hesabın var mı? giriş yap

  • aynı fotoğraf için erkek ve kadının cinsiyetlerini/yaşlarını değiştirip bakın.

    kız çocuk ve erkek yetişkin bir adam için böyle bir fotoğraf sizi rahatsız eder miydi?

    şimdi yorum yapmanıza izin veriyorum, göreyim sizi...

  • ay'ın yörüngesi eliptik bir şekilde olduğu için dünya'ya olan mesafesi sürekli olarak değişiyor. tabii ki bu değişim sırasında ay, bazen yaklaşıyor bazen de uzaklaşıyor. ay'ın dünyaya yaklaşabildiği en yakın mesafe 355 bin kilometre. en fazla uzaklaşabildiği mesafe ise 405 bin kilometre.

    ay'ın dünya'ya en yakın olduğu mesafeden görünüşüne süper ay deniyor. süper ay, hemen her yıl olan bir mevzu fakat bu seneyi diğer birçok seneden ayıran önemli bir faktör var. nasa'nın açıklamasına göre süper ay en son 26 ocak 1948 yılında bu denli büyük görüldü ve ay, kasım 2034'e kadar bize bu kadar çok yaklaşamayacak. anlayacağınız bu gece bilim dünyası ve gözlerimiz için epey bir önem taşıyor.

    peki izleyebilecek miyiz? ne zaman olacak? zeki müren de bizi görecek mi?

    nasa, nerelerden görüleceğine dair net bir açıklama yapmadı fakat geçen seneden örnek verecek olursak türkiye'den de izlenebilecektir diye düşünüyorum. tabii bulutlar vs. izin verirse. ancak bir kötü haberim var; süper ay'ın saati biraz geç. nba maçına alarm kurar gibi alarm kurmak gerekiyor.

    14 kasım gecesi saat 2:30'da ay, dünya'ya en yakın noktaya geliyor. 4:30'da ise güneş ve ay tam hizalı oluyor. anlayacağınız vakit geç ve kısıtlı. ama 2034 yılını beklemek istemiyorsanız şansınızı deneyin derim.

  • yerler ıslaktır. hava soğuktur. üstün incedir. satılan yiyecekler de bok gibidir. yani her şey boktur.

  • buradan ve sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla, istiklal'de büyük bir ibne gürühu var.
    hem de çok büyük.
    anladığım kadarıyla lacivert renkte elbiseler giyiyor bu ibneler.
    diğerleri mi?
    diğerleri normal insan canım; senin, benim gibi rengarenk mutlu yüzler.
    ama bu lacivertlerde bir ibnelik var, du bakalım.

  • 2 üst katımda komşular var. çocuklar o kadar çok koşuyor ki bina komple sallanıyor. bir üst kat komşum, köpek aldı ve ev ahalisinden birisinin temizlik takıntısı var. günde 3 defa süpürge açılıyor. köpek sabaha karşı havlıyor. tüm apartmanda yankılanıyor. 2 alt komşum, havlama sizden mi geliyor diye geldi üst kata yönlendirdim. kaç defa dedim. saldırmamak için kendimi zor tutuyorum. sinir stres hastası yaptılar. elim ayağım titriyor artık. günlük hayat gürültüsü bile evde büyüyor. çünkü ben gürültü yapmıyorum. evden çalışıyorum. şu anda ev de değiştiremiyorum ki değiştirsem ne kadar fayda edecek. taharet musluğu sesi duyuyorum ya taharet musluğu! be hayvan oğlu havyan lan bu evi 3 cm perde betonla mı yaptın be itin evladı!? evde yürürsen davulun içindeymiş gibi ev sallanıyor. yeni bina. ne yapacağım bilmiyorum. kafayı yiyeceğim. bunun bir yönetmeliği, bir şeyi yok mu? tüm türkiye'yi adamlar bu şekilde inşa etti. kaçış yok. müstakil evi olan semtler ya çok fakir ya çok zengin. nasıl olacak?

    ya kardeşim normal ülkelerde, eğitimli insanlar sınıf atlıyor, kendi sınıflarındaki insanlarla mutlu mesut yaşıyor. parayı bu mağara itleri buldu. şimdi paraları ile kafamızı s*kiyorlar. bize kakaladıkları leş evlerde bizi yaşamaya mahkum ediyorlar. aynı kendi inşa ettikleri bu ucubeler ülkesindeki gibi. her alanda gerileme yaşanır mı be her alanda!! bu işler yurt dışında nasıl oluyor kardeşim? insanlar bir arada nasıl yaşıyor. en rahat olması gereken yer, senin cehennemin oluyor. daha da çok evlere kapanmak durumunda kaldığımız şu günler katlanılmaz halde.

    edit: imla

  • üst edit: madem debe'ye girmişiz, faydamız dokunsun (bkz: sma hastasi ayaz bebegin dort ayinin kalmasi)

    gerek maliyet, gerek göz doygunluğu ve tat olarak harika şeyler yapabileceğiniz keyifli bir atraksiyon. evde burger yapabildiği için rockstar gibi gezen bir tayfa gözlemliyorum, bakmayın arkadaşlar. siz de yapabilirsiniz.

