hesabın var mı? giriş yap

  • ne güzel sendromsuz pazartesi, iş çıkışı eve dönerken yol üzerindeki barda oturup maçı izlerim bir iki bira içerim diye düşündüm.

    sonra dedim ki bira 30 tl, 4 tane içsem 120. e iş çıkışı aç gidicem bi bira tabağı vs. söylesem, bi de maç parası da alıyorlardır muhtemelen. minimum 200lük olduk iki saatte.

    pazar pazar bunları düşünüp of çektim. sonra dedim ki al bi öküz öldüren gel eve selçuk'tan izlersin, yapacak bişey yok.

    ülkenin en iyi 3 üniversitesinden birinden mühendislik mezunuyum. tuttuğum takımın maçını iki bira içip izlemeyi çok görüyor bana memleketim. emeği geçen herkesin allah bin türlü belasını versin, cehennemde yansın.

    bari izlediğim link donmasın da iyice gecem zehir olmasın. seyir zevki yüksek olsun, iyi olan kazansın.

    edit: en çok yeşillendirildiğim entry'm oldu. yaklaşık 100-150 arası mesaj aldım. ışverenim, işini iyi yapan bir mühendis bulsam 20 bin lira maaş vercem sen kendinde ara suçu diyeni mi ararsın, kahvede çay içerek izle 10 lira tutar herşeyden şikayet etmeyin mk diyeni mi ararsın. ülkenin tam özeti gibi sözlük de.

  • adı uğur olan arkadaşımın arkadaşı biriyle tanıştık. uğur eski kuyumcu ve müteahhit ama alkolden pavyondan 2 apartman ve kuyumcu dükkanını yemiş. şimdi sürünüyor. kafa adamdı allah var.
    birgün uğur beni aradı. ala kafam bozuk geleyim mi sende kalsam olur mu dedi. olur gel abi dedim.
    elinde 2 tane battal boy pazar torbasıyla geldi. yemek falan getirdi zannettim sevindim. meğer içeriz diye 10ar tane bira getirmiş. ben zaten bira sevmem. neyse 1 saat falan oturduk ben 1 tane içtim. o 4 tane devirdi. telefon geldi. 1 saate gelirim dedi gitti.
    1 saat sonra yine battal boy bi torbayla geldi. bu sefer de 10 tane bira almış. dolabı açtı. "e amk sen ne içtin duruyor malzeme ben bitirdin zannettim de aldım!" dedi. dolapta 25 tane bira var. o ara dershaneden arkadaşlar aradı. biz geliyoruz diye. uğur dershaneden arkadaşın arkadaşı. gelin dedim uğur da var.
    meğer uğur o bir saatte bunların yanına gitmiş. gelin alanın keyfi yok adam bi bira içemedi demiş.
    neyse bizim ekip geldi.2 tane 100lük rakı, 20 tane bira. 5 6 çeşit meze de yanlarında.
    caner dedi gurban olduğum tadın yokmuş ondan geldik. (caner neşet ertaş hastası. aynı memleketten olduğu için konuşmasını taklit ederdi)
    sonra derdimin olmadığını anlatmaya çalıştım. ama yok adamlar anlamıyor.
    1 saat oturduk öyle. neyse kapı çaldı. caner açtı kapıyı.
    saz ekibi getirmiş. bir de çiğ köfteci.
    biri çiğ köfte yapar. 2 kişi aşık atışması yapıyor. ben dumur haldeyim. kafam da gitti biraz. sonra bana sen de söyle hadi dedi. adam gitti bilmediğim bir türküye girdi sazla. baktım baktım. izmir'in kavaklarını söylemeye başladım. nedense söylerken efkar sardı beni. 5 aydır eve gitmiyordum. bitirdim ben. sazcı birisi dedi. hoca memleletini özlediysen biz gönderelim seni. öğrencisin sonuçta. sbi yok falan diyorum ama sallayan yok. bizim caner, muhasebeci abi ve adını unuttuğum sazcı kayboldu bi ara ortadan. bu arada ertesi gün dersane tatil, okulda da dersim yok.
    geri geldi canerler. hadi kalkın gidiyoruz. dediler. ben noldu demeye kalmadan bindik arabaya 4 kişi. (totalde 9 kişiydik 5 kişi gelmedi)
    dedim nereye gidiyoruz. ses yok. en son polatlıya geldik. caner dedi. gardaşım izmir'e gidiyoruz. anayla babanın elini öpüp geri gelcez" abi şaka mı yapıyorsunuz diyorum. yok adamlar ciddi. bu arada saat gece 3 falan. abi ne gerek var deli misiniz diyorum. sallayan yok.
    neyse yolda arabayı dönüşümlü kullandılar.saat 9 gibi izmir'e geldik. eve çıktık. caner, x abi ve kantinci. (isim spesifik olay isim vermeyeyim) kapıyı çaldık babam açtı. adam salak oldu. tansiyon hastası zaten. annemi çağırdı. çığlıklar kıyamet gibi. annem hemen kahvaltı hazırlamaya başladı. hepsini çok severdi annemler. caner "gurban olduğum anam yorma kendini. ala sizi özlemiş ondan geldik. zaten yol uzun. bir iki saat oturup gideriz." dedi.
    neyse oturduk kahvaltı yaptık. annem babam ağlıyor. caner de hisli adam onun da gözleri doldu. ben de ağlamaklıyım. hala rüyada mıyım diyorum.
    neyse öğlen 1 gibi çıktık yola. evden 2 koli erzak koydular. gidiyoruz.
    muhasebeci dedi ki. ya hazır buraya kadar geldik bi de istanbul'a mı gitsek? ben yok artık dedim istanbul ne alaka? ama tek anormal benmişim ortamda.
    gittik amk. ordan istanbul'a gittik. çiğ köfte alıp ankaraya döndük. sabah saat 7de vardık. 8de derse gireceğiz. patronu aradı muhasebeci. beyler üçümüz de izinliyiz. dedi. kantinci boynu bükük halde dersaneye gitti.
    meğer olayı caner, muhasebeci ve patron organize etmiş. beni mutlu etmek istemişler.

