hesabın var mı? giriş yap

  • okuma yazma bilmeyen cahil cuhela kesiminin herhangi bir kitap bir roman veya bir dokuman okumamis en azindan bir kac kult eski ve dolu film ve veya dizi izlememis eski sarkilari dinlemeyip eski insanlari yaşamları gormemis ve kendi karakter ve etraflarina adeta sanal masallar ve yalanlardan haleler auroralar ören bir takim sözlük kezbanlari ve bize de duserci mericler tarafından hadi arabaya binelim buralardan gidelim demeye calistigi soylenen tracy chapman ablamizin efsane şarkısı.

    fast car tam manasiyla felaketin sefaletin kahpelik ve kallesligin icinden cikilmaz derin cukurlarin merdivensiz kuyuların kimsesizlik ve çaresizliğin adeta insanin ruhunu delip geçen yalnizligin o kış o ayaz ve kar buzun şarkısı sanki bir ağıt bir aglayis bir derin dert yanma sitem ve isyan etme öyküsüdür.

    simdi motoru calistirip yeniden dinleyelim belki dinlerken uzun zamandir aradığımız uykulara kavusup teslim oluruz çocuklar başlıyoruz..

    you got a fast car
    ı want a ticket to anywhere
    maybe we make a deal
    maybe together we can get somewhere

    any place is better
    starting from zero got nothing to lose
    maybe we'll make something
    me, myself, ı got nothing to prove...

    senin hizli bir araban var bense her yere gidebilecegim bir biletim olsun istiyorum.
    belki anlasabiliriz seninle evet belki beraber bir yerlere gidebiliriz.

    burasi haric her yer güzel her yer olur yeterki burasi olmasin any place neresi olursa sifirdan baslayalim nasilsa kaybedecek bir şey yok belki bir seyler yapabiliriz ben kendim ve zaten benim ispat edecek kanitlayacak hic bir seyim yok.

    you got a fast car
    ı got a plan to get us outta here
    ı been working at the convenience store
    managed to save just a little bit of money

    won't have to drive too far
    just 'cross the border and into the city
    you and ı can both get jobs
    and finally see what it means to be living...

    senin hizli bir araban var benimse bizi buralardan alip goturecek bir planim.
    az biraz para biriktirmek icin bakkal köşelerinde çalışıyorum goruyorsun.

    fazla ileriye gitmemize gerek yok fazla sürmeyelim yeterki siniri gecip su kahpe kasabadan sefaletten cikip sehrin icine girelim.
    orada ikimizde bir is bulur ve sonunda yasamanin ne demek oldugunu anlamaya baslariz.

    see, my old man's got a problem
    he live with the bottle, that's the way it is
    he says his body's too old for working
    his body's too young to look like his

    my mama went off and left him
    she wanted more from life than he could give
    ı said somebody's got to take care of him
    so ı quit school and that's what ı did..

    goruyorsun babamin bir problemi var icki siseleriyle birlikte yaşıyor o böyle ne yaparsın.
    calismak için cok yasli olduğunu söylüyor hep ama aslinda genç vücudu boyle bitik görünmemesi gereken yaşta.

    annem olacak kadin bizi bırakıp gitti hayattan fazlasini istiyormuş evet babamin ona verebileceklerinden fazlasini.
    boyle olunca mecburen yasli bitkin ve alkolik babama bakmak icin okulumu bıraktım evet bunu yaptim.

    you got a fast car
    ıs it fast enough so we can fly away?
    we gotta make a decision
    leave tonight or live and die this way...

    senin hizli bir araban var belki ama fakat yeterince hizli mi bizi buralardan goturmek için
    oyleyse bir karar verelim ya bu gece cekip gidecegiz veya bu sekilde yasayip öleceğiz evet bu şekilde.

    so ı remember when we were driving, driving in your car
    speed so fast it felt like ı was drunk
    city lights lay out before us

    and your arm felt nice wrapped 'round my shoulder
    and ı-ı had a feeling that ı belonged
    ı-ı had a feeling ı could be someone, be someone, be someone...

