hesabın var mı? giriş yap

  • ne 11 mart 2013 ekşi sözlük beta devrimi, ne ssg'nin sözlükteki troll'leri uçurmama sebebi, ne de 8284 kadın çaylağın 8 mart'ta yazar yapılması.. kaldırılmasıyla sözlüğe yapılmış en büyük ihanete sebep olan ispiyon gerekçesidir.

    32.600.000'den fazla entry yazılmış sözlüğe bugüne kadar.. şu anda 17.700.000 adeti kalmış, gerisi uçmuş.

    sözlük formatını bilen troll'lerin ve sözlük formatını bilmeyen suser'lerin de büyük katkılarıyla bir zamanlar gerçekten kutsal bilgi kaynağı olan ekşisözlük'ün, yakında bir çöp tenekesinden farkı kalmayacak.

    zaten konulmuş format kurallarını bile delerek sözlüğün ebesiyle ilişkiye giriliyorken bir de sözlük için en iyi korumayı sağladığını düşündüğüm döyzb kaldırılınca artık bu 17 milyon entry hiç okunmayacak. aynı şeyler tekrar tekrar yazılacak. bir zamanların kutsal bilgi kaynağı, artık kendini tekrarlayan, yeni bir şey veremeyen bir forum sitesi olacak. (bu cümlelerimde gelecek zaman kipi kullandım ama aslında geçmiş zaman kipi mi kullanmalıydım?).

    birbirinin aynısı başlıklar, entry'ler dolu her yerde.. aramaya inanmak artık öldü, kemiklerini sızlatıyorlar.

    ben bir şeyler öğrenmek için mi, yoksa aynı şeyleri tekrar tekrar okumak için mi gireceğim sözlüğe artık? gerçekten yazık.

  • beğenirsin beğenmezsin, seversin sevmezsin. adam 15 senedir televizyonda, sinemada bilmem nerde iş yapıp çalışıp kazanmış bir ev almış. parası da var. bakmış ki yetkililerden yeterli hayır yok, basmış parayı, kendi ekibini kurmuş ve evini korumaya çalışıyor. ne var bunda onu anlamadım.

    hayır nedir yani, korumasın mı? yanmasını mı beklesin? senin orda bir evin olsa elinden gelen maksimum ne ise yapmayacak mısın? yangının yanında araban olsa çekmeyecek misin mesela? madem her yer yanıyor bizimki de yansın arada ne olacak mı diyeceksin?

    bunun paraya tapmakla falan ne ilgisi var. herkes gücü yettiğince canını da malını da korumaya çalışır. kiminin gücü eş dost çağırmaya yeter, kimi parayı basar 50 kişilik ekip kurar. bu kadar basit.

    şahan'ın sana bana borcu mu var, kamuya dair bir yöneticilik görevi mi var da kızıyorsunuz adama. bu adamlara kızacağınıza, illegal yoldan, başkalarının sırtına basıp ezerek haksız kazanç sağlayan ve sefasını süren insanlara kızın.

  • 1990'larda çocuk olan insandır.

    ahh ahh o dönemler lc waikiki'den giyinmek ne popüler bir şeydi. niye popülerdi tam olarak bilemiyorum ama lc waikiki'ye gidip maymunlu maymunlu eşofmanlar aldığımızı ve çok mutlu olduğumu hatırlıyorum.

  • en yakın arkadaşım 2 sene önce evlendi. öncesinde 4 sene devam eden ilişki ve nişan süreci vardı. toplamda 6 sene. ben nikah şahidi oldum, o derece yakınız. evlerine gidip gelirdim, ilişki başından beri eşini de çok iyi tanıma imkanım oldu. ev istediler, arsalarını vs satıp sıfır ev aldı benim arkadaş. kır düğünü istediler en güzeli yapıldı. eşya şu marka 10 tane bilezik bilmem kaç tane ondan dediler hepsi yapıldı. gerçekten sevdiği için arkadaşımın tüm ailesi seferber oldu maddi ve manevi. her şey istedikleri gibi yapıldı. sonra 2 sene evlilik süreci sonunda, arkadaşımın bu virüs yüzünden işsiz kalması ile kız değişmeye başladı. ki o süreçte aldığı işsizlik maaşı ile geçimini devam ettirdi. ama daha ilk zorlukta kız sen bana bakamıyorsun, istediğim gibi gezip tozamıyorum demeye başladı. boşanmak istedi. biz şaşırdık. evin içinde tartışmalar olmuş tabii bize de anlattılar. ama sonra ailesi gelip kızlarını aldı. sonra biraz beklediler ama babası arayıp kızım boşanacak, altınların hepsi bizim olacak, eşyaların yarısını istiyoruz demiş. niyetleri para olduğu belli oldu, bizim arkadaş biraz saf ve yuvasını kurtarma derdinde baktığından olaylara diğer yüzünü görememiş, işsizlik üstüne eşinden darbe yemesi onu bunalıma soktu. o da istemiyorum artık, bu zor durumda en ufak sorunda bu hale geldiyse daha olmaz dedi. ki 2 hafta sonra dava açmışlar. mahkeme celbini okudum, 100 milyar talep edip, tüm altınları, eşyaların yarısını ve 1000 tl nafaka istemişler işsiz adamdan. yazdıkları iftiralara okudukça ben güldüm ama kendimi onun yerine koyup düşününce, bu kadar emek sonrası karşılığında yazanları okuyunca, inanılmaz ağır. kızın avukatı zaten boşuna uğraşmayın, altınları ne yaparsanız yapın mahkeme bize verecek, kanun böyle demiş. neden yazdım bunu derseniz. genellemelerinizden nefret ediyorum. her erkek aynı değil! köpek gibi çalışıp, evden dışarı bile adım atmayan, akşam eve gelip eşine yemek yaparken bile yardım eden bir adamı bile bu şekilde terk edebilen kadınlar var! demem o ki, herkes aynı değil, herkesin hikayesi de aynı değil!

