ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
öğretmenlerin ateş ölçmekle görevlendirilmesi
-
imamlar yapsın bu işleri, devlete millete yük olan onlar
10 bin tl maaş almak
-
bir boka yaramaz afedersiniz. 10 bin bile az 50 bin tl kazanın ayda en lüks arabayı havuzlu evi alın. yaşam kaliteniz %10 yükselir.
çünkü.
20.000 bile kazansanız çocuğunuz dışarıda gezerken tehlike içindedir memlekette her gün türlü türlü boktan işler olur.
akrabalar rahat vermez.
trafiğe takılır binlerce barzo ile yüz göz olursunuz.
istediğiniz kadar para kazanın parayla günde 2 kitap alın zuhahaha öküze bak günde 2 kitap alıyor diye dalga geçerler etrafınızdakiler okumaz çünkü. anasını satayım her hafta 1 dergi ve ayda 1 bilim teknik alıyorum ulan kitaplıkta sıralanan yılllardır duran derginin fiyatı günde 2 dergi parasını sigaraya veren adama batıyor kaç tane var lan ne kadar çok para vermişsin dergilere diyor. babamın dedesinin bütün kitaplarını neden bana verdiğini o zaman anladım 1940 yılının dergileri gazeteleri ile bunlar soba tutuştururdu.
suratsız insanlarla karşılaşırsınız salak saçma ego ile boğuşursunuz.
çok para kazanmanız yaşam kalitesini belki %10 yükseltir dışarı adım attığınızda ülkenin yaşam kalitesine düşersiniz.
mesela gidin norveçe oransal olarak norveçte türkiyenin 3 bin lirası kadar para kazanın inanın türkiyenin 50.000 kazananından daha yüksek yaşam kalitesine sahip olursunuz. etrafınızda iyi eğitimli insanlar vardır çünkü barzo sayısı çok azdır.
para yaşan kalitesinin küçük bir kısmını satın alır.
bunlar satın alınamaz
istediğiniz kadar paranız olsun çocuklarınız halı döşeli mükemmel eğitim sistemine sahip okullarda okuyamaz.
şehirden uzak piknik yapmaya gidersiniz ama o yerler kapı açık müzik dinleyen bira içen barzolar tarafından işgal edilmiştir dik dik bakar ayılar. (sıkıntım bira içmeleri değil nasıl içtikleri)
çocuğunuz bisiklet sürer dağdan inen orangutan çocuğunuza çarpar.
çocuklarınızla kamp yapamazsınız filmlerdeki gibi çünkü gece kurt adamlar dolaşıyor.
düzenli binaları düzgün yolları satın alamazsınız.
gönül rahatlığı ile çocuk yetiştiremezsiniz. çünkü memleket barzo dolu.
ne olur şu olur siz istediğiniz kadar kültürlü ve zengin olun azınlık hayatı yaşarsınız ülkede.
türkiyede para ev satın alır araba satın alır kültürlü komşu satın alamaz.
lüks araba satın alırsınız ama etrafınızda çok sayıda faça şahin, modifiyeli doblo kullanan sürücü vardır.
fakat herhangi medeni bir ülkede alt seviyede bile yaşam sürseniz çocuklarınız 10 numara okullarda eğitim görür.
kültürlü insanlarla yüz göz olur.
güvenle bisiklet sürerler.
kitap okurlar sokakta kimse ne yapılar lan bu diye bakmaz okumanın ne olduğunu bilirler . memlekette herkes hayat okulu mezunu anasını satayım herkes her boku biliyor okuyana mal gözüyle bakıyorlar.
kimse laf atmaz.
havuza girerler çünkü oradakiler oranın tuvalet olmadığı işenip sıçılmadığını bilirler
zaten bu yüzden türkiyede lüks araba iyi maaş güzel ev çok önemli başka bir bok yok çünkü alabileceğiniz bunlar.
türkiyenin zengininde ne var
fabrika,ev,araba,arsa.
para bunları satın alıyor çünkü.