    ben şimdi ilk kez burger yapacaklar için standart bir cheeseburger tarifi vereceğim. çingene çadırına dönmüş domatesli, yeşillikli, bilmem neli, relishli falan şeyler değil. bildiğin diner burgeri. domates ve yeşillik kullanmıyoruz. gerekmedikçe bir burgere bu tarz şeyler sokmayın. hele ketçap falan. aman diyeyim ya, arkadaşlar lütfen.

    burger yaparken birçok yanlış yapılıyor. öncelikle burgeri öne çıkartan şey bir ekmektir, iki sostur. ete zaten dokunmuyoruz. yapılan yanlışlardan birisi bu.

    ekmek konusu çok önemli. her burger tipine her ekmek gitmez. burada ekmek nasıl yapılır tarifi vermeyeceğim, çok isteyen olursa veririm ama youtube'da milyar tane tarif var. bu tarz bir burger için hokkaido süt ekmeği * ya da brioche öneririm. dediğim gibi youtube'da bulabilirsiniz.

    ete geri gelirsek. kendi damak zevkinizi mutlaka bulursunuz ve buna göre ayarlamalar yaparak birkaç farklı hayvandan ya da birkaç farklı bölgeden et karıştırabilir ve kendinize uygun eti yaratırsınız. fakat şu anda ilk kez yapacaklar için konuştuğumuz için basite çekiyoruz.

    - dana döş.
    kasabınıza gidiyorsunuz ve diyorsunuz ki, bana %20-25 yağlı dana döş çek. size eğer az çok bir şey biliyorsa köfte mi yapacaksınız, biraz daha biliyorsa burger mi yapacaksınız diye sorar. hiçbirini sormazsa yönlendireceksiniz. şöyle ki;

    dana döş, %20 yağlı olsun. tek çekim istiyorum ve mümkünse kalın aynadan çekilsin. son isteğiniz %90 ihtimalle gerçekleşmeyecek. nazınızın geçtiği bir kasap bulamazsanız kimse sizin için ayna değiştirmez. yüklü miktarda kıyma alırsınız ve düzenli müşterisinizdir, belki. fakat orta büyüklükte bir ayna olması da işimizi kurtarır şu aşamada. çok ince çekmek istemememizin sebebi etin suyunu olabildiğince muhafaza etmesi ve aromasını koruması.

    eti aldığınız zaman üzerinde bolca beyaz beyaz yağ göreceksiniz, kardeş bu nasıl kıyma diyebilirsiniz. evet, yağlı bir işe giriyoruz.

    kıymamızı aldık. bu noktada yapacağınız tek şey kıymayı karıştırmak. bakın yoğurmak değil, ezmeden, fazla mıncıklamadan karıştırmak. size önerim şu aşamada hiçbir şey eklememeniz. ne tuz, ne biber ne saçma sapan soğan ve sarımsak. anne köftesi yapmıyoruz. birçok farklı köfte tipi var, baharat eklenen, hatta pekmez falan bile eklenen. dediğim gibi biz başlangıç için bir cheeseburger yapıyoruz. sade.

    eğer yağlar kıymada tek noktaya biriktiyse, bunu bir güzel karıştırın, güzelce dağıtın. sonra köfteye ister elinizle ister bir çember varsa içine koyarak şekil verin. burada yine ezmeden, sıkıştırmadan, yoğurmadan sadece şekil veriyoruz. şekil olarak size tavsiyem, burger ekmeğinizin genişliğinden 1 parmak daha geniş bir köfte yapmanız. çünkü yağlı bir et kullanıyoruz ve bu yağlar eridiğinde köfte küçülecek. bir burgerde en nefret ettiğim şeylerden birisi, ekmeğin içinde küçücük kalmış burger. ne o öyle köşede yağmurdan saklanan kibritçi kız gibi. her yerden aynı yükseklikte bir et hazırlayın ve mümkünse ortası çok hafif içeri çökük olsun ki piştiğinde ortaya toplanıp, ette bombe yapmasın. bombe doğru bir kelime mi bilmiyorum ama kulağa çok doğru geldi heheh.

    şimdi et kenarda dursun. sosumuzu hazırlıyoruz. sos burgerin en önemli şeylerinden. sos kötüyse kimse o burgeri yemez. ben size en düz tarifi veriyorum. sosu geliştirmek farklı şeyler kullanmak sizde. dediğim gibi, ilk kez burger yapanlara yönelik bir tarif.
    abicim/ablacım, mayonez, hardal, ketçap ya da benim gibi ketçap sevmiyorsanız barbekü sosu, sarımsak tozu, turşu (tercihen çubuk turşusu) ya da acı seviyorsanız jalapeno.

    bir kaseye 1 yemek kaşığı mayonez, hardal ve bbq sosunu ekledik. rengi sarımsı ama kahverengiye çalan bir hale geldi. tadına bakın. çok tatlıysa hardal, çok acıya yakınsa bbq ekleyin. tadını nereye çekmek istiyorsanız. bu size kalmış. ben renk tadı dengelemesi için 2 kaşık mayonez 1.5 hardal ve 1 kaşık bbq ekliyorum. sarımsak tozunu ya da çok iyi ezildiğine inandığınız gerçek sarımsağı ekleyin. sevmiyorsanız eklemeyin tabii. içine çok ufak şekilde doğradığınız turşuyu ya da jalapeno'yu atıp, karabiber tuzunu ekleyerek iyice karıştırın. tadına her aşamada birer parmak atmak suretiyle bakın. sos önemli.

