hesabın var mı? giriş yap

  • bornova küçükpark'ı mesken tutmuş, doğulu, boyacı çocuklardan biriyle girilen diyalogdan alıntıdır:

    ...
    m.o.k: sesin güzel mi senin, bi şarkı söyle bakayım bize
    boyacı: söliyim abi, sorı sorı'yı** sölliyim mi abi?
    m.o.k: söyle bakiyim
    boyacı: sorrı sorrı, kimin yoorı, en güzeali, beanim sorıı. nasıl abi?
    m.o.k: ehehe, aferim. bi de mavi mavi'yi söyle bakalım
    boyacı: *biraz düşünür* moovi moovi, kimin yoorı, en güzealii, beanim sorıı, yok moovi..
    m.o.k: puhaha, lan ibrahim tatlıses'in mavi mavi'sini bilmiyo musun sen
    boyacı: *kendinden emin bir şekilde* abi o moavi moavi diilki mosmavi..

  • tepkisel indirgeme, straw man'in bir cesididir, alt kumesidir bi nevi. karsi argumanin olabilecek en sig sekle sokulmasi, onu kolayca curutulebilecek bir hale getirmek icin sikca basvurulan bir yontemdir ama tek yontem degildir.

    straw men daha genis anlamiyla, karsi argumani curutulebilecek bir sekle sokup, o halini rakibe atfetmek ve boylece rakibi altetmektir. (itiraf: daha genis olsun diye men diye yazdim, bu igrenc esprimi kimsenin anlamamasi ihtimaline dayanamayip acikladim, daha da igrenc oldum). sadece belli istatistiklerden bahsedilerek, belli verilerin yorumlanmasinda objektif davranmayarak, mumkun olan butun cikarimlara esit olasilik atayip, isinize geleni one cikartarak ve karsidakinin de boyle yaptigi izlenimini vererek de bu taktik uygulanabilir.

    zaten en iyi straw man savunmasi, konu hakkinda genis bilgiye sahip olanlar tarafindan yapilir. karsi taraf "ben oyle demedim, soyle dedim" dedigi zaman mizikcilik, doneklik yapmis gibi gorunecek; dahasi, siz halihazirda argumaninizi verilerle desteklemis oldugunuz icin, karsi taraf konuyla alakali veriler verse bile bu disardan bakana ancak bir beraberlik olarak gozukecektir. kisaca en rafine camur at izi kalsin yontemidir.

    bunun yaninda straw man savunmasi, rakibin eline uydurulmus bir arguman tutusturmaktan (gerek siglastirilmis, gerekse zekice carpitilmis versiyonunu) ibaret degildir. karsi pozisyonu savunan guruhun icindeki en zayif halkanin bulunup, argumanlarinin grubun standardi haline getirilmesi ve ona yuklenilerek tum karsi cephenin zayiflatilmasi da bir baska yontemdir. yahut bu zayif halka hic yoktan yaratilabilir. karsi tarafin sozcusu olarak kotu karakterli, zararli aliskanliklara sahip, gecmisinde tutarsizliklar bulunan, bugununde ise zayif bir fikri savunan bu hayali dusman kullanilir (ki straw man terimi de herhalde en cok bu eylemle ortusur).

    ornegin yanli habercilikte, "some people say..." diyerek kanalin resmi goruslerinin propagandasi yapilabilecegi gibi, ayni "some people" kanalin karsi oldugu bir gorusu de sacma bir yonunden savunarak yemlik gibi kullanilir. (bkz: outfoxed)

    kisaca ad homineme girmeden rakibin kisiligine saldiran, hakaret etmeden iftira atan, yalan soylemeden gercekleri carpitan, bilimsel bir agizla dahi populizm yapabilen bir retorik teknigidir straw man, yara bere almadan atlatilmasi neredeyse imkansizdir.

  • anusu delip gecip bagirsaga kadar gicir gicir yikanmak istenilmiyorsa su tazyiginin ve boru ucu lokasyonunun iyi ayarlanmasi gereken musluk turu.

    (ayrica biri bana, oyle bir gun gelecek ki cumartesi gecesi evde yalniz oturup cekirdek citerek taharet muslugunun incelikleri hakkinda yazi yazacaksin deseydi inanmazdim)

  • kendisi ile ilgili son insider bilgiler şu şekildedir:

    "1- fildişili boğaz’da ve alkent’te gösterilen evleri beğenmesine karşın tesislere uzak olması nedeniyle kabul etmedi. hatta “apartman dairesi de olur. ama tesislere yakın olsun” dedi.
    2- şu an konaklamakta olduğu four sesons hotel’e ailesinin getirilmesi önerisini “birkaç güne kadar eve çıkacağım o zaman getirin. düzenimi kurayım, öyle gelsinler” yanıtını verdi.
    3- kendi özel basın danışmanına “kendimi türkiye’de g.saray taraftarına ispat edene kadar bana röportaj alma” talimatı verdi.
    4- sarı-kırmızılıların performans uzmanı scott piri’ye “eksiklerim var bana özel programı ver” diyerek profesyonelliğini ortaya koydu.
    5- drogba ayrıca tam 2 bin 500 g.saray forması sipariş etti. yıldız futbolcu bunları ülkesine gönderecek."

    (bkz: copy paste'in ustasıyım gözlerinin hastasıyım)

  • ateşli bir köy çocuğu, şehrin en büyük marketinde işe başvurur. dünyanın bu en büyük alışveriş merkezinde her şey satılmaktadır. patron sorar:

    - daha önce hiç satıcılık yaptın mı?
    - evet, köyümde bu işi yaptım.

    patronun gözü çocuğu tutar:

    - iyi, yarın başlıyorsun o halde.

    ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır:

    - evet, bugün kaç satış yaptın?
    - bir.
    - ne, bir mi? diğerleri 20-30 satış yaptılar, nasıl bir? kaç dolar tuttu peki?
    - 320.334 dolar.

    patron şaşırır ve sorar:

    - nasıl becerdin bunu?
    - adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. nerede balık tutacağını sordum. kıyıda deyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. tekne bölümüne indik ve çift motorlu, yelkenli, lüks bir yat sattım. vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jeep sattım.

    patron kendinden geçer:

    - ne diyorsun, bütün bunları sadece küçük bir olta almaya gelen adama mı sattın?

    genç çocuk cevap verir:

    - yoo, aslında karısı için bir tane orkid istemişti. ben de ona şöyle dedim:

    - hafta sonun mahvolmuş, sen en iyisi balığa git.

  • genelde akşam yemeği geç ve ağır yendiği için çoğu italyan sabah acıkmamış olur. o yüzden bir bar tezgahına dayanarak krosan ve caffé macchiato ile iş bitirilir. hatta çoğunlukla öğle yemeği de atlanır; belki bir sandviç ve kahve ile geçiştirilir hızlıca. italyanların iyi yemeğe olan tutkusu ancak hava karardıktan sonra kendini gösterir. gün ışığında sadece turistler yemek yer.