    evet hatırlıyorum senin arabanla hizli cok hizli surdugumuzu o kadar hizliydik ki sarhos gibiydim şehir isiklari onumuzde uzanip gidiyorlardı.

    ve evet senin kolların omzumda güzeldi hisler güzeldi iste tam o anda kendimi o ana oraya ait hissettim ve biri olabilirdim evet birisi olabilirdim ben de...

    you got a fast car
    we go cruising, entertain ourselves
    you still ain't got a job
    and ı work in the market as a checkout girl

    ı know things will get better
    you'll find work and ı'll get promoted
    we'll move out of the shelter
    buy a bigger house and live in the suburbs...

    evet senin hizli bir araban var.
    süzülüp gidiyor eğleniyorduk ikimiz ama senin hala bir isin yok ve bense bir markette kasiyer olarak calisiyordum evet checkout girl...

    ısler daha iyiye gidecek biliyorum sen bir is bulacaksın ve ben terfi alacağım icinde yaşadığımız bu küçük barakadan taşınıp daha büyük bir ev alip sehrin hemen dışında yasayacagiz...

    you got a fast car
    ı got a job that pays all our bills
    you stay out drinking late at the bar
    see more of your friends than you do of your kids.

    ı'd always hoped for better
    thought maybe together you and me'd find it
    ı got no plans, ı ain't going nowhere
    take your fast car and keep on driving...

    senin hizli bir araban var benimse tum faturalarimizi odeyen bir işim.
    ama sen geceleri gec saatlere kadar barlardasin ve içiyorsun tipki babam gibi.
    kendi cocuklarindan daha fazla arkadaslarini görüyorsun evet tipki babam gibi...

    ben hep daha iyisini umut ettim seninle birlikte bulacağımız daha iyi yerleri benim baska planlarim yok baska bir yere gitmiyorum
    sense o hizli arabani al ve surmeye devam et...

  • "dedemle nenem zamanında çok kavga etmişler dedem de dayanamayıp güvercini duvara fırlatmış, telefon yok o zamanlar tabi"

  • delikanlı kadınmış, senin de verilmiş sadakan varmış. keşke biraz daha erken olsaymış ama kötü bir evliliğin olmasından her türlü daha iyidir. geçmiş olsun.

  • aslında bir süreç var. 17-25 aralık'ta rezillikleri çıktı, açık açık "ne istediniz de vermedik, kandırıldık" dediler ve ihanetin itirafını ettiler. ama buna rağmen sürekli aynı kafada devam eden birileri tarafından destek almaya devam ettiler. böyle bir olay normal bir ülkede olsa o gün iktidarda kim varsa devam edemeyip orada biterdi. tabi zaman geçtikçe soma oldu, çözüm süreci oldu tek adam referandumu oldu... en son 24 haziran 2018'de toplum endüstri yerine keki seçti ya, cumhuriyet yerine siyasal islam otokrasisini seçti ya işte o zaman iyice anlaşıldı ki bu toplum umutsuz vaka. kendisini yapılan proleterya muamelesini sorgulamayıp çoluğuna çocuğuna bakacak parası olmadığı halde hala "ben onun g*tünün kılıyım" diye gezen insan basitliğini gördük ya işte orada ülkecek kaybettik aslında. bu tarihten sonra çöküntüler ve rezaletler devam etti tabi ama her seferinde daha az şaşırır olduk. rezillik bizim yaşantımızın normal bir kavramı haline geldi.

  • acilen sosyal hizmetlerin çocuğu aileden alması gerekiyor. dünya literatüründe vegan bebek/çocuk diye bir şey yok

  • bu adami bu kadinin dansina bakmiyor diye otekilestirdiginiz anda siz bagnaz oluyorsunuz. adamin kendi hur iradesi. bakmak zorunda degil ki.