  • reşat ekrem koçu'nun osmanlı arşivlerinde bulunan 69 numaralı mühimme defterini kaynak göstererek naklettiği köpeklerini insan eti ile besleyen haydut başlıklı kısa yazısı, bir entry ile buraya taşınmaya değer niteliktedir.

    bolu sancak beyi behram'ın üçüncü murat'a gönderdiği bir şikayet mektubu, haymana tayfasından bali oğlu hamza arkadaşı pîrî ile beraber yollar kesmiş, evler soymuş, haymana emini osman'ı evini basarak öldürmüş, devlete ait yük akçesini yağmalamış, taraftarlarının sayısını arttırarak ankara ve çevresi için etkin bir tehdit unsuru haline gelmiştir.

    bir gün eşkiya hamza, istanbul'a kadar gider ve kendisini devlete şikayet eden üç adamını pusuya düşürerek öldürür. cesetlerini evine getirip, kocaman bir kazana koyup pişirdikten sonra köpeklerine yedirir. ayrıca bu zalim eşkiyanın köpeklerini yıllarca insan etiyle beslediği de tespit edilmiştir. mesela sipahilerden veliyi yaralayarak yakalamış, onu da köpeklere yedirmek üzereyken ankara sancak beyi, kaymakamı sinan çavuştan yardım istemiştir. bir müfreze ile yola çıkan sinan çavuş, eşkiyaya yenilerek hamzanın eline düşmüştür.

    üçüncü murat, 6 muharrem 1001/13 ekim 1592 tarihinde ankara sancak beyine ve kadısına gönderdiği emirle köpeklerini insan etiyle besleyen hamza'nın ve yoldaşlarının haklarından gelinmesini emretmiştir.
    kaynak

  • arkadaşa tecrübelerini paylaştığı için teşekkür ederiz.
    aile boyu bu işi yapıyorlarsa demek.

  • sabahtan beri kız kardeşinin dün facebook sayfasında yazdıklarını okuyorum.

    "kız kardeşim kayıp, 160 boylarında, yeşil montu var, görenler lütfen haber versin" deyip fotoğrafı paylaşmış.
    bugün haberini aldı. tecavüze uğrayıp bıçaklandığı, daha sonra da cesedinin yakıldığı haberini.

    26 yaşındayım. babamı birkaç sene önce kaybettik. 20 yaşında bir kız kardeşim var.

    dayanamadım, insan aklı ya, bir an bu senaryoya yerleştirdim rolleri.

    bir babayı, bir anneyi, bir abiyi, ablayı, kardeşi kim durdurabilir? ne durdurabilir? beni kim durdurabilirdi mesela? neden durdurmak isterdi ya da?

    bir babanın o insanları polisten önce bulup gebermek için yalvartacak kadar acı çektirmesini şu entryi okuyanlardan kaç kişi gerçekten istemez? bir düşünün, şu an önünüzdeki 3 sandalyede bağlı halde bulunmalarını gerçekten arzulamaz mıydınız? tek tek dişlerini sökmeyi, acı çığlıklarını duya duya tırnaklarını yerinden çıkarmayı hayal etmez miydiniz?

    ben ediyorum. nasıl ki zalimler için yaşasın cehennem diye bir söz varsa, ben de bu canilere, dünyadaki tüm canilere hak ettiklerini verebildiğimiz bir cennet hayal ediyorum.

  • fantastik diyaloglar şeklinde gerçekleşeceği belli olan durumdur.

    allen - şu çok popüler siten neyle ilgili?
    ssg - bir sözlük.
    allen - gerçekten mi? süpermiş. (ulan bu türkler matbaayı da çok geç kullanmışlardı zaten, bir sözlük yaptı diye çocuğu el üstünde tutuyorlar, yazık)