9 yılda maaşı eriyen 2 kesim var
-
maliye bakanı mehmet şimşek'in yeni kelamı. kendisine göre 9 yılda maaşı eriyen iki kesim varmış. bunlardan biri müsteşarlar diğerleri milletvekilleriymiş. güler misin ağlar mısın. ya birileri bizle fena taşak geçiyor ya da bu adam gerçekten türkiye'de yaşamıyor.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/21135477.asp
sabahın yedisinde ter kokan insan modeli
-
sabahları beş dakikalık duş almayı "jakuzide köpük terapisi yapıp portakal suyu çekmek(!)" zanneden insanların da var olduğunu ortaya çıkartan ciddi problem.
cem yılmaz'ın en iyi filmi
-
hayatta çok az şeyi tartışmam:
(bkz: her şey çok güzel olacak)
2 mayıs 2013 justin bieber istanbul konseri
fazla ilişki yaşayınca naifliğin kaybolması
-
ikili ilişkilerin her türlüsünde, yaşanmış ilişki sayısı arttıkça kişi doygunluğa ulaşır. zamanla çocuksu duygular gider, yerine konuya daha profesyonel yaklaşan biri gelir. ve dolayısıyla bahsi geçen kişinin naifliğinden eser kalmaz geriye.
başlıktaki "fazla" kısmı her bünyeye özel bir şekilde başka bir rakama veyahut sayıya evrilebilir ancak önünde sonunda herkes için bir limit vardır kanımca. buradan yola çıkarak, bir süre sonra kişinin saf duygularının kaybolacağını, daha kolay vazgeçeceğini ve daha hedefe yönelik oynayacağını düşünüyorum. tabii bu durum saf kötü veyahut saf iyi şeklinde nitelendirilemez. zira zamanla kaşarlanan insan kalbi ve zihni, eskiye nazaran daha dirayetli olur, ne istediğini bilir ve ona yönelik davranarak eskisi kadar kırılmaz. ama diğer taraftan da ilişki mevzularının henüz başında yaşadığı duyguların naifliğini, saflığını asla bulamaz insan. hissettiği heyecanı bir daha kolay kolay yakalayamaz; bu kimilerine göre bir kayıptır, kimilerine göre ise bir sürecin başlangıcıdır.
bir insanın karşılıksız bir şekilde onu seveceğini düşünen bir kişi, ilişkilerden ilişkilere koştukça bunun asla olmayacağını, olsa bile yalnızca ailesinden bu sevgiyi göreceğini anlar. bunu görünce ister istemez naifliğini kaybeder. o güzel, narin duygular yerini sertleşmiş bir tabakaya bırakır; ilişki yaşadıkça, yani yeni insan tanıdıkça bu tabaka sertleşir de sertleşir. her geçen yeni bir çizik atar, üstünü kapatmak için daha sert bir katman yaratır insan zihni.
bu durum iyi midir kötü müdür bilemem; sanırım bazen iyidir, bazen kötüdür, kişinin bu duruma nasıl baktığıyla, hangi karakterde olduğuyla alakalıdır. geçmişe özlem sürekli akıllarda dönen bir şeydir. ve diğer taraftan, insan eski hâline hasret duyabileceği gibi, "oha ben ne salakmışım!" da diyebilir.
zamanla sertleşen insan, eski zamanları hatırladıkça genç dimağında kurduğu ve saf sevgiyle dolu olan ütopyanın gerçek olmadığını görünce hayal kırıklığına uğrar. ama çok geçmeden bunların çocukça düşünceler olduğunu aklından geçirir ve dünyaya adapte olmak için güçlü durmak gerekir, der. aksi takdirde doğal seçilimvari bir rüzgarla elenip gitmesi işten bile değildir. insanlar genellikle elenip gitmek istemezler. o yüzden insanların çoğu adapte olmak için müthiş bir çaba sarf eder; bazısı ayak uydurmayı başarır, bazısı da başaramaz işte. arafta bir yerde naifçe gezinirler ayak uyduramayanlar.
