ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
6 günlük şirkete 2 milyar liralık iş vermek
-
ekmek herkese yetecekti aslında...
tarlaya karga dadandı,
ambara fare,
fırına hırsız,
memlekete harami...
neyzen tevfik(1879-1953)
70 senede bir arpa boy gidememiş ülke kültürü olarak.
başbakan'ın türk bayrağını yerden kaldırması
-
türk bayraklı binlerce kişiye biber gazı ve kimyasal ilaçlı su sıktırıp polise dövdürten adamın icraatıdır.
tayt giyen kızın kıçına bakmamayı başarmak
-
bunu yapabilen erkeğe babanız sizi verse de siz varmayın. olay düşündüğünüz kadar naif olmayabilir.
toki'nin 1+1 konut inşa devrini bitirmesi
-
şuradan görülecek aile ve sosyal politikalar bakanı ayşenur islam'ın açıklaması.
öncelikle soruyorum neden?
evlenmeyi düşünmeyen bekar kişiler ne yapacaklar?
ben evlenmeyi hiçbir şekilde düşünmüyorum. kezâ eskiye göre evlenen kişilerde de önemli derecede azalma var. ben bekar bir birey olarak toplumun yarattığı kalıplara girmek zorunda mıyım?
birey olarak yaşamayı seçtiğim bir hayatta benim varlığımı nereye koyuyorsunuz?
evlenmek ve bir aile kurmak, sizin gösterdiğiniz yolları izlemek zorunda mıyım?
ufak bir ev almayı düşünen bekar kişiler ne yapacaklar?
her tek yaşayan kişi evinde fuhuş mu yapıyor?
en önemlisi tek yaşayan insanlar olmazsa o edepli ailelerin erkekleri "ya evin anahtarlarını bana versene haftasonu" diye kime diyecekler?
madem aile ve sosyal politikalar bakanısınız, 1+1 eve yasak getireceğinize;
insanlar neden evlenmek istemiyorlar,
toplumu fuhuşa iten nedenler nelerdir,
ekonomi nasıl iyi hâle getirilir de insanlar refaha ererler
gibi sosyoljik ve ekonomik sorular üzerinde düşünün. o zaman zaten böyle şeyler düşünmenize de gerek kalmaz.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
saniye teyze dün 60 yaşına bastı,artık ona bir dakika diyoruz.
(bkz: gülsem mi ağlasam mı)
aslında iyiymiş.çok sayıda mesaj geldi.
edit: cezmikalorifer bile ekran görüntüsü alıp instagramda paylaşmış.
cuma izin alınca yıllık izinden iki gün düşülmesi
-
4857 sayılı iş kanunu incelemesi ile kafa şişirmek istemem, kanunda düzenlenen " haftanın altı günü iş günüdür" ibaresi sebebiyle yıllık izinlerinizde cumartesiler de düşülür.
ancak yargıtay der ki; işçi şayet fiilen cumartesi günleri çalışmıyorsa bunun yıllık izinden mahsubu iyi niyet kurallarına ve işçi lehine yorum ilkesine aykırıdır.
ama tabii bu ancak dava aşamasında gözönüne alınan bir husustur ki dava açtırdığınız avukatların yüzde doksanı iş hukukuna hakim olmadığından bunu bilmez ve işverence sunulan belgelerde haftalık 5 gün-6 gün hesabına girilmez, dava açarsanız bunu avukatınıza hatırlatmanızda fayda vardır.
ayrıca hafta içi izin kullanarak beş günle yırtacağını zanneden arkadaşlara da kötü bir haberim var, işi bilen yöneticiler beş günlük yıllık izin kullandığınızda altıncı günü de düşerler.
doğru bir uygulama olmadığını düşünüp yazmışımdır defalarca, yargıtay'la aynı fikirdeyim, fiilen çalışılmayan günün iş günü gibi düşülmesi hakkaniyete ve iyi niyet kurallarına aykırıdır.
iyi niyet olursa twitter bile açılır
-
bülent arınç'ın, twitter'da erişim yasağı varken nasıl tweet atabildiğini açıklayan müthiş tespiti.
"biz faydalı işler için yazıyoruz. mesela 'ben bu sabah akhisar'a gidiyorum' dedim sadece. çalışmalarımı anlatıyorum. nasıl ulaştı, erişime nasıl açıktı bilmiyorum o sırada, düşmüş. düşünce de beni sağdan soldan aradılar, 'herkes tweet atamıyor, siz nasıl atıyorsunuz' diye. özel bir çabamız olmadı. allah kapıları açıyor demek ki iyi niyet olursa twitter bile açılır' dedi." http://www.haberturk.com/…tan-ilginc-twitter-yorumu
boşu boşuna o kadar dns kasmışız arkadaşlar, her şey bir iyi niyete bakıyormuş. şimdi ayarımızı yedik, mahcup mahcup oturuyoruz.
evrim teorisi
-
limon kimyon zorro evrim teorisi defterine ek
1337. gün.
