ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gülden karaböcek için neşe karaböcek'i terk etmek
ben danla bilic sorularınızı bekliyorum
-
lütfen cek git sözlükten...
bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri
-
kızlarımızın nedense '' para ve karizma'' öğesini zikretmedikleri özellikler. bir erkek sabaha kadar ince ince öpsün, güzel gülümsesin, odun olmasın, yakışıklı değilse sallanmaz arkadaş. adam genel kültüre tecavüz eder derecede hakimi olsun, ince birisi olsun falan, fakir veya tipsizse geçmiş olsun.
biraz dürüstlüğe davet ediyorum lan hepinizi.
maraş depremi ingiltere'yi dümdüz eder
-
ingilizler hayatlarında deprem görmemiş insanlar. yapı stoklarını depreme dayanıklı yapmıyorlar. tabi ki böyle bir deprem ingiltereyi dümdüz eder. biz deprem ülkesi olduğumuzu bilir iken şehirlerimizin dümdüz olmasına göz yumduk.
dersten atılırken oluşan ilginç diyaloglar
aydın doğu demirkol
-
şimdi bu adamın yetenek sizsiniz performansını izledim.sahneye çıkıyor ve sorulan sorular üzerine diyor ki;babam doktor ben bilgisayar mühendisiyim ve ales notum 90-95 civarı birşey.herkes bu adamdan ve bazı aşırı hareketlerinden nefret ediyor yuhluyor.
gelelim yeni gösterisine adam sahneye cıkıyor işsizim diyor tavuk dönerden bahsediyor babasının sümkürmesinden annesinin onu evlendirmeye çalışmasından dem vuruyor güldürüyor ve sevdiriyor da kendisini.
şimdi iki gösteri arasında max.7sene geçmiştir bir bakıyorsun adam en az 500 kişi tarafından yuhlanmıs şimdi bir bakıyorsun ovv süper.gerçekten biz türk milleti olarak fakir edebiyatına bayılıyoruz ben de bayıldım çok güzel gösteriydi.
theseus'un gemisi
-
theseus paradoksu'nda, theseus'un gemisi üzerinden değişim ve kimlik sorgulanmaktadır.
işin ilginç yanı, atinalılar zaferi gemiye değil, theseus'a borçlular. keşke gemiyi toteme çevirip tapınmak yerine, theseus'u mumyalayabilselerdi, başımıza böyle paradokslar gelmezdi.*
zaman içinde değişiriz. fiziksel olarak değişiriz, huyumuz değişir, davranışlarımız değişir.
theseus'un gemisinin tahtaları değiştiğinde, gemi aynı gemi olmuyorsa, biz ne kadar değiştiğimizde aynı kişi olarak kalmış olabiliriz? "ben" nedir? "ben" kimim? neler beni "ben" yapıyor? sorular bunlardır..
değişmeyen tek şey değişimin kendisidir diyen heraklitos' a göre, artık theseus'un gemisi diye bir gemi yoktur, olamaz da. "aynı nehirde iki kere yıkanılmaz." hobbes*, çıkan parçalardan yeni bir gemi yapılabileceğini, böylelikle theseus'un gemisinin yeniden yaratılabileceğini söylemiştir.
paradoks, insanın değişmez sandığı kimliğinin bile değişmekte olduğunu anlatmaya çalışıyor.
her ne kadar bazı filozoflar bizi biz yapanın bedenimiz olduğunu söylese de, insan yaşlandığı zaman yani (eşyadan hareketle) eskidiği zaman değişmez. fiziksel değişimler insanı başka biri yapmaz.
insan, değerleri ve bakışı değiştiğinde değişmiştir. bence, bu seferlik heraklitos kusura bakmazsa, theseus'un gemisi de her parçası değişmiş olsa bile, theseus'un gemisidir. çünkü atinalılar biliyor ki, o gemi bir zamanlar theseus'la birlikte o savaştaydı ve savaşı theseus'la birlikte kazandı. tahtaların zamana yenilmesi, özü değiştirmez.