vizesiz avrupa hayal oldu
-
vizesiz avrupa'dan çoktan geçtim de vizelisini bok etmeseler bari diye düşüncelere daldıran durumdur.
kübler-ross modeli
-
yasın beş evresi. çok kötü bir haber alan insanın geçirdiği evrelerdir. bu haber genelde ölümcül bir hastalığa yakalanmaktır.
her insan her evrede farklı sürelerde kalsa da genelde evrelerin sırası pek değişmez. peki nedir bu evreler?
1. inkar
hasta önce inkar eder, asla kabullenmez, kendine yakıştıramaz, hemen başka bir doktora gider. kesin yanlış tanı konmuştur diye (bir de doktor çok kesin konuşmadıysa) doktor doktor dolaşır.
2. öfke
artık tanı konmuştur ve hasta artık her şeye kızgındır. "neden o kadar insan varken bu hastalık beni buldu!", "ilk gittiğim doktor neden antibiyotik verip beni yolladı, neden anlamadı bende ne olduğunu!" gibi...
3. pazarlık
ilk sinirli günler geçer ve hasta allah'la veya kendiyle pazarlık yapmaya başlar. "şu hastalıktan bi kurtuliyim söz veriyorum bir çocuk okutucam", "şu hastalıktan bi kurtuliyim artık kimseye kötü davranmicam, kumar oynamicam vs."
4. depresyon
ve bunalımlı günler, içe kapanma, hayata küsme, normalde yapılan günlük aktivitelerin zevk vermemesi, ölümden korkma... bu evreden çıkma nisbeten zordur, çevrenin etkisi çok önemlidir. (psikiyatrik destek şarttır)
5. kabullenme
hasta artık her şeyi kabullenir, hayata daha pozitif bakmaya başlar. kalan günleri daha verimli kullanmayı planlar.
bütün bu evrelerin hızlı geçilmesi hastanın lehinedir. hasta ne kadar çabuk doktorla koopere olup kendi tedavisinin karar aşamalarına müdahil olursa durumun düzelme ihtimali de o kadar artar.
not: internette daha kapsamlı bilgi bulunabilir; anahtar kelimeler:
"the five stages of grief, denial, anger, barganing, depression, acceptance"
50 m2'lik evde yaşayıp yurt dışını güzellemek
-
doyamadınız medeniyeti metrekarelerle, saraylarla algılamaya çalışmaya.
doğru hesap şöyle;
hukuki güvenlik + iyi çalışma şartları + eğitimli medeni insanlar + temiz çevre > 50 metrekare
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
sözlüğe üye olurken nick yazman gereken bölüme mal gibi adını yazıp onay butonuna basmak.
çocukken yapılan abukluklar
-
yaş yedi. ahmet özhan'a aşık olmak, kaset kabını alıp aileden saklanmak maksadıyla tül perdenin arkasına geçip kasetle öpüşmek. tül perdenin arkasının pencere olduğunu unutmak, tüm mahalleye şov yapmak.
avrupaya giden doktorların pasaportu iptal edilsin
-
bak cahil arkadasim, kimse bu ulkede bedava yasamiyor. her insanin annesi, babasi, akradasi vs.. esek gibi vergi oduyor.
ondan dolayi sacmalamak otesinde birsey soylemiyorsun. okuyan insanlari devlet degil anne babalari okutuyor.
kaldi ki kimse sen hakaret et diye senin agiz kokunu cekmek zorunda degil.
game of thrones
-
--- 05 - 09 spoiler ---
"tecrübelerime göre etkileyici konuşanlar gerizekalılarla aynı ölçüde haklı çıkıyor." - tyrion
--- 05 - 09 spoiler ---