
ama onların sana duygu yükleme şansı yok. dolayısıyla okuma senin için bir ihtiyaçtır.
ancak böylece sen de bir makina olmaktan kurtulursun.
lütfen beni anla, seni sevdiğimi anla, seni yarına hazırladığımı gor.
arkadaşın baban."
arda turan'ın fethiye'de tatile çıkması
-
golden sonra secde eden adamın yaşam tarzı.
vedat milor'un mansplaining ile suçlanması
-
pinar'in israrla ingilizce yazmasindan anladigim kadariyla kalitesiz bir insan, gerisi faso fiso.
6 yıllık ilişkinin tus için bitmesi
-
6 yıllık ilişkinin rus için bitmesi kadar heyecan verici değildir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bir türk geleneği olarak; ıslak mendille el sildikten sonra, masadan başlayıp, ayakkabıdan fayanslara kadar silmek.
hayata dair gülümseten detaylar
-
annem ve babam 50'li yaşlarda. yaklaşık 40 yıldır âşık, tam 30 yıldır evliler..
babamın adı sami. anneminki filiz..
dün alışverişe gidip; birkaç parça birşey almak istemişler. tencere, tava, ıvır zıvır..
bir mağazaya girip; fırın bakıyorlar. çeşit bol, fiyatlar değişik.
- sami'm. bu daha geniş bak. bu olabilir.
+ fiyatı da geniş baksana. bu daha uygun değil mi hanım?
- onlardan almam. dandik onlar. bak burdakiler de güzel sami'm. fiyatı da fena değil hem.
+ hani bakayım. küçük bu be hanım.
sami'm, hanım, sami'm, hanım derken; fiyatı uygun bir fırında anlaşıp, almaya karar veriyorlar..
- beyefendi fatura için soyisminizi de rica edebilir miyim?
+ demir.
parasını ödeyip, fırını alıyorlar ve eve geliyorlar.
faturaya bakınca; gülümseten bir hata farkediyorum..
"samim demir"
pablo aimar
-
yanına da mendieta alınırsa, galatasaray orta sahasını uçuracak olan oyuncu.
bir sabah kırk erkekle birden uyanmak
-
(bkz: askerlikte ilk sabah)
faruk sabancı'nın 60 bin dolarlık montu
-
akıllara cahit zarifoğlu'nun şu cümlelerini getiren monttur;
"burası dünya! ne çok kıymetlendirdik. oysa bir tarlaydı; ekip biçip gidecektik."
gömlek ütülemek
-
her erkeğin hayatı boyunca en az bir kere denemesi gereken eylem.
bir kere ütüledim daha doğrusu ütülemeye çalıştım, şerrefsizim o deneme benim ufkumu açtı, ne kadar beceriksiz, dallama, biri olduğumu anladım. işte o zaman, o ütü ve ütü masası ansızın dönüp bana baktı, "anladın mı?" dedi, "anladım" dedim ve o günden sonra hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiç ağlamadım.
sıla gençoğlu
-
bir üst entrydeki şiirleri görünce posta gazetesindeki yurdumun şairleri bölümünü mü okuyorum acaba diye beni şüpheye düşüren şahsiyet.