hesabın var mı? giriş yap

  • bulaşık makinasıyla mekanik bi ilişkisi vardır.

    debe editi: daha önceki debelerimde bu olay yoktu ama bi konuda dikkat çekmek istiyorum. doğal güzellik iztuzu yandaşa peşkeş çekiliyor.direnelim.saygılar.

  • bu mesleğin en acı tarafı şu: çok güzel bir gökdelenin, konser salonunun, stadyumun önünden geçerken insanlar "binaya bak ne kadar güzel, mimarı kim acaba?" diye sorar. kimse inşaat mühendisi kim diye sormaz.

    kendi kendine duruyor o bina ayakta çünkü.

  • bir erkeğe "bay" denildiğinde bu anlatım bozukluğu beni ne kadar rahatsız ediyorsa, bir kadına "bayan" denildiğinde de o kadar rahatsız oluyorum.

    mesela bizim alt sokakta "bay kuaförü" diye bir berber var. adam elit görüneceğim derken türkçeyi katlediyor. ama hem ucuz hem yetenekli, hem de eli hızlı olduğu için gidiyorum, o ayrı. bir de kafama döktüğü o mentollü şeyi seviyorum.

  • eskiler hakkinda ne dusunuyordur bilemem ama sirada bekleyen caylaklarin neler dediklerini, neler dusunduklerini az cok tahmin edebiliyorum.

    onay bekleyen caylak 35060...

    simdi usendim aramaya, zamaninda bir moderator su minvalde bir sey demisti; "sozluge pozitif etkisi olacagina inandigimiz, tanidigimiz ve guvendigimiz kisilere taniyabiliyoruz bu onceligi". entryler uzerinden gitmeyeyim ama boyle pozitif katkinin mina koyim. caylaklik entrylerini bile siliyorsa bu torpilli... boyle mi oluyor ulan pozitif katki? bahanelerinize selam olsun sizin.
    ha derseniz ki "can ciger kuzu sarmasiyiz, verdik. sanane ulan?", "caniniz sagolsun"'dan baska ekleyecegim bir sey olmaz. ben ne dersem ayni halti yapmaya devam edeceksiniz cunku.

    karti kim verdi bilmiyorum ama eksi sozlugun en cok da bu kart dagitma hakki olanlarina kilim bu sebepten dolayi (muhtemelen sadece moderatorler ve hatta sadece bazi moderatorler).
    torpil mina koyim bu? sen burada yapiyorsun, sonra baska yerde karsina cikti mi avazin ciktigi kadar bagiriyorsun; "hakkimi yiyorlar", "x partisi tum kadrolari tutuyor", "bu ne bicim devlet" diye. bu ne perhiz be oglum? sayet torpili isteyen yazarsa, onun icinde gecerli soylediklerim.

    ne diyim abicim ben size. illa bir kose tutacagiz! illa bir deligimiz olacak! illa bir babamiz/dayimiz/amcamiz olacak! eeehh eytere be mina koyim.

    dilimin kemigini de kirdiniz, sagolun varolun.

  • j. k. rowling'in 2008'den bu yana yayımladığı ilk çocuk kitabı.

    dün twitter'da yaptığı açıklamayla kitabı duyuran rowling, bu kurgunun harry potter romanlarını yazdığı sırada aklına geldiğini ve o zamanlar yazdığı ilk taslağı bir kutunun içinde çatıya kaldırdığını söyledi. o dönemde harry potter'ın ardından uzun bir süre yeni bir kitap yayımlamak istememiş.

    rowling, harry potter sonrasında beş yıl ara vermiş, 2012'de boş koltuk isimli yetişkin romanıyla geri dönmüştü. sonrasında da robert galbraith takma ismiyle dedektiflik romanları yayımlamaya başlamıştı ki bunlar da yetişkin romanlarıydı. the ickabog, rowling'in 2008 çıkışlı ozan beedle'ın hikayeleri'nden bu yana yayımladığı ilk masal kitabı. bu kitabın varlığını bugüne kadar sadece ailesi biliyormuş ve hikayeyi iki küçük çocuğu dışında kimseye okumamış. birkaç hafta önce hikayenin ilk taslağını çatıdan tekrar çıkarıp üzerinde çalışmaya başlamış.

    the ickabog bu haftadan itibaren şu siteden ücretsiz olarak yayımlanacak. her hafta bir ya da birkaç bölüm eklenecek. kitap 10 temmuz'da tamamlanmış olacak. kısa süre içerisinde çevirilerinin de yayımlanması bekleniyor. önümüzdeki kasım ayında ise kitap formatında piyasaya sürülecek ve elde edilen gelir covid-19 salgınından etkilenenlere yardım eden derneklere bağışlanacak. rowling'in bu hikayeyi bu şekilde haftalık ve ücretsiz olarak yayımlamasının nedeni de zaten karantina altındaki çocukları eğlendirebilmek, bu süreçte onlara heyecanla takip edip bekleyecekleri bir şey vermek.