-evrim karşıtları daha önce açıklanmış konuları yeniden soruyorlar. deneklerin okuma alışkanlıklarında bir gelişme kaydedilemedi.
-denekler halen aynı hatalı argümanlarla evrimi çürüttüklerini sanıyorlar. argüman üretme ve destekleme konusunda ilerleme kaydedilemedi.
-denekler halen evrim teorisinin insanın maymundan geldiğini iddia ettiğini sanıyorlar. yeni bir bilgi edinme kabiliyetinde gelişme kaydedilemedi.
-deneklerin anadillerindeki yazma kabiliyetleri halen en temel dilbilgisi kurallarını ihlal edecek seviyede. el göz koordinasyonları yahut derinlemesine bilgi edinme kabiliyetleri genetik düzeyde hatalı olabilir.
-denekler evrim ve evrim teorisi arasındaki farkı halen öğrenemedi. ikisi aynı şeymiş gibi davranmaya devam ediyorlar.
-denekler karşı çıktıkları evrim teorisinin yerine alternatif bir bilimsel çözüm önermiyorlar. yapıcı yaklaşımdan hala uzaklar. bilimsel vandalizm karakteristik gösterge olarak kullanılabilir.
-denekler halen bizi konuşturmuyorsunuz diyerek duygusal tepkiler gösteriyorlar. oysa bununla kast ettikleri şey "hala bizi onaylamıyorsunuz". buradan deneklerin ortaya koydukları kaynaksız argümanlara körü körüne inandıkları sonucuna varabiliyoruz.
-denekler evrim teorisini ideoloji olarak algılamaya devam ediyor. hiçbir bilimsel makalede herhangi bir dini görüşün yer almadığı defalarca anlatılmasına rağmen böyle düşünmeleri eğitilebilir olmadıkları konusundaki şüpheleri güçlendiriyor.
-denekler halen her sorularına tek tek cevap verilsin istiyorlar. başkasının aynı sorusuna verilmiş cevabı arayıp bulmayı tercih etmiyorlar. araştırma kabiliyetlerinde ve tembelliklerinde değişim kaydedilemedi.
-denekler daha önce başkası tarafından sorulmuş ve detaylıca cevaplanmış bir sorunun aynısını sorduğu halde, cevap alamazlarsa bunun verilecek bir cevap olmadığı için olduğunu sanıyorlar. herkese tek tek cevap verilmesi gerektiğine olan inançları altı boş bir özgüvenin göstergesi olarak kaydedildi.
sanırım artık çalışmalarımızın geleceğinden şüphe etmeye başlayabiliriz.
ben açtım başlığı it kopuk gibi yazamazsın
-
şu anda adını vermek istemediğim bir başlığa girdiğim entry üzerine bir hanım abladan dün aldığım mesaj.
kanıt
bugüne kadar başlığına yazıp rahatsız ettiğim tüm yazarlardan özür dilerim. bundan sonra artık başlık sahibine sormadan entry girmeyeceğim. hatta telif hakkı gibi başlık parası vereceğim. itliği kopukluğu bırakıp atom fiziğine ve profesörlüğe yoğunlaşacağım.
edit: arkadaşlar başlığı ve yazarı soranlar oldu, ifşa etmek için değil komik geldiği için yazdım bunu. bunları bana değil sözlüğe dolduranlara sormak lazım.
beş ay öpüşmeyin
-
nasreddin hoca durur mu yapistirmis cevabi, "bakanim siz ya hic opusmemissiniz ya da sayi saymayi bilmiyorsunuz".
şıracının şahidi bozacı
-
şıracı ile bozacı osmanlı zamanlarının bilinen iki keyif üreticisi ve satıcısıdır. o zamanlardaki toplumsal ikiyüzlülüğün örnek mekanlarıdır. sözde içki yasaktır ama yönetim bilerek şıracıya da bozacıya da göz yummuştur. bunlardaki alkol oranları zaman zaman değişse de bugünkü içki düzeylerine yakın içecekler satılırdı. soran olursa da adı şıra ya da bozaydı...
şıranın şarapla akrabalığı gibi bozanın da birayla akrabalığı vardı. yoksa osmanlıdaki bozacı ve şıracı yasaklamaları neden olsun? ya da bu ünlü atasözümüz.
bu deyiş, ikisinin de benzeri bir kaynağa dayandığını, keyif verici maddeler üreten ve satanlar olduğunu, bu nedenle de birinin, diğeri lehine şahitliğinin çok da güvenilir olamayacağını anlatan bir söz öbeğidir.
unutulmasın ki, en eski dillerdeki boza ve bira karşılıkları aynı anlama gelirmiş. zaten bilinir ki hem kadim anadolu uygarlıklarında hem de mısır'da bira denilen içecek şimdikine göre epeyi kalınca bir şeymiş, neredeyse boza kalınlığında, hatta boza gibi, yani aslında boza.
kaynak olarak efes pilsen'nin sponsorluğunda, tarih vakfı tarafından hazırlanmış bira tarihi kitabına göz atılabilir.