hesabın var mı? giriş yap

  • -sen kilo mu aldın ?
    - sen zayıfladın mı ?
    -sen daha iş bulamadın mı?
    -sen de saçları iyice döktün mü?
    -sen daha evlenmedin mi?
    - çocuk yapmıyor musunuz ?

    bunları ve buna benzer soruları soranlar azaldıkça , anlayın ki toplum olarak çağ atlamış bulunuyoruz.

  • fakirin, garibanın derdini en net gösterir karedir. ekmeğinin peşindeki adam, kelle koltukta bile olsa, ekmeğinin peşindedir. garibanlık budur. köftesi canından önce gelen köfteci olmaktır garibanlık.

    bu gebeşlerin hakkını yediği adamdır bu dayı. çalıştığından azını alan, çoğunu kaptıran dayıdır.
    babandır,
    dedendir.

    sensindir.

  • düşük kültür seviyesi ürünü bir video. insan hakları diye bir şey olmasa videodaki elemanlar ya antik roma'daki gibi köle olurdu veya bilimsel deneylerde kobay.

  • yapılamayan pfdk sevklerini araştırmaya gelmişlerdir. eee senin ülkende bir maçta taraftar sahaya dalıyor taraftarla futbolcular arasında bildiğin tekne tokat kavga yaşanıyor üzerinden bir hafta geçiyor ama bir tane bile işlem yok. disiplin cezası yok. soruşturma yok. hiçbir şey yok. niye yapmadın pfdk sevkini diye sorarlarsa “seçim var diye ehiehi” diyebilecekler mi bakalım.

  • kendisi "kıyıya vurmadıkları sürece balıklar suyun farkında değildirler" diyerek insan ve teknoloji ilişkisini metaforik biçimde tanımlamıştır. teknolojik determinist olmakla suçlanan mcluhan bu sözüyle önemli mesajlar vermiştir aslında. insanlar teknolojiyi ancak sonuçlarını gördükten sonra anlayabilirler. ancak teknolojiyi anlamak için acele etmekte fayda vardır...demek istemektedir ki mcluhan; teknolojinin esiri olmamak için onu zaptetmeli ve önce onu keşfetmeli, nimetlerinden yararlanmalıyız. mcluhan aynı zamanda postmodern kurama esin kaynağı olmuş, baudrillard'ı etkilemiştir. ayrıca woody allenın annie hall filminin bir sahnesinde yer almış popüler bir medya kuramcısıdır.

  • bu dizinin ilk açıldığı sahneyi, 1. sezon 1. bölümün ilk 7 dakikasını hatırlayan var mı? yani kitabın prolog bölümünü?

    dizi, kitaba yakın seyrediyor ama ben size kitaptaki özetini de vereyim. (kitabı okumadıysanız özeti okuyun çünkü önemli ayrıntılar var)

    (bu arada white walker = beyazımsı tenli, mavi gözlü, buzdan silah kullanan abiler.
    wight = white walkerların dirilttiği cesetler.)

    waymar royce ve beraberindeki 2 ranger, gared ve will, duvarın kuzeyinde bir wildling grubunun izini sürmektedirler. önden gözcü olarak giden will, wildling kampının yerini tespit eder. ancak, kampta bir gariplik vardır. kamp ateşi yoktur ve bütün wildlingler yerde ölü gibi yatmaktadırlar. ortada kan filan da yoktur. will, herkesin soğuktan donduğunu düşünür ve geri dönüp royce'a haber verir. royce, havanın bir kamp dolusu adamı donduracak kadar soğuk olmadığını söyler ve kampa bir göz atmaya karar verir. will ve gared'ın itirazlarına rağmen, grup yola çıkar. kamp alanına geldiklerinde, will'in bahsettiği cesetlerin orada olmadığını görürler. royce, will'i dalgaya alır ve wildlingleri bulmaya karar verir. will'e bir ağaca çıkmasını söyler ve gared de, atların yanında kalır. royce, kamp alanına ayak basmasıyla, ani bir soğuk hisseder ve hemen ardından bir white walker ağaçların içerisinden kristal kılıcını taşıyarak çıkar. onu 5 tane daha white walker takip eder. (dizide sadece 1 tane görüyoruz) royce ile white walkerların lideri kılıçlarını çeker ancak white walker'ın bir darbesi royce'un kılıcını paramparça eder ve o noktada white walkerın çığlığı ormanda yankılanır. bunun üzerine, diğer 5 white walker da partiye katılır ve royce'u delik deşik ederler. will, white walkerlar ortamı terkedene kadar aşağıya inmez ve indiğinde, royce'un cesedinin yanına gider. royce'un cansız bedeni yavaşça yerden kalkar, parçalanan kılıcından çıkan şarapneller bir gözünü kör etmiştir, diğer gözü ise masmavi parlamaktadır. royce, will'in boğazına yapışır.

    atların yanındaki gared'i de bir sonraki bölümde starklar tarafından yakalanınca görürüz. night's watch'u terketmenin cezası ölümdür ve ned stark'ın kılıcı ice da cezayı keser.

    bu, 5 kitabın en gizemli bölümlerinden birisidir bana göre. ama ta en başta olması ve ana karakterlerden hiç birisini içermemesi nedeniyle genelde unutulur. halbuki, kitapta ve dizide çok az görünen white walkerların 6 tanesi birden gözükmüştür. bunu, george r. r. martin'in şok bir açılış yapmak istemesiyle açıklamak mümkündür ancak bu bölümün bize anlatmak istediği başka bir şey var mıdır?

    bu sahneyi, kitaptaki diğer white walker sahnelerinden ayıran en önemli detay ne biliyor musunuz?

    white walkerların kurduğu tuzak.

    öncelikle belirtmem gerekir ki, dizide biraz farklı da olsa, kitapta white walkerların pis işlerini hep wightlara yaptırdığını görüyoruz. mesela, fist of the first men'de, mormont ve adamlarına saldıran wightlar. white walkerlardan birisi ancak ana saldırı bittikten sonra, sam'in de içinde bulunduğu kaçışan night's watch üyelerine saldırıyor. orada da sadece 1 tane white walker görüyoruz. yani, white walkerlar genel olarak wight gruplarını kontrol eden konutanlar gibi hareket ediyorlar. bir grup white walkerın hep beraber tek bir hedefe saldırdıklarını prologdan sonra hiç görmüyoruz.

    zaten royce ve arkadaşları, duvarın kuzeyinde vakit geçirirken, bir white walkerla karşılaşıp ölselerdi veya wight saldırısına uğrasalardı, bu olayın altında bir anlam aramazdık. her ne kadar olayın duvardan 9 günlük mesafede yaşandığı söylense ve bu white walkerlar için biraz fazla yakın olsa da, yine de sıradan bir karşılaşma o kadar şüphe çekmeyebilirdi.

    ancak bu sıradan bir karşılaşma değil, çünkü ortada bir tuzak var.

    belli ki, white walkerlar önce wightları kullanarak, tamamı ölmüş bir kamp ahalisi görüntüsü yaratıyorlar. bizim elemanlar kampı incelemeye geldiğinde wightlar ortada yok ve royce tuzağa adım attığı anda saldırıya uğruyor. öyle sıradan bir karşılaşma değil bu. planlanmış bir saldırı. üstelik, wightları kullanmak yerine, white walkerlar kendileri saldırıyorlar. hem de tek bir kişiye karşı altısı birden! royce'u öldürdükten sonra da ortadan kayboluyorlar. will'i öldüren royce'un dirilen cesedi oluyor ve gared'in peşinden bile giden olmuyor. bell ki, hedeflerinde royce var onu öldürme işini şansa bırakmak istemiyorlar. ne wight kullanıyorlar, ne de teketek dövüşme riskini alıyorlar. peki, royce'u böylesine bir hedef haline getiren ne? vale lordlarından birinin 3. oğlu olan waymar'dan, kuzeyin gizemli yaratıkları ne istiyor? white walkerlar onun yerini nasıl buluyorlar ve neden böylesine planlı bir saldırı yapma gereği duyuyorlar?

    waymar royce'u hedef haline getiren kişi, white walkerlara erkek bebek sağladığını bildiğimiz, alemlerin en hayırlı babası: craster.

    kumandan mormont ve yanındaki birliğin, craster'ı ziyaretinden bir diyalog:
    craster: "evet o üçünü hatırlıyorum. küçük lord, senin yanındaki köpek yavruları gibi gençti. samur pelerini ve siyah çelik kılıcıyla benim çatımın altında uyumak için fazla kibirliydi. "

    royce ve adamları, tuzağa düşmeden önce craster'a uğramışlar ve onları white walkerlara ihbar eden craster'ın ta kendisi. ancak, craster bunu royce'a gıcık olduğu için yapmıyor. bunu yapmasının sebebi, patronları white walkerların, ona, peşinde oldukları adamın eşgalini vermiş olması:

    "şekilli bir kılıç taşıyan ve night's watch'a hizmet eden lord çocuğu"

    var mı bu tanıma uyan başka tanıdığınız?

    "jon snow" desem?

    bakın bu waymar royce'un kitaptaki betimlemesi.
    "gri gözleri, narin ve zarif vücuduyla genç ve yakışıklı bir lord."

    bu da ilk kitaptan jon snow betimlemesi.
    "jon'un gözleri siyaha yaklaşacak kadar koyu griydi. (...) robb kaslıyken, jon narindi. robb güçlü ve hızlıydı, jon ise zarif ve çevik."

    craster, patronlarından aradığı kişinin nasıl göründüğünü öğrenmiş olsa bile, royce bu eşgale uyar. yani, craster üzerine düşeni yapıyor ve aradıkları adamın gelişini white walkerlara haber veriyor.

    white walkerların, valyrian çeliği kılıcıyla, yaman bir savaşçı olacak genç bir lord bekliyor olmaları, neden 6 kişi gelip tuzak kurma yoluna gittiklerini de açıklıyor. belli ki, zorlu geçecek bir düello beklentisi içerisindeler ve valyrian çeliği kılıcın kendilerini öldürebileceğinin farkındalar. zaten, royce ile dövüşürken, royce'un kılıcının parçalandığı anda adeta diğerlerine sinyal verircesine bir çığlık duyulması ve o andan sonra diğer 5 white walkerın da royce'un üzerine çullanması da bu yüzden. kılıç kırıldığı anda onun doğru kişi olmadığını anlıyor elemanlar ve işlerini hızla bitirip ortamı terkedip gidiyorlar. will'i wightlara bırakıp, gared'in peşinden gitme gereği bile duymuyorlar.

    daha sonra fist of the first men'deki wight saldırısı da, white walkerların birilerinin peşinde olduğunu kanıtlıyor aslında. burada night watch kalabalık olduğu için önce wightlar saldırıyor ve kaçışanların arasında white walkerlar hedeflerini arıyorlar. belki, sam'in peşinden gitmeleri de bu yüzdendir, kılıcı olmasa da "lord çocuğu" olduğu her halinden belli samwell'in.

    burada kitabı bırakıp, diziye bakarsak, hardhome saldırısı sırasında, white walkerların jon snow'u öldürmeye çalıştıklarını ve jon'un ilk defa valyrian çeliği kılıcıyla bir walker öldürdüğünü görüyoruz. işte bu an, bence white walkerların aradıklarını bulduğu an. saldırının sonunda night's king'in jon snow'a bakıp ellerini kaldırdığı sahnenin gelmesi de tesadüf değil. night's king, artık aradığı "kılıçlı lord"un kim olduğunu biliyor.

    ve evet; white walkerlar, daha dizinin ilk sahnesi ve kitabın ilk satırlarından itibaren jon snow'un peşindeler.

    not: teori, reddit kullanıcısı joemagician'a ait.

    açıklama editi: jon snow'un dizinin başında daha night's watch'ta olmadığı belirtildi. bu tabiki doğru. ama zaten white walkerlar, en başta aradıklarının jon snow olduğunu bilmiyorlar. ellerindeki kehanet yada bir istihbarat belli ki yetersiz. bildikleri şeyler, kılıç, lord çocuğu, night's watch ve belki de elemanın neye benzediğinin üstünkörü bir tanımı. waymar royce, bütün bu özellikleri üzerinde taşıdığı için harcanıyor zaten. jon snow'un aradıkları kişi olduğunun ortaya çıkması anca hardhome'da oluyor.

  • ulan gene gelin buraya yok kobane yok özgürlük yok ana dil deyin de tertemiz yedi ceddinize söveyim.

    namusunuz, şerefiniz, insanlığınız