  • ekonomimize göre normal, bana göre kol gibi hesaptır orası ayrı da masaya tespih koyup, kart oynadığın mekanda san sebastian cheesecake yemek nedir lan? sen asıl onun hesabını ver*

  • ingiltere federasyonu 5 yillik bir ceza alirken liverpool da 7 yil avrupa organizasyonlarindan men edilmistir. ayrica italya ve belcika da para cezasi almistir. olen 39 kisinin 31'i italyan, 7'si belcikali biri de fransizdir.
    bu olaydan sonra uefa'nin o meshur stadyum kriterleri sikilistarilmistir. cunku faciadan sonra stadin boyle bi finale hazir olmadigi tespit edilmistir. cokmus olan duvarin zaten catlaklar icinde oldugu, italyan taraftarlarin oldugu yerde aslinda tarafsiz seyircilerin bulunmasi gerektigi ve orda karmasa sirasinda hic polisin bulunmadigi ortaya cikmistir. zaten o stadyumda bir daha mac oynanmamis, yikilip yerine baska bir stad yapilmistir. su goruntulerle hatirlanir:

    http://www.youtube.com/watch?v=wh5ku_qytt0

  • türkiye'ye getirdiği adamlar:

    2010 şampiyonlar ligi finali / man of the match : wes sneijder
    2012 şampiyonlar ligi finali / man of the match : didier drogba

    şöyle bir tablo yani.

    bak şimdi batak oyunu vardır bildin mi? ''yan batmak'' diye bir tabir vardır, yandan batmak da derler; fazla el alırsın yandan batarsın. şimdi ben koyu bir fenerbahçeliyim, o kadar çok kıskandım ki, kıskançlıktan yan battım. yani kıskanamadım bile amk. kıskançlık eşiğimin üstünde bir iş çünkü bu. ne bileyim cambiasso gelse kıskanırdım, ne bileyim forlan'ı falan dahi kıskanırdım. bu ne len? kıskanamadım bile! işte o denli iyi bir iş çıkardı bu adam.

  • - bir haftadır ne zaman su içsem ağzımda oluşan çilek tadının sebebini sonunda bulmuş olmaktan çok mutsuzum. evet su bidonunun içinde çiğnenmiş sakız var.

  • organizasyon müthiş
    birebir fıkradakinin telefon versiyonu olmuş.

    temel yaralanmış, cam silerken elini kesmiş, demiş ki bir aile hekimine gideyim. kapıyı açmış içeri girmiş, önüne iki kapı çıkmış, birisinde ‘hastalıklar’yazıyor, diğerinde de ‘yaralanmalar’. ‘yaralanmalar’ kapısını açmış girmiş içeriye, bakmış orada da iki kapı, üzerinde ‘kanamalı’, ‘kanamasız’. demiş ben kanamalıya gideyim, parmağımda yara var diye. kanamalı kapıyı açmış içeriye girmiş, yine önüne iki kapı çıkmış, ‘hayati önemi olan’ ‘hayati önemi olmayan’. ‘hayati önemi olmayan’ kapıyı açmış, kendisini sokakta bulmuş. akşam temel eve gelmiş fadime sormuş: ‘nasıl, iyi baktılar mı?’ ‘vallahi hiç bakmadılar ama organizasyon müthişti’ demiş.

  • iki gündür niyeti bozduğunu gösteren konuşmasıdır.
    eğer öyle bir şey yapar ve bizde aval aval bakarsak artık adam/insan değiliz.