    yaptığı duyuru esnasında rowling üç şeyin altını özellikle çizdi. ilki, bu hikaye harry potter'ı yazdığı dönemde ortaya çıksa bile hp evreni ile ilgili değil. ikincisi, bu bir peri masalı ve çocuklar için yazılmış. yani yetişkinler okuyacaksa bunu bilip okusunlar. basit bir dil ve kurgu var. üçüncüsü ise bu hikayeyi yazmaya başlayalı on yıldan çok oluyor. son kısmı şundan önemli: hikaye "gerçeklik" ve "gücü kötüye kullanma" ile ilgili. ilk iki bölüm adına konuşmak gerekirse, masal kendine "korkusuz" lakabı takan beceriksiz bir kralla başlıyor. rowling son yıllarda siyasi görüşlerini belirtmeye ve siyasileri açıkça eleştirmeye başladı. hatta donald trump'a o kadar muhalif oldu ki birçok harry potter fanı kitaplarını yaktı. rowling o yüzden bu hikayenin on yıl öncesine ait olduğunu özellikle söylüyor. yazılan hikayenin günümüz siyasileriyle ya da olaylarla hiçbir ilgisi yoktur demeye çalışıyor. buna rağmen hikayede işlenen temaların hiç eskimediğini ve her zaman, her yerde geçerliliklerini koruduğunu belirtmekten de geri kalmıyor.

    kitapla birlikte bir de yarışma başlattı. hikayeyi okuyan çocukların hayal güçlerini sonuna kadar kullanarak okuduklarını resmetmelerini rica etti. seçilen resimler kasım ayında yayımlanacak kitapta kullanılacak.

    her ne kadar çevirilerinin geleceği söylense de bunlar muhtemelen fransızca, almanca, ispanyolca gibi diller olacaktır ama açık şekilde intertene sunulan bir romanın çevirisinin sorun olacağını sanmıyorum. yakında bazı fanlar türkçeye çevirmeye başlar.

    not: konuyla ilgisiz olarak, rowling kitaplarını yakan fanlara kızmak yerine onlarla her seferinde alay ediyor. ilk kez kitaplarını yakmaya başladıklarında "paran hâlâ benim banka hesabımda duruyor" diyordu. geçen gün ise "ne zaman biri kitabımı yaksa banka hesabumdan o kitabın parası kayboluyor ve eğer kitap imzalıysa dişlerimden biri düşüyor" diyerek ona karşı çıkanları zerre umursamadığını bir kez daha göstermiş oldu.

  • rutubeti alsın diye değildir. telefonu pirince yatırırsınız ve gece pirincin kokusuna gelen minik japonlar telefonunuzu tamir eder.

  • çok daha iyisinden kasıt maddiyat veya fiziki güzellik ise bunun sonu yok , böyle düşünen insan bir ömür boyu hem yalnız kalır , hem de mutsuz olur.

    eğer evlendiğin insan ile çok iyi anlaşıyorsan , mutluysan ve birbirinizi seviyorsanız samanlık seyran olmuş demektir ; gerisini çok da karıştırmayın.

  • gündem malum. iş yerinde sıkıldığımda herkes gibi benim de imdadıma değişik grupların yayın organları yetişiyor bu ara. tabi ki de bunların arasında açık ara lider yine habervaktim.com.

    diğer gelişmelerde olduğu gibi erdoğan bayraktar'ın istifasını tüm gazeteler nasıl görmüş diye eğlenirken habervaktim'de karşıma bu manşet çıktı:

    chp'de bir istifa depremi daha!*

    antalya'nın merkez ilçelerinden kepez'de chp'nin belediye başkan aday adayı olan zeki başaran, eski ak partili erdal öner'in aday gösterilmesi üzerine partisinden istifa etti.

    sanırım gündemin hızına yetişemeyip delirip inzivaya çekileceğim artık. chp kepez belediye başkan aday adayı da istifa ettiyse ülke gerçekten karışmış olmalı. bakalım taraf'ta bu haberi görücek yürek var mı?

  • minareyi çalanın kılıfı hazırlamasıdır. guilty pleasure artık popüler kültüre ve dilimize (türkçe'ye de "suçlu zevkler" olarak çevirelim) yerleşmiş bir kavramdır ve birilerinin "ıyyy, onları mı dinliyorsun", "öykkk, o diziyi mi seyrediyorsun" çemkirmeleri ve aşağılamaları karşısında kendimizi savunmamıza yarar. "kötü olduğunu ben de biliyorum," dersiniz. "sevmek suçsa, suçluyum hakim bey," diye de eklersiniz. yani bir nevi bile bile kendinizi cezalandırmaktasınızdır. ne bileyim, yazın kumsalda serdar ortaç dinleyip eğlenerek dans etmek gibi. ne bileyim, tüm sezon hiçbir bölümünü kaçırmadan desperate housewives izlemek gibi. ben bu iki eylemden birini öldürseniz yapmam, diğerini yapıyorum. suçluyum. ama zevk alıyorum. yapacak bir şey yok.