hesabın var mı? giriş yap

  • yargılamamak. öyle ki ne bok yenilirse yenilsin arkadaşına anlattığında seni anlayacağını, hiç onaylamadığı bir şey dahi olsa anlamaya çalışacağını bilmek.

    kıskanmamak. iyi günleri samimiyetle paylaşmak en önemlisi, kötü günleri evleviyetle zaten. arkadaşlar birbirlerini aşağı değil yukarı taşımalı.

    farklı insanlar olduğunuzun farkında olmak ve ona göre hareket etmek, onun kafasından düşünebilmek.

    paylaşmak. yeri gelir derdinizi, mutluluğunuzu; yeri gelir evinizi, arabanızı paylaşırsınız. paylaşmak anahtar kelime. arkadaşlarınızı, ailenizi paylaşmaya kadar gider bu.

    bunları yazıverirken gözümün önüne gelen ve bizi ne iyi arkadaş yaptı diye düşündürenlere selamlar, seviliyorsunuz *

    imla*

  • on kere ligin en skorer oyuncusu olmus, bunlarin buyuk kisminda otuz sayi ortalamasini gecmis ve bir seferinde 37.1 gibi bir ortalama tutturmus, kirk yasinda 20 sayi ortalama yapmis kariyerini 30.1 sayi ortalamasiyla bitirmis, ve bunlari prime time'inda babasinin oldurulmesiyle basketboldan iki bucuk yil uzak kalarak basarmis, (bkz: chicago bulls) takimina 6 sampiyonluk kazandirmis, nba tarihinin en iyi skoreri ve tum basketbol tarihinin en buyuk sporcusudur.

  • bunun görgü ile değil tamamen karakterle ilgisi vardır. bir çok hatunla yeme içme takılma fırsatım oldu. bazıları buluşma yerine gelirken mesajda "aa cüzdanımı evde unutmuşum eve dönsem mi ?" diye mesaj atacak kadar yüzsüzken, bazıları ise tuvalete diye gidip çaktırmadan ödediğin hesabı kabul etmeyecek kadar gururlu oluyor.

    mesela para, görgü değil. imkanı olmayıp 2 çay içip kendi hesabını ödeyen kadın ile masaya bi yanarlı dönerli meyve tabağı söylemediği kalmayan ve hesap geldiğinde numaradan çantasını ağır ağır karıştıran kadın arasında bariz "asalet" farkı vardır.

  • babam annesiz büyümüş. henüz 2 yasindayken anne-baba ayrılınca, kadın dönmüş köyüne, 5 aya kalmadan yeniden evlendirmisler, 1 yıla kalmadan da başka çocukları olmuş.
    babamın babası evlenmiş tabii boş durmamış. evlenip ayrılmış,bir de babamla yaşıt bir çocuğu olan öğretmen bir hanımla. sonra da ortak bir çocuk daha yapmışlar, evin altın çocuğu olan amcamı.
    böylelikle anneli kardeslerinin içinde annesiz kalmış babam. dedem çok dövermiş babamı kimse de önünde siper olmamış.
    56 yaşına geldi babam, annemle ayrilar, hali vakti oldukça yerinde, bolca okur, küçük güzel zevkleri vardır. geçenlerde amcasi yüklü bir miktar borç istemiş babamdan,
    "tabii benden isterler.."diye anlatıyor babam,
    "kardeşimden isteyemezler..bizden isterler.. biz sahipsiziz ya.."
    56 yıl geçer, mesleğini eline alırsın, çocuğun olur, onu buyutur meslek sahibi yaparsin, evlenirsin, boşanırsın, emekli olursun, ama hala sahibini ararsın.

    edit: hiç görmeden babama sevgilerini ileten pek çok güzel yazar oldu,çok teşekkür ederim. uzulduklerini söyleyenler de oldu. babam muhteşem bir insandır. bazen zordur ama muhteşemdir. rüyamda babama yılın babası ödülü bile vermişlerdi hatta:)) bugün konuştuğumuzda bundan bahsetmek istedim, bahsedemedim nedense kaldı öyle içimde, üzülsün de istemedim. selamlariniz sevgileriniz hep bende kaldı ama ben onları elbet ileteceğim.

