hesabın var mı? giriş yap

  • umudu sonrasında acıya dönüştüren davranışlardır.

    3 sene öncesi. ben yine deli gibi aşığı oynuyorum, karşımda değişmeyen karakter. ölüyorum, eriyorum, sürünüyorum, azalıyorum ama severken. sevmekten ötesi, aşk bu. hangi kitabı görürsem elinde, ertesi gün o kitaba başlıyorum. facebook profilinde izlediğini gördüğüm filmlerin her sahnesini ezber ediyorum. sevdiği şarkıcıların şarkılarına sarılıp uyuyorum. umut işte, bir gün. bir gün olur da beraber izleriz o türkan şoraylı filmi, o salata yaparken ben balıkları kızartırım, beraber mırıldanırız o kadının acıklı şarkılarını. umut. olur mu, olur diyorum.

    neyse. neysesi çok. neysesi ahhhlı, neysesi kırmızı, neysesi bol tuzlu.

    bir gün dersteyiz. kış günü, karın karadenize ayak bastığı ilk gün, unutmam. önümde oturuyor. ya da hayır, ben onun arkasında oturuyorum, kasıtlı istekli. dersin ortasında birden arkasını dönüp ''coşkun sabah'ın aşığım sana doyamıyorum, ne de güzelsin bakamıyorum şarkısının devamı nasıldı yee?'' diye soruyor. söylüyorum, teşekkür edip önüne dönüyor. muhasebe dersinde hesap kitap yerine coşkun sabah mırıldanıyor. içimi karıştırıyorlar.

    ''bana sormuştu. dönüp arkasını bana aşığım sana'nın sözlerini sordu, seviyor işte, o da kocaman seviyor beni, hayat pek bi güzel, derste çok çabuk mu bitti ne, olsun, otobüste tıkış tıkış gitmek de çok güzel, beni seviyor, aşığım sana''

    ahh işte.

    nerden bilirdim, derste sevgilisine aşığım sana'nın sözlerini mesaj olarak attığını. bilsem söyler miydim o şarkının devamını ona?

    söylerdim.

  • "evdeki düşman-orphan" filmine ilham kaynağı olan natalia grace, 26 nisan 2010'da michael ve kristine barnett tarafından evlat edinilen ukraynalı bir yetimdir. abd'de yaşayan, onu evlat edinen ebeveynleri michael ve kristine barnett, natalia grace'in bir çocuk olmadığını, çocuk kılığına giren cücelik hastası yetişkin bir kadın olduğunu çok sonradan öğrendiler. barnett'lerin natalia dışında üç biyolojik çocuğu vardı.

    natalia eve ilk geldiğinde hemen eve adapte olmaya, evde huzurlu ve sağlıklı günler sürdürmeye başladı. daha sonra evin küçük çocuğunun vücudunda morluklar görmeye başlayan aile ilk etapta bu konunun üstüne düşmedi. zira bunun normal bir akran kavgası olduğunu düşündüler ancak durum sandıklarından çok daha vahimdi. natalia küçük çocuğa bildiğiniz işkence ediyordu. kendisini aileye öyle güzel tanıtmıştı ki planları hiç aksamdan bir süre bu şekilde yaşamaya devam etti. ancak asıl planı evin çocuklarını ve üvey anne babasını ortadan kaldırmaktı. yalnız işler umduğu gibi gitmedi.

    bir gün ailenin içeceklerine çamaşır suyu dökerken yakalandı ve artık ailenin radarına takıldı ve kızı takibe aldılar. daha önce natalia'nın hiç diş ve kemik yapısına bakılmamıştı. sonradan fark ettiler ki kızın diş sayısı bir yetişkin insan kadar fazlaydı. natalia, tıbbi durumu nedeniyle yıllarca barnett'leri ve çevresindekileri kandırmayı başarmıştı yaptığı hatalar birer birer ortaya saçılana kadar. natalia spondiloepifizeal displazi konjenita adı verilen ve genellikle sedc olarak bilinen bir cücelik hastalığı ile dünyaya geldi. olaylar çok daha korkunç boyutlara varmadan kızı bir apartman dairesine kilitleyerek kanada'ya kaçtırlar.

    3 yıl boyunca kızı bir apartmanda bıraktıklarından dolayı olay yargıya intikal etti. artık kıza kemik testi yapılacaktı. artık her şey gün yüzü gibi ortadaydı. test, natalia'nın 22 yaşında bir sosyopat olduğunu ortaya çıkardı. aile için bütün suçlamalar düştü ancak kızı yeniden sahiplenen bir aile daha ortaya çıktı. hatta başka bir kadın daha ortaya çıktı. o da natalia'nın biyolojik annesi olduğunu söylüyordu.

    olay belgesellere ve filmlere konu olacak niteliktediydi. hatta bir platformda the curious case of natalia grace adınla 6 bölümlük belgeseli dahi yapıldı. ilgisini çekenler izleyebilir.

    about natalia grace

  • hkg gerçek bir devrimcidir. bulunduğu çevreyi anlattıklarından az çok tahmin edebiliyoruz. televizyonsuz, telefonsuz dünyadan kopuk bir yaşam. radyodan kız çocuklarının evlendirilmesiyle ilgili şeyler duyup yaşadıklarının normal olmadığını o zaman anlayacak kadar beyinlerin yıkandığı, küçük yaşlardan itibaren sürekli cezalandırılma, cehennemde yanma baskılarıyla büyüyüp kafasını olduğu yerden kaldıramayan çocuklar. üstüne bu kadar acıyı yaşayan bir insanın sergilediği üstün cesaret karşısında saygıyla eğiliyorum. yaptıklarını yapabilmek, delil toplamak, o savcıya gidip, bu yaşadıklarını anlatabilmek, bunlar çok büyük işler. yaşın tüm yaşadıklarına rağmen hala küçücük sadece 24 yaşındasın şu anda ve cehennemi bu dünyada görmüşsün. umarım bundan sonra huzura kavuşur ve karabasanlarından uzakta mutlu bir hayat yaşarsın.