ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
metro turizm'in yolcularına dayak atması
-
(bkz: arkadan ölmeyen kaldı mı?)
yeni dönem türk indie gruplar için isim önerileri
-
(bkz: mor koltuk galerisi)
(bkz: marmelat turuncusu)
(bkz: ertesi dün)
(bkz: ağaç elli kelepçe)
(bkz: bulut düşü)
(bkz: sen ben mavi)
(bkz: orta galeri kapısı)
(bkz: yeşil gözlü ev)
(bkz: tarkan arkın)
(bkz: üzülme fare)
(bkz: sarı uçak)
(bkz: çeyrek elma)
(bkz: at felsefesi)
deli sacmasidir.
oreo'nun negro'dan tam olarak farkı
-
tadıdır. negro açık ara farkla daha güzeldir.
esra erol
-
mafya reisinin gelini olan polis kızı. başka sorusu olan?
anne babanın mesleğini soran öğretmen
-
dünyanın en asap bozucu şeylerinden biri. ilk sorulduğunda babamın mesleğini söyleme gafletinde bulunmuştum "pikocu" diye. sonra muhabbet "pikocu ne?", "nasıl yani terzi mi?", "overlokçu mu oluyor o?", "hele bir anlat şunu" diye öyle uzamış ve ben anlatmayı başaramadıkça o kadar canımı sıkmış, beni sınıfta öyle rahatsız edici derecede ilgi odağı haline getirmişti ki sonraki senelerde "emekli", "serbest meslek" diye geçiştirmeye başlamıştım. onlarda bile öğretmen tatmin olmazsa "nasıl serbest meslek? öyle geziyo mu yani?" diye dalga geçebiliyordu. sonunda bir sene "bilmiyorum" bile dedim artık dayanamayıp. "bilmiyor musun? babanın yaptığı işi bilmiyor musun?" raddesine gelmişti ama o kadar sıkılmıştım ki gönül rahatlığıyla "bilmiyorum" demeye başlamıştım. o beni rahatlatmıştı.
işin ironik tarafı 14 yıldır ekşi sözlük'te pikoyu ve pikoculuğu anlatan yegane entry'ler bana ait.
edit: "terzi diyeydin ya" demişler. terzi demeyi denedim, "terzi gibi" dediğim oldu ama düz "terzi" diye sallamayı içime sindiremedim. veteriner babayı doktor diye tarif etmek gibi olacaktı. sanki babamın mesleğinden utanıyormuşum da yalan söylemeye ihtiyacım varmış gibi hissedecektim. o yüzden "terzi" demedim "terzi gibi" dedim ama o daha çok probleme yol açtı.
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
-
(bkz: emeğiniz emanetimizdir)
sınavlarda verilmiş en kötü yanıtlar
-
1900lu yillarda aynen ya$anmi$tir.
edebiyat sinavi. soru: "baki'nin her yaneden ayagina altun akup gelür /
escar-i bag himmet umar cuybardan beytini ceviriniz." cevirinin sonu "dusen yapraklar medet umar irmaklardan" olacak.
yanda oturup "cuybar ne?" diye soran adamin soyadi akarsu'dur.
-"oglum, cuybar ne lan?"
-"fisir fisir"
-ne?
-"nehir. nehir."
-"ne?"
-"yahu, nehir! river, ....riviere,.... irmak, ....dere,... cay"
-"ne?... ne?...ne?... ne?...ne?... ne?...ne?... ne?..."
- "ooooof! hah, soyadin salak!"
- "tamam. saol."
sonuc: sinavdan cikilir, zaman gecer. notlar aciklanir.
edebiyatci: "x, sen bi daha istersen y'den kopya isteme evladim. senin iq seviyene gore fazla komplike kopya veriyo. ben de cok dusundum soyadini nerden cikartti bu diye."
adamin yazdigi: "du$en yapraklar medet umar soyadlarindan."
anne ve kızlarını yaya geçidinde ezen sürücü
-
şehir içinde 50, hatta okul bölgesinde 30 ile gittiğiniz için size sinirlenen, sizi tahrik eden ibnelerden birisi değilse ne olayım.
orkid'in kısırlık yapması
-
yanında börek falan da yapabiliyorsa iyidir, gün teyzesi olabilir. sadece kısır yetmeyebilir.
seni önce döverim sonra youtube'a koyarım çocuk
-
kafama takılan soru;acaba dövemeyip dayak yeseydi yine youtube'a koyar mıydı?
kompozisyonun gelişme bölümünü girişten az yazmak
-
(bkz: giriş sıçış sonuç)