hesabın var mı? giriş yap

  • türkler arap milliyetçisidir. tarihte bundan başka, bir ırkın başka bir ırkın milliyetçisi olduğu görülmemiştir. mesela rumlar, bulgarlar, ermeniler vs. bağımsızlık adına kendi milli kiliselerini kurmuşlar, buralarda ana dillerinde ibadet etmişlerdir. ama ne hikmetse türkler namazda okuduğu duayı bile kendi ana dilinde okumayan, dolayısıyla ibadetini anlamadan yapan ve 1950'de ezan yeniden arapça'ya döndürülünce kurbanlar kesen bir millettir. evet, türk milleti arap milliyetçisidir ve bunun bedelini ödeme zamanı gelmiştir.

  • estonya'da ormanın içine megafon yerleştirme fikrini ortaya atmış mimarlık öğrencisi.

    ormana büyük boylarda ve sesi geniş bir alandan toplayarak yayan bir akustik sisteme sahip. ormanın sesini dinlemek isteyenler için harika merkezler olmuş. gidip oturup, ormanın sesinin/sessizliğinin tadını çıkarabiliyorsun. aynı zamanda farklı sanatsal çalışmalarda da araç olabilecek bir tasarım olmuş.

    ormanda yürüyüş yapan insanlar için de aynı zamanda dinlenme noktası. ormanın içindeki çok düşük sesleri de toplayabildiği, normalde duyamayacağımız sesleri bir araya topladığı da söyleniyor. ama en çok ormanın içinde orman seslerinde rahatlamak ilgimi çektimi benim.

    böyle şeyleri de görüp yaşayabilmek için illa estonya'ya yolumuzun düşmesi gerekiyor. zira türkiye'deki ormanlarda karşımıza genelde kesilmek üzere işaretlenmiş ağaçlar çıkabilir.

    kaynak

  • son yıllarda cok açıkça belli oldu ki lozan antlaşması bu ülkedeki en güvenilir turnusol kağıdı. hangi sebeple olursa olsun bu anlaşmanın karşısında duranların bir şekilde bu milletle bir derdi oluyor.

  • --- birleşin lan ---

    bahar: bu elbiselerde o kirli parayla mı alındı. di mi o parayla alındı, söylesene abla

    bu sahne sırasında bahar üzerindeki ilk şeyi attıktan sonra sıra giydiği elbiseye geldiğini düşününler, hatta hızını alamayıp ''çıkar çıkar onları da çıkar'' diye bağıranlar ve dışa vuramayıp içinden '' çıkarsana onları ya, onlar da o parayla alındı aslında '' diye düşünenler birleşin lan ! inanıyorum birleşirsek bu ülkede çoğu şey değişebilir. bütün her şeyi yıkar geçeriz, yeni bir türkiye yaratabiliriz !

    --- birleşin lan ---

  • üniversitede aktif bir oymakbaşı olarak çalıştığım zamanlarda ilgilendiğim sihir sanatıyla hem kendim çok eğleniyordum hem de oymağımdaki çocukları çok eğlendiriyordum. bu merakımdan dolayı zati sungur' u tanıdım kendisi cumhuriyet tarihinin ilk büyük sihirbazıdır.

    10 mart 1898'de bursa doğumlu olan zati bey çocuk yaşta başlayan sihir aşkını sihirbazlar kralına dönüştürme yolu sırasında, deniz astsubay okuluna birincilikle girer daha sonra buradan 1. dünya savaşı sırasında denizaltı eğitimi için almanya'ya gönderilir.

    kader bu ya savaşın kötü gitmesinden dolayı yurda geri dönemeyip almanya'da kalır. bu süre zarfında orada çeşitli işlerde çalışırken, tabi bu arada sihirbazlığa ilgisi daha da artmaya başlar bununla ilgili kitaplar okur hatta başka sanatçılarının gösterilerini hiç kaçırmaz. daha sonraları kendi çevresine küçük numaralar yapmaya başlar.

    yıl 1920'ye geldiğinde berlin wintergarten tiyatrosundaki profesyonel sihirbazlık gösterileri yapmak için baş vurur ve orada ki başarıları ona büyük başarı getirir, hak ettiği üne kavuşur. sonrasında ver elini turneler. bir grup sanatçıyla fransa, italya, ispanya, kuzey amerika gibi ülkelere gider ve daha sonra 1922'de güney amerika'da turneye çıkar.

    bu turnelerden sonra büyük üne kavuşan zati sungur.12345
    günümüzde bile hala yapılmakta olan bir kişiyi ikiye bölme numaralarına bile katkılar yapmıştır.12

    yıl 1936'ya geldiğinde bunca yıl sonra zati bey artık ülkesine döner ve türkiye'deki ilk gösterisini ses tiyatrosunda yapar ve baya bir ses getirir ardından atatürk içinde gösteriler yapar. çok övgüler alır hatta ömür boy belediye rüsumu muafiyeti(bir çeşit vergi indirimi) hakkıyla ödüllendirilir.

    1966'ya kadar aktif sahne yaşamını dormen tiyatrosunda geçirir. daha sonra ise kendisinin kurduğu universal sihirbazlık stüdyosunda ürettiği illüzyon aletlerini dünyanın dört bir tarafına satar. yaşadığı 6 temmuz 1984 tarihine kadar içinde bitmeyen bir çocuk neşesiyle her daim sanatını göstermiştir.1
    2

    bir rivayete göre kendisinden etkilen çocukluğumuzun ünlü sihirbazı olan sermet erkin'in hocası olduğu söylenmektedir.

    son olarak ilgisi olanlara öğrenmesi kolay küçük numaralar
    oyun-1
    oyun-2
    oyun-3 bunu da siz çözün*

  • hazırlıkta okuyoruz. liseden öyle bir ortama geçmişiz ki adapte olmak çok zor. hazırlığın camında bir baktım. isimim yazıyor. matematik bölümünden prof. dr. bilmemkimi görünüz. beni bir ter bastı. ulen koca prof. beni niye çağırsın. lisede müdür yardımcısı çağırdı mı başın belada demektir. dersi mersi unuttum defter kitap falan sınıfta kaldı. koşarak matematiğe gittim. buldum odasını hocanın. öleceğim heyecandan. neden çağırır beni koskoca profesör. hem de matematik profesörü. kapısına geldim kapı açıktı. elinde çay fincanıyla vatandaş kapıya yöneldi "buyrun" dedi. kendimi tanıttım büyük bir heyecanla sesim titreyerek. "hocam ben hazırlıktayım. beni çağırmışsınız." dedim. "estafurullah. çağırmak ne kelime. burası üniversite. kimse kimseyi çağıramaz. ben sizinle görüşmek istedim. hazırlığın sekreterini aradım onlar da ilan asmışlar. konu şu: sizin alacağınız matematik dersi ......" konuştu konuştu ben gerisini dinlemedim.

    şimdi bu hocalar bu öğrencilere böyle eğitim veriyorlar. bunu odtüde okumayan bir adam başbakan da olsa anlayamaz bilemez. nerden bilsin.