ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
mehmet barlas'ın omurgasının çıkartılması
-
sağlık problemleri yaşayan mehmet barlas'ın omurgasının 2 parçasının alınması durumudur.
http://www.medyatava.com/…-gunlerini-anlatti_146554
ben hayatım boyunca hiç bu kadar hasta-hastalık uyumu görmedim. kendisine geçmiş olsun.
erkeklerin sevgili olmak istediği kızda aradıkları
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
on yıl falan önce, bir yaz vakti ailecek köydeyiz. o zamanlar babamın en sevdiği çocuğu olan tofaş marka 92 model doğanımızı alıp arkadaşlarla köyün üst taraflarında bir tepeye içmeye gidiyoruz. birkaç kişi daha katılıyor bize sonradan, kalabalığız, içip eğleniyoruz. tam sabahın dört buçuğunda araba yanmaya başlıyor alttan, muhtemelen kuru otlara atılan bir sigara yüzünden. hep birlikte güç bela söndürüyoruz arabayı, motordaki kablolar yanmış, kaporta falan kararmış. sabah altı gibi eve dönüyorum, ne işi varsa o saatte babam avluda karşılıyor beni, dikilmiş bahçenin ortasına, eller arkada bağlı, üstünde atleti, altında çizgili picamasıyla, benim yüzüm falan is içinde, üst baş rezil, kollarımda ufak yanıklar var ama o hiç bakmıyor bile yüzüme, "baba" diyorum, bi yalanlar falan kıvırıcam, fırsat vermeden "sus, içeri git" diyor gözlerini arabadan hiç ayırmadan, içeri giderken anneme sokuluyorum, "ne işi var ya bunun bu saatte ayakta" diye soruyorum, "ne bileyim oğlum, sabahın dört buçuğunda kalktı, içim yanıyor hanım dedi, bir daha da uyumadı, dikildi orda" diyor. ulan diyorum aşka bak, adam telepatik bir bağ kurmuş arabayla, saniyesinde hissediyor, orda yanan ben olsaydım umrunda olmazdı adamın yeminle, devam ederdi horul horul uykusuna ama arabanın lastiği bile inse kalkar sabah dörtte "nefesim kesiliyor hanım" diye.
70 yılın 1 saniyeye düşmesi
-
(bkz: beynim yandı beyler okumayın)
damadın gelinin sırtına bindiği düğün fotoğrafı
-
(bkz: abi bi tur versene)
influencer'ın otelde ücretsiz konaklamak istemesi
-
tüm bunlar yaşanırken diğer tarafta;
"65 yaşındayım diyor mesela, halk ekmek kuyruğundaki bir ablamız, eşi hasta, evde yatıyor, kar yağıyor, bir lira ucuza ekmek alabilmek için iki saattir burdayım diye anlatıyor.
cebimde ay sonuna kadar 5 lira 25 kuruşum kaldı diyor emekli bir abimiz, ay sonuna daha 12 gün varken, çıkarıp gösteriyor 5 lira 25 kuruşunu, 5 ekmek aldım, bu kaldı diyor.
1500 lira maaşla geçinmeye çalışıyorum diyor, ben yaşlarda bir başka emekli arkadaşımız, elinde poşet, poşette üç ekmek… bir liranın hesabını yapacağım hiç aklıma gelmezdi diyor."
edit: (bkz: türkiye'de gelir eşitsizliği ve yoksulluk)
iphone 4
-
apple ürünleri delisi bir insan değilim. uzaktan uzağa takip edip bir de nasıl steve jobs olunur diye boktan bir kitap okumuşluğum var.
yurtdışında yaşayan bir arkadaşım vasıtasıyla ilk defa iphone serisinden bu modele sahip oldum.
iyi telefondur, kötü telefondur, antendir bilmemnedir 1000 lerce kez aynı şeyler yazıldı çizildi.
benim söylemek istediğim şey dün gözlerimin önünde 91 yaşındaki okuması yazması olmayan babaannemin bu telefonu kullanabilmesi oldu. sadece 1 kez gösterdikten sonra, telefonu aldı tuş kilitini açtı fotoğraflara girdi ve sırasıyla fotoğrafları çevirerek baktı.
yani onu bunu bilmem de apple bu ürünle human computer interaction olayının dibine vurmuş arkadaş.
ayrıca fotoğrafları çevirirken her fotoğrafta sayfa çevirir gibi parmağını yalaması çok tatlıydı =)