hesabın var mı? giriş yap

  • "ingilizce metinleri içimden okurken adeta bbc spikeri gibiyim, ama dışımdan okuyunca tam bir mençistır köylüsü."

  • iki aylık kyk ve yeşil pasaportumla haftasonları amsterdama giderdik. interrail gruplarında gençler fransada şuradayım buluşalım buradayım pizza yiyelim diye postlar atardı. çantanı al yola çıklar neler neler.
    ulan amerikalı gibi takılmışız ha gerçekten. o günlere bakıp bir de şimdiye bakıyorum da aynı olayı muhtemelen hayatımın sonuna kadar bir daha yapamam.

    mesajlar üzerine edit: skyscanner ve türevi sitelerden sezon dışı genellikle kışın 10-15 euroya bilet buluyorduk. booking türevi sitelerde falan da o zamanlar tr'ye kapalı değildi bilirsiniz. yatak başı 5-10 euro ediyordu. 2 gece kalıp geliyorduk. beyniniz almıyor biliyorum ama olay buydu. zaten o dönemde facebookta bu gruplarda olanlar bilirler bunları. algınızı açın. türkiye böyle bi dönemden geçti siz inanmasanız da. bu konuda daha fazla inanamayan insan varsa şu linkten bahsettiğim zamanlara gelip gönderileri inceyelebilirler.9 euroya osloya bilet vardı lan.
    insanlar çok ilginç ben bunları yaptım diye gelip bana kızıyo mesajlardan. al link verdim dön bak o döneme. sanki ben getirdim ekonomiyi bu duruma ya :d.d ayrıca adam kendi yapamamış diye bana bok atıyor :d kafanı öpeyim o zaman kardeşim biz yaptık işte nargile kafelerde gezmeseydin.
    edit 2: akpliler cok gaza gelip mesaj atiyor o dönemde bankalar batti kyk 60 milyondu falan diye. sizin döneminizden bahsediyorum diyince apışıp kalıyorlar :d bahsettiğim dönem 2010-2015 arası arkadaşlar

  • mesele namaz kılmak değildir. mesele türk silahlı kuvvetleri'nin üniformasıyla namaz kılmaktır. laik bir devletin kurumundaysan hele bir de koskoca ordunun komutanıysan; şahsi değerlerini üniforman üzerindeyken bir kenara bırakacaksın. aksi takdirde kötü niyetli bir şovmen olursun.

    düzeltme: girdimi, ibadete karşı hoşgörüsüzlük içerdiği düşüncesiyle eleştirenler olmuş. aynı üniformayla ibadet için kiliseye veya sinagoga gidilseydi de aynı hoşgörü olurdu değil mi? müslümanın ibadeti savunulup da bir başkasınınki savunulmazsa; ortada bir zaaf vardır. laiklik de bu zaafı yok etmek için var zaten ama işte anlayabilene.

    2. düzeltme: osmanlı örnekleri verenler olmuş. bu örneği verenler ya idiot ya da hangi tarihte ve hangi devlette olduklarını unutmuş olmalı. anayasasında laiklik olan bir cumhuriyetteyiz, gelmiş şeriatla yönetilen islam devleti; osmanlı imparatorluğu'nu örnek gösteriyorsun.

  • marvel evreni'nin haşarı robotu ultron tarafından, "ben böyle akıllı bir robot olarak çok yalnızım, bir ömür böyle yalnız geçmez" diye düşünülerek kendine eş olması maksadıyla yaratılmış kadın robot. sonrasında aynı ultron tarafından yaratılmış başka bir robot olan vision gibi ultron'a isyan edip avengers kadrosuna da dahil olmuştur falan filan. şimdi işin eksantrik kısmı, bu robota neden jocasta ismi verildiği.

    jocasta, sofokles'in meşhur eseri kral oidipus'ta geçen bir figürdür, thebai şehrinin kraliçesidir, esere adını veren oidipus'un da annesidir. bütün hikayeyi yazmayayım, bilmiyorsanız bundan sonrası spoiler. kehanetler, olaylar, sırf bilmecesi bilindi diye aşırı tepki gösteren sfenksler falan, bu oidipus "yanlışlıklan" annesiyle evlenir. marvel hikayesine geçecek olursak, ultron kendisini yaratan ant-man hank pym'i babası görür. dolaylı yoldan da hank pym'in karısı janet van dyne'ı, nam-ı diğer wasp'ı annesi görür. işte bu lanet olası robot da, yeni yaratacağı kadın robota, annesi wasp'ın zihnini aktarır. bu şekilde aynı oidipus gibi annesini karısı yapar. tek fark oidipus bu durumun farkında değilken, ultron ırz düşmanı bir sapık robot olduğu için bunu bile isteye yapar.

    bir başka enstantane de bu ultron'un yarattığı diğer robot vision ile ilgili. bu vision karakteri, jocasta'dan çok daha önce yaratılmış bir karakter. yani o zamanlar bu ultron'un böyle ödipal tandansları yok, sadece yaratıcısına/babasına isyan eden bir robot. vision'ın adı da taa 1940'larda yaratılmış bir karakterden ilham alınarak konulmuş. ilginç olan nokta, vision'ın daha sonra ultron'a isyan ederek onu terketmesi; oidipus'un da annesi ile evlendiğini fark ettikten sonra kendi gözlerini oyup görme yetisini, vision'ını kaybetmesi arasındaki tesadüfi durum. yani bence hoş bir tesadüf.