    şimdi ne yaptık, köfte kenarda. sadece şekil verdik. daha baharat bile eklemedik. ekmek hazır. youtube'a girip halletmiştiniz. peynir olarak basic gidiyoruz, burger peyniri aldık. bu arada o sarı peynirler falan cheddar değil çoğunlukla. peynir bile olduğundan şüpheliyim ama iyi gidiyor namussuzlar. burger peynirini tek de kullanabiliriz, cheddar ile karıştırabiliriz. emmental falan da ekleyebilirsiniz ama şu an düz barzo burger peyniri ile devam.
    köfte var, ekmek var, peynir var, sos hazır, isteye bağlı turşu ve soğan dilimleyin o da dursun kenarda. üşenmezseniz karamelize soğan yapabilirsiniz.

    şimdi tavamızı aldık. mümkünse döküm tava, değilse ısıyı iyi muhafaza eden güzel bir tava. tava ısınırken etimizin her yerine tuz ve karabiberi bolca ekliyoruz. bolca. kızmış tavamıza köfteyi koyuyoruz, temas ettiğinden emin olmak adına sağına soluna kibarca dokunup, ezmeden bırakıyoruz. tavaya ne yağ koyduk, ne bir şey. et zaten yağlı ve birazdan tavanıza yağını salacak.

    köfteyi pişirirken başka etlerde olduğu gibi zırt pırt çevirme olayı yok. bir kere çevireceğiz ve iş bitecek. köftemiz pişerken tavanın sağı solu boşsa ekmeklerimize ince tabaka tereyağı sürerek onları da tavaya koyalım ve biraz kızartalım. değilse başka tava çıkartın. sıcak ekmek iyidir, ince kıtırı olan ekmek candır.

    şimdi yüksek orta arası bir ateşte (ocağa göre değişir, deneye yanıla bulursunuz) pişirdiğinizi düşünürsek, 3 dk sonra falan o eti çevirin. tabii bu kalınlığa göre değişir ve aslında nasıl yemek istediğinize göre. ben genelde ortadan fazla pişmiş bir şeyi yemem. suyu ve pembeliği biraz kalmalı. zaten 55dereceden falan yüksek bir şey çiğ değildir, takmayın kafanıza. ne dedik, 3 4 artık keyfinize göre pişmişlik derecesinde eti çeviriyoruz ve çevirdiğimiz gibi üzerine peynirimizi ekliyoruz. peynirin rahat erimesi için tavanın kapağını kapatın. bu çevirmeden sonra ve kapağın kapatılmasından sonra, ikinci yüz daha hızlı pişecektir. dolayısıyla dakikayı buna göre ayarlayın.

    ekmekler yanda pişiyordu, zaten 1dk.dan fazla tutmayın ekmek kararıp yanmasın. ekmeklerimize sosu sürüyoruz. burgerimizi dikkatle alıp üzerine yerleştiriyoruz. üzerine isteğe bağlı turşu ve soğan dilimi/karamelize soğan ekleyip kapatıyoruz. bakın bu noktadan sonra ekleyeceğiniz her şey burgeri yorar. karamelize soğan bile. ama damak tadınız bunu istiyorsa ekleyin.

    burgeri yaptık, bir 3 dakika tanıyın kendisine. biraz kendine gelsin, rahatlasın. o sırada fotosunu falan çekersiniz, insta'ya atmalık malzeme de verdim hadi iyisiniz yine köftehorlar.

    ilk burgeriniz hayırlı olsun. beğendiyseniz kanalıma abone olun diyeceğim ama o da yok. bi eyv deseniz yeter şu noktada.

    önemli notlar. bir burgerin olmuşluğu, o burgeri dudağınızla bile kopartabiliyor olup olmamanızdır. bir köfteyi ısırma gereği duyuyorsanız, o köfteyi yoğurmuşlardır. dolayısıyla bir halta yaramaz. piyasadaki burger house'lara baktığınız zaman genelde 35 40 tl civarındaki burgerler yenilebilir oluyor. bütçe dostu olan 20 30 tl aralığındakiler ise %95 ihtimalle yoğurma işlemi görmüş şeyler oluyor. zaten ekmeğinden bile anlarsınız o burger yenmeli mi yenmemeli mi.

    hatta sanırım kenji lopez'in bir videosu vardı. köfteyi duvara fırlatıyordu ve patlıyordu köfte. eğer bir köfte patlıyorsa olmuştur çünkü eti tutan yağ dokuları artık zaten zayıf bir halde. dolayısıyla yoğurma falan yok.

    hadi kolay gelsin.

    2.5 yıl sonra gelen edit: 40 tl'ye burger yiyormuşuz eskiden ya. wow.