  • bu ntv'nin kaynağı...

    kaynağı başa koyalım sonra da anlatmaya başlayalım

    ünlü uyuşturucu tüccarı halo lakablı halil ibrahim kapar ne demişti..
    "uyuşturucu en güzel üniformanın gölgesi altında taşınır"
    konya polisi yolda uygulama yapıyor..
    bir aracı durduruyorlar..
    aracın sahibi polis..
    hem de narkotik şubede görevli
    yanında eşi de var...
    büyük ihtimal uygulama noktasından sorunsuz geçip gideceğini düşündü...
    ama yanıldı..
    çünkü ihbar vardı...
    meslektaşları aracını aradı..
    aradıklarını da buldular..
    25 kilogram eroin vardı..
    uyuşturucu kuryesi polis ve eşi gözaltına alındı..
    telefonuna el konuldu..
    whatsapp'ına girilip bakıldı ki polise talimatları veren kişi savcıydı..
    adana cumhuriyet başsavcılığı terör suçları soruşturma bürosunda görevli cumhuriyet savcısıydı..
    iddiaya göre savcı şebekenin lideriydi..

    teknik takip filan derken toplam 20 kişi gözaltına alınıyor..
    gözaltına alınanlar arasında narkotikte görevli polisler de var..
    tam tilki kümes hikyesi...
    14'ü tutuklanıyor
    savcı açığa alınmış..
    hsk müfettiş filan görevlendirmiş.

    gençler siz 90'lı yılları bilmezsiniz..
    90'lı yıllarda da terörle mücadele adı altında böyle çark kurulmuştu...
    kamu görevlileri doğudan batıya uyuşturucuyu getiriyordu..
    kutlu savaş susurluk raporunda bu çarkı açık açık yazmıştı..
    daha sonra korkularından o bölümü rapordan çıkardılar..

    ne demişti pala, hüsrev ağa'ya
    suyun bulandığı yerden geliyoruz, suyun gözesinden bir avuç içip gideceğiz
    ama öyle olmamıştı..
    pala, kral faruk ve bedir herkesin kabusu olmuştu...

    edit1: cevheri güven der ki bu savcı 15 temmuz sonrası avukatlıktan geçenlerden..
    hsk da ihraç etmeye hazırlanıyormuş
    --- spoiler ---
    hsk 2. dairesi 11 mayıs'ta savcı o.y'yi görevden uzaklaştırdı.
    yürütülen inceleme ve soruşturma kapsamında hsk müfettişleri savcı o.y'nin meslekten ihracını teklif etti.
    savcı o.y'nin hsk tarafından ilerleyen günlerde meslekten ihracına karar verilmesi bekleniyor.
    --- spoiler ---

    edit2: madem entry'miz debe'ye girdi
    sizi buradan alalım
    (bkz: savcının fetö borsası kurması)

    edit3: savcı meslekten şutingen

    --- spoiler ---
    hsk, uyuşturucu soruşturmasında adı geçen savcıyı meslekten ihraç etti
    - hakimler ve savcılar kurulu ikinci dairesi, uyuşturucu operasyonunda yakalanan şüphelilerle bağlantılı olduğu ileri sürülen ve görevden uzaklaştırılan savcı o.y'nin meslekten çıkarılmasına karar verdi
    --- spoiler ---

  • epiktetos 20 asır önce demiştir ki: “kader eninde sonunda günahlarımızın bedelini önümüze koyar. görünen ya da görünmeyen zaman içinde herkes günahlarının bedelini öder. ektiğini biçer. bunu bilen adam kimseye kızmaz, gücenmez, kimseyi aşağılamaz, kimseyi itham etmez, kimseden nefret etmez, kimseye kin tutmaz. bunu bilen adam karşılaştığı aksiliklere şaşmaz. önüne çıkan maddî manevi engellerin kendi günahlarından başka birşey olmadığını bilir.”
    düşmanlarınızı düşünmek için ayıracağınız bir dakika bile düşmanlarınızdan daha değerlidir. nefret ve intikam hissi size büyük zararlar verir.