hesabın var mı? giriş yap

  • elektriklerin kesilebileceğini öğrendiğimiz gün çevredeki marketlerde tüple çalışan katalitik soba aradım. bulamayınca kamp tüpüne takabileceğim ısıtıcılara baktım ancak elektriksiz tüm ısınma araç gereci ve aynı zamanda odun dahi tükenmişti. amerikalılar böyle durumlarda çılgınca stok yapıyor. aynı zamanda böylesi sıcak bir eyalette katalitik soba vs stoğu da o derece az oluyor. velhasıl hiçbir ısınma alternatifi bulamayınca, evdeki 3-5 kamp tüpüme ocak takıp en azından çay, yemek yaparız demiştim. nasılsa birkaç saat içinde düzelir dedim. ne saf bir insanım ki olası bir kesintinin çok uzun sürebileceğini düşünmedim.

    derken önceki gece 4:30da 20 aylık oğlumun çığlığıyla uyandım. ev ısısı 12 dereceye düşmüştü. hadi ben ankarada büyüdüm, soğuk bana koymaz da, bebe ilk kez tanıştı ve çok korktu. odanın kapısını kapattım, bir yurt öğrencisi soğukkanlılığında olabildiğince mum ve kamp ocağımı yaktım. sabah 7 olduğunda odanın ısısı 16 dereceye ulaşmıştı ancak evin geri kalanı 4 dereceye düşmüştü. ne de olsa kagir yapı, nasıl tutsun sıcağı deyip, 7:30da elektriği olan arkadaşlarımıza gitmek üzere evi terkettik. 2 gündür hiç elektrik gelmedi. bu sabah evi kontrole gittiğimizde, bir de komşunun canavar kamyonetiyle park halindeki aracımıza kötü bir şekilde çarptığını gördüm. üstelik hemen hemen tüm komşular ilk geceyi arabalarında geçirmişlerdi.

    şu günleri bir atlatalım da, bir 10 yıl boyunca daha hiç kullanmayacağımı bilsem de, ilk iş bir katalitik soba alacağım. döndük dolandık nenemin katalitik sobasına muhtaç kaldık.

    her şey bir yana, evinde yalnız olan onca yaşlı insan ne yapıyor, bu duruma çare bulabildiler mi, zamanında yardım ulaşıyor mu bilmiyorum. umarım can kaybı olmaz. kötünün kötüsü var, şikayet etmeye hakkım yok sanırım.

    (bkz: dallas)

    edit: 50 saatin ardından elektrik geldi. evimize döndük. iki gündür sesi çıkmayan komşu hatasını kabullendi, arabamızı yaptıracak. elinde olmayan otel odasını bir çok kişiye rezerve edip paralarını toplayan priceline'la da ayrı uğraşacam, yazdım kenara. dallas'taki türkler facebook grupları üzerinden inanılmaz bir dayanışma örneği gösterdiler. insanlar açık adres paylaşıp ihtiyacı olanlara evlerini açtılar. böylelikle arayacak kimsesi olmayanlar sığınacak yer buldular. kimi yemeğini, kimi odununu paylaştı. gurur duydum açıkçası.

  • sert virajlara yüksek hızda altınızda ferrari bile olsa girmeyin. malmısınız olm

  • adam.

    bu adam emekli imam. bu adam mahalli tarih araştırmacısı. bu adam cumhuriyet tarihçilerinin yapamadığını yapmış, atatürk'ün osmanlı belgelerine göre soy kütüğünü çıkarmıştır.

    2001-2014 yılları arası sultanbeyli'den sabah namazından sonra çıkar ve sultan ahmet'e devlet arşivlerine araştırmaya gidermiş. bu adama türk tarih kurumu tarafından ödül verilmeli. onlar yatmış bu abi çalışmış.

    adına üstad deyip bu temiz insan ve soyuna çamur atmaya çalışanlardan dolayı bu kitabı yazmış... üstad'lara diyor ki "bütün arşivler istanbul'da gidin araştırın".

    bu adam sivas'lıdır.

  • internetimizin geç bağlanması sonucu epey bir süre radyo dinlemek durumunda kaldım. kesinlikle dayanamadığım tek bir şarkıcı vardı o da oğuzhan koç ve hangi radyo istasyonunu açsam en geç 2 şarkı sonra o geliyordu ‘kendime sardımmm’ diyerek. tamam tiksinmek biraz abartı olabilir ama bana göre rahatsız edici bir sesi var. hani espirisine telefonda sesimizi değiştirmek için elimizle burnumuzu kapatırız sinir bozucu bir ses çıkar. işte tam öyle bir sesi var ve bu adam o sesle para kazanıyor. helal olsun.

  • birazcık ortalama üstü güzelliğe sahipse çok normaldir. 1 ay önce açtığım feyk kadın hesabımın 700 takipçisi var şimdi. ayrıca tsk'da sosyal medya yasaklanmalı. bütün uzman çavuşları hesabıma topladım. az çaba göstersem darbe yaparım aq.

  • nick dediğin zaten başka bir şeyi gizliyor olduğu için gereksiz olduğunu düşündüğüm istek. adını gizlemek için nick kullan, sonra onu gizlemek için başka bir şey kullan, sonra onu da gizlemek için... ohooooo.