24 haziran 1989 bob dylan istanbul konseri
-
eğer hafızam beni yanıltmıyorsa gerçek anlamda istanbul'da izlediğim ilk konserdi. bundan tam tamına 7521 gün önceydi nerden baksan 21 yıl olmuş . daha gencecik bir yaşam ünitesiyken konsere özel bir sebepten dolayı gidemeyen yengemin ( ah şimdilerde ne kadar üzüldüm ah ne kadar anlatamam ) ben gitmiyorum sen dayına eşlik et gerçek müzik dinlersin demesiyle kendimi daha önce orhan gencebay'ın bir filminde hınca hınç dolu bir halk konserinde isyan edercesine elleri kanarken batsın bu dünya adlı şarkısını seslendirirken gördüğüm harbiye açıkhava tiyatrosunun taş koltuklarında bulduğum konserdi.
o sıralar nasıl bir tarihi ana tanıklık ettiğimi fark edemesem de bunu anlamam için üzerinden çok zaman geçmedi.
konser yanılmıyorsam 17. uluslararası istanbul müzik festivali kapsamında gerçekleşmişti , yine daha sonra müziklerini dinlediğim joan baez'de aynı etkinlik içerisinde sahne almıştı tabi onu izleyememiştim zira istanbul'da yaşamıyordum ve istanbula bir kaç günlüğüne gelmiştim hoş joan baez'i de tanımıyordum açıkçası. ne ayıp!
bugün yıllar sonra aklıma geldi , sanırım haberlerde istanbul müzik festivalinin kurucusu şakir eczacıbaşı'nın ( rahmetle anıyorum) cenaze görüntülerinden etkilenmem büyük rol oynadı. benden hem yaşça büyük olduğu için hafızasına ve müzik bilgisine güvenerek camurlusular'ı aradım ki tarihi teyid ettireyim. 1989 dedi hiç düşünmeden! telefonu kapattıktan sonra eve gittim ve başladığım arşiv sandığını karıştırmaya ve sonunda solmuş bir yaprak kağıt üzerine jun 24, 1989 istanbul, turkey yazılmış playlist'ine ulaştım. konser biletimin diğer yarısı nerede onu bulamadım.
şarkılar tam sırasıyla şu şekildeydi ;
1- (bkz: most likely you go your way and i'll go mine)
2 - (bkz: all along the watchtower)
3- (bkz: ballad of hollis brown)
4- (bkz: just like a woman)
5- (bkz: the water is wide)
6- (bkz: ballad of a thin man)
7- (bkz: highway 61 revisited)
8- (bkz: mama, you been on my mind)
9- (bkz: mr. tambourine man)
10 - (bkz: don't think twice, it's all right)
11- (bkz: knockin' on heaven's door)
12- (bkz: i shall be released)
13 - (bkz: you're a big girl now)
14 - (bkz: leopard-skin pill-box hat)
15- (bkz: like a rolling stone)
16 - (bkz: blowin' in the wind)
17 - (bkz: one too many mornings)
18- (bkz: it ain't me, babe)
19 - (bkz: maggie's farm)
tarihin tozlu sayfalarından, ekşi'de nesli tükenmek üzere olan 5. nesil yazarınız beşinci göz , yine tarihin bir sürü byte'larından oluşan server'larında yerini almasını için bildirdi.
+1 için alternatif isim önerileri
-
(bkz: yancı)
gece uyanıp karşında simsiyah bir gölge görmek
-
arkamda bir ışık kaynağı olduğunun göstergesidir.
ilk alınan aracın sıfır olması
-
eşim için yapmış olduğumuz durum.
kazası boyası yok diyen adamların araçlarında pert kayıtları, km düşürmeler olunca mecburen bunu yaptık.
daha henüz 70. km'de arabayı otoparka sokarken evin duvarına çarptı.
tüm mal varlığımız olan arabamızla evimize vurdu, bunu başardı, evet.
(bkz: canı sağolsun)
ali koç'un zorluklarla geçen çocukluğu
-
(bkz: of anne gene mi pirzola)
kuru pastada rağbet görmeyen çeşidi yiyen insan
-
bu insana yüklü miktarda borç verebilir, ortak dükkan açabilir, tatile ve aynı eve çıkabilir, dolu cips paketiyle yalnız bırakabilirsiniz. öyle müstesna, öyle kadirşinas bir karakter.
bu insandan kimseye zarar gelmez. etrafındaki insanlar için fedakarlığı enayilik raddesine kadar gelebilir. umarım iyi niyetini suistimal etmeyen kişilerle beraber olur. müsadenizle kendisinden makas alıyorum.