  • fat'ih terim'in öğrencilerine çek cumhuriyeti maçı öncesi verdiği taktikmiş, ahahahahah..

    şimdiye kadar bizim mahalle maçlarında oynadığımız topun top oynamayı bilmeyen sahibi gibi oynuyorlardı zaten..

    "kendiniz gibi oynayın" diyor ya..

    ulan ne geldiyse başımıza kendileri gibi oynadıkları için gelmedi mi zaten? biraz messi gibi, ronaldinho gibi, hagi falan gibi oynasınlar..

  • oradan buradan aparma içeriklerine, ölüm tarihinizi tahmin ediyoruz testlerine, kazağının altında külot giyip elinde kahve tutan tumblr kızı gifiyle doldurulmuş "gerçek aşkı bulunca anlayacağınız şeyler" galerine filan razıyım, istedikleri kadar para kaldırsınlar umrum değil, bu ülkede en çok acun, seda bacı filan kazanıyor sonuçta, yeter ki şehitler üzerinden hit almak için yırtınmasınlar. bugün yüksekova saldırısıyla ilgili bir anketine bir de galerisine rastladım, bu kadar da kepazeleşilemez:

    "dağlıca'dan gelen kötü haberler sonrası sosyal medyada pkk saldırısında 10'un üzerinde askerin şehit olduğu bilgisi geldi ve ardından olaylar gelişti"
    demek olaylar gelişti? kaderimin yazıldığı gün dizisini, maçta yapılan taşkınlığı anlatıyor sanki. olaylar gelişmişmiş lan, vay amk.

    sonra üstüne bir de anket çakmışlar, tek eksiğimiz tamamlanmış: "dağlıca saldırısı'ndan sonra herkesin bir fikri var. peki sen ne düşünüyorsun?". birinin genital gölgesini düşünüyorum, dile getirmek istemiyorum. sen de olaya bu kadar üzülme onedio, kendini bu kadar paralama, hasta masta olursun mazallah, don renginizi tahmin ediyoruz testlerine geri dön.

  • (bkz: canısı)

    edit: madem yazdık biz de nerede ve ne şekilde gördüğümüzü söyleyelim. bu anlamlı ve güzel sözün hikayesini anlatalım.

    yer: konur sokak, leman kültür

    sevgili ile beraber leman kültüre oturduk. alışveriş falan yapmıştık bir hayli yorgunuz. biraları söyledik. yanında da soslu patates cipsi. yarime dövme yaptıracağız. fikir arıyoruz nasıl bir şeyler olsun diye. gelip geçenlerin vücudunu inceliyoruz nasıl dövmeler var diye. güzel şekiller arıyoruz. daha sonra garson biraları getirdi masaya koydu. garsonun kolunda bir dövme. sadece canısı yazıyor. amatörce. belli ki kendi kendine yapılmış bir dövme. sadece canısı yazılı. c harfi kapatılmaya çalışılmış. beceremeyince anarşizm işaretine çevirmeye çalışmış. çarşı'nın amblemi diyeyim o zaman daha anlaşılır olur.

    patatesleri de koyarken sordum garsona;
    -çok mu seviyorsun abi koluna işlemişsin.
    +çok sevdim be abisi. ama bana yar olmadı. adının baş harfi c idi. ben de c'yi silmeye çalıştım. dedim ki c'si giderse sadece anısı kalır. beceremedim çok daha fazlası kaldı.
    -eyvallah abi
    +eyvallah

    edit 2: ibrahim erkal şarkısı olduğunu da belirtmem konusunda uyarıldım.

    edit 3: ben bu hikayeyi neden anlattım? sevgilim var oğlum beraber alışverişe falan çıkıyoruz. bildiğin nefes alan bir kadın sahibiyim. ı have got kadın ulan!!!

    şaka şaka neden anlattım bilmiyorum ilk duyunca bayağı içerlemiştik. dedim ki dövme iyi de sonra işte anısı kalırsa sıkıntı büyük be abi!