ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
uzun süreli ilişkinin sırrı
-
biz gazeteci yaşlı bir köylüye sormuş;
-65 yıl nasıl bir yastığa baş koydunuz?
köylü teyze cevap vermiş.
“bizler yırtık elbiselerin yamandığı, söküklerin dikildiği, kırıkların tamir edildiği bir zamanda doğduk, kullanılıp atıldığı ve yerine yenisinin alındığı bir zamanda değil...”
bokunu yiyim ben o köylünün.
mackolik.com'un yaran üye yorumları
-
14 aralık ajax-utrecht maçı
ykayserili: beyler teravih namazı kaç rekat?
ooxxoo: ykayserili 20 rekat ama o sorunun sorulacağı yer burası değil kardeşim.
ykayserili: dostum merak ettim, özür dilerim. bir daha müslüman bi ülke liginde sorarım. *
survivor all-star
-
konseyde oylar açıklanırken ahmet çıktıkça takımdaki herkesin şaşırarak gözünü belerte belerte ahmet dursuna baktığı yarışma.
amk sanki biz yazdık ahmet oylarını da koyduk kutunun içine.
time dergisi'nin acımasız kılıçdaroğlu yorumu
-
“ karizmatik erdoğan “
dünyanın en kısa fıkrası.
sırf ibnelik olsun diye yapılan şeyler
-
adam otomobili gösterir,
-bu modelden dünya üzerinde sadece dört adet ürettik
+niye?
-hiiç. ibneliğine.
(bkz: yiğit özgür)
rom
-
içmek için kokteyl haline getirmek şart değildir. sade bir servisle, viskiye benzer şekilde tüketmek makbuldür.
poor rum (sade rom): klasik viski bardağına 4 cl (bir parmak ediyor) kadar koymanız yeterli.
rum on the rocks: on the rocks olarak tabir edilen ağzı açık ve küçük viski bardağına yine aynı miktarda rom koyun. içine 4 ya da 5 küp buz atın. buzlu rom yani.
rum and water: klasik viski bardağına 4 cl rom, 2-3 parça buz koyuyorsunuz. istediğiniz kadar su ekleyebilirsiniz. genellikle ingilizler romu bu şekilde içiyor.
suda oksijen varsa su neden yanmıyor
-
"su yanmaz..sondurur..cunku mesela dusmanimin dusmani dostum..yanici yanici da sondurucu olur..o yuzden iste"
(niels bohr,1894)
edit: oksijen yakiciymis. sanirim bohr bu konuda biraz sallamis.
edit2: zaten bohr 1894 yilinda 9 yasindaymis..devam edin siz.
çağla tuğaltay cinayeti
-
henüz 15 yaşındaki çağla tuğaltay, 5 haziran 2000 tarihinde fulya’daki evlerinde boğazı kesilerek öldürüldü. cesedi bulunduğunda iç çamaşırları çıkartılmıştı. adli tıp kurumu raporu sonuçlarına göre katili, çağla’ya tecavüz etmemişti ya da edememişti. evden çalınmış tek eşya yoktu. kapı girişi zorlanmamıştı. apartmana giren yabancı birini gören yok.. cinayet aleti bıçak evin mutfağından alınmış, parmak izi yok.. dosya kapatıldı. 2009 yılında ise istanbul emniyet müdürü hüseyin çapkın’ın talimatıyla özel bir ekip kuruldu. ancak görevlendirilen ekip de cinayeti aydınlatamadı.
(bkz: hande çinkitaş)
bu çocuklar evlerinde, en guvende olduklarını düşündükleri yerde öldürülüyor. hem de iğrenç bir şekilde. ceylin adında on yaşında bir kızın da katili komşusu çıkmış. dilerim bu iki kızın da katili yakalanır.
edit: olay yeri uzmanı bir polis çağlanın ayakkabısının mutfakta bulundugunu ama parmak ızı alınmadıgını belirtmiş, olay yeri inceleme ekibinin de ihmali olduğunu eklemiş. bilgi için @merhabahocam’a teşekkürler
istanbul'da yaşamak
-
bu sehri terkedemeyisin asil nedeni "ihtimaller hastaligi" dir.
6 aydir denize inmemissinizdir ama denizin orda oldugunu bilmek, "gidebilme ihtimali"ne baglanirsiniz.
evci bi insansinizdir, ama gece hayati, bar vs gibi ortamlarin varligini bilme ve istegidiniz zaman "ulasabilme ihtimaline" baglanirsiniz.
butun konserler, muzeler, tiyatrolar etkinlikler ordadir ama gitme sikliginiz senede bire donusmustur bile hayat temponuzdan, fakat nasi olsa elinizin altindadir dimi "istediginiz zaman kacabilme" ihtimaline baglanirsiniz.
iste bu sehirde kaldikca nufuz eder bu hastalik, gittikce kronikleserek.
ihtimaller hastaligi.
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
denizden çıktıktan sonra şezlonga uzanınca sıcağın etkisiyle az evvel kulağa kaçmış suyun ılık ılık akması.