  • neyi nasıl anlatsam bilmiyorum. çalıştığım iş yerinde zerre kadar huzurum ve mutluluğum yok, işimden, iş arkadaşlarımdan ve iş yerimden ölesiye nefret ediyorum. buna mecbur olmaktan nefret ediyorum. çalışmak zorunda olduğum için kpss'ye vakit ayıramıyorum. sevdiğim işi yapamıyorum. önümü, yarınımı göremiyorum. sürekli içim sökülürcesine ağlıyorum. ruhum sıkışıyor.

    -boktan bir mağazada asgari ücretle çalışan 23 yaşında üniversite mezunu satış danışmanı

  • harezmşahlar için sonun başlangıcı olan, moğolların türkistan coğrafyasındaki istilasını başlatan hadisedir.

    13. yüzyıl başlarındaki asya topraklarına bakıldığında cihangirlik peşinde koşan iki güçlü hükümdarın varlığını görürüz. bunlardan biri harezmşahların lideri alaeddin muhammed, diğeri ise moğolların lideri cengiz han'dır. harezmşahlar, büyük selçukluların güçten düşmesi ve yıkılmasıyla, selçukluların hüküm sürdüğü topraklarda ortaya çıkan otorite boşluğunu dolduran; iran, horasan, maveraünnehir coğrafyasında hüküm süren bir hanedandı. moğollar ise asya'da, cengiz'in tahta geçmesiyle tek çatı altında toplanmaya başlayıp, yayılmacılığa girişen bir kavimdi.

    bu iki asya hükümdarı arasındaki münasebetler çin meselesi üzerine başlamıştı. çin'in zenginliği geçmişten beri her hükümdarın gözlerini kamaştıran türden bir zenginlikti. bu iki hükümdar da o zenginliğe ulaşmayı, ona sahip olmayı istiyordu. bu uğurda ilk adımı atan cengiz han oldu. tahta geçtikten kısa bir süre sonra çin'e hücum etti. orduları hızlıca çin topraklarını istila etti. 1215 yılında da pekin'i zapt etti. çin'in moğollarca ele geçirilişi ve bilhassa pekin'in düşüşü büyük yankı uyandırdı. cengiz han böylelikle her yere namını duyurmayı başardı.

    pekin'in düştüğü haberini ilk alanlardan biri de harezmşah lideriydi. bunu teyit etmek için ve moğollara dair bilgi edinmek, onları daha iyi tanımak için derhal bölgeye elçilerini ve casuslarını gönderdi. cengiz han, harezmşah elçilerini büyük bir ilgi ve iltifatla karşıladı. çünkü cengiz, günden güne büyüyen ülkesini ve bilhassa ordusunu giydirip, beslemesi için ticari faaliyetlere muhtaçtı. nitekim cengiz ve harezmşah elçi heyeti arasında, iki ülke arasındaki ticari faaliyetlerin başlaması ve iyileştirilmesi yönünde görüşmeler yapıldı. bu görüşmeler de olumlu sonuçlandı. bir zaman sonra harezmşahların bu hamlesine karşılık cengiz han da harezm ülkesine elçilerini ve bir ticaret kervanı gönderdi. böylelikle iki ülke arasındaki ticari ilişkiler başlamış oldu. fakat bu zoraki kurulan bir ilişkiydi. cengiz han'ın mektubunda harezmşah liderine ''oğlum'' diye hitap etmesi fazlasıyla sinirleri bozmuştu... :)

    kurulan ticari ilişkiler doğrultusunda 1218'de cengiz han'ın emriyle bir tüccar heyeti kuruldu ve bu heyet, ticaret yapmaları için harezm ülkesine gönderildi. heyet, otrar'a ulaştığında şehrin valisi inalcık tarafından casusluk ithamıyla durduruldu. heyettekiler katledildi ve tüm mallara el konuldu. (valinin harezmşah liderinin akrabası olduğu söylenmektedir)

    cengiz han, bu hadiseyi duyduktan sonra soğukkanlılığını koruyarak, harezmşah hükümdarına elçilerini gönderdi. ondan, otrar valisinin kendisine teslim edilmesini istedi. fakat harezmşah hükümdarı bu isteği reddetmenin yanı sıra elçilerin birini öldürdü, diğer ikisinin de sakallarını yoldurup, geri gönderdi. bu karşılık da cengiz'i zıvanadan çıkarttı.

    velhasıl 1219'da moğol ordusu harekete geçti. harezmşah hükümdarı savunma hattı oluşturmak için çok uğraştıysa da faydalı olmadı. moğol ordusu harezmşah ülkesine girdi, otrar'ı kuşatıp aldı, bu esnada şehrin valisi ele geçirilip öldürüldü. bunun ardından da moğollar ilerleyişini sürdürüp, harezm ülkesini istilaya girişti. bölgedeki tüm yerleşim yerleri korkunç katliamlar eşliğinde teker teker düşüyordu... bu esnada alaeddin muhammed ise kaçmakla uğraşırken hazar denizi'ndeki bir adada hayatını kaybetti. bundan sonrasıyla da oğlu celaleddin harzemşah uğraşmak zorunda kaldı...

    (bkz: pervan savaşı)
    (bkz: indus savaşı)
    (bkz: yassıçemen savaşı)

    kaynaklar:
    + v. barthold - moğol istilâsına kadar türkistan - çev: hakkı dursun yıldız - türk tarih kurumu yayınları.
    + abdülkerim özaydın - ''harezmşahlar devleti'' - türkler ansiklopedisi - cilt: 4.
    + ibrahim kafesoğlu - harezmşahlar devleti tarihi - türk tarih kurumu yayınları.

  • 2000 yılında bilgisayar sistemlerinin çökeceğine dair korku anlamına gelirken, son zamanlarda bir moda hareketini ve estetik anlayışını özetlemek için kullanılır hale gelen kısaltma.

    şimdi son birkaç yıldır, dünyada, müzik alanında başlayan bir nostaljizm var: 80'lerin, 90'ların bilgisayar/vhs teknolojisinden ilham alan, elektronik enstrümanların kullanıldığı synthwave, raporwave gibi müzik türleri, internet sayesinde meşhur ve malum oldu. bunların ortak noktası - ki hepsi birbirinden beslenir ve birbiriyle bağlıdır- bir geriye kaçış, geçmişin yeni araçlarla oluşturulmasıdır. windows 95 arka planını ya da vhs kaset kayıtlarını kullanarak, 2023'ün cihazlarıyla müzik yapmaktır. türkiye'de bunu deneyenlerin başında sayın jakuzi ve sayın lin pesto'nun ismi zikredilebilir.

    bu beğeni kayması, yani geçmişe kaçış, bir fener gibi yakın geçmişin farklı estetik hareketlerine yönelik bir araştırmaya neden oldu. 90'lar sonu, 2000'ler başındaki dönem de "y2k estetiği" olarak tesmiye edildi. bu dönemin müzik kliplerinde, kıyafetlerinde, eşyalarında ve muhtemelen üretilip pazara sunulan her unsurunda bazı ortak noktalar vardır. bunların başında bir "fütürizm" gelir.

    konu hakkında hakkını veren bir video çekme zahmetine giren "aesthety" kanalına göre, bu fütürizmin birkaç sebebi vardır. öncülük, internet teknolojisine aittir. herkesi birbirine bağlayan bir uzay ya da okyanus gibi görülen dünya çapında ağ; insanlarda bir iyimserliğin ve geleceğin hızlı, kusursuz ya da çok aydınlık olacağına dair inancın pekişmesine yol açmıştır. soğuk savaş'ın bir duvarın yıkılmasıyla, yani engelin kalkmasıyla tanımlanmasını burada not düşmek gerekir. 90'lar ve milenyum, bu nedenle, akışkan olacağı umulan, istenen bir dönemdir. matrix başlı başına bu beklenti üzerine kurulmuştur ve y2k çağının özetidir.

    bu fütürizm, kendisini, uzay ve denizi, yani sınırsız ve keşfe açık mekanlardan ilham alan şekillerin, tasarımların her yeri kaplamasında gösterir. 2000'lerin başındaki telefonlar, bilgisayarlar, sanal bebek oyuncakları bunun en güzel örnekleridir: çoğunlukla şeffaf, deneysel tasarımlardır bunlar. nokia'nın bu dönemde piyasaya sürdüğü tüm modeller bunun örneğidir.

    kanala göre bu dönemin estetiğine yön ve komut veren bir diğer gelişme kompakt disk/cd teknolojisinin yaygınlaşmasıdır. cd teknolojisi, fütürist beklenti ve fantezilerle birleşerek genel olarak her şeyin parıltılı, metalik, gümüşi renklere batmasına yol açmıştır ki buna en güzel temsilci, y2k döneminin sonlarına denk gelen pamela-istanbul şarkısının klibidir. bu klipteki renk tonları y2k estetiğinin her yerine bulaşmıştır.

    y2k estetiği
    aesthety kanalının konuyla ilgili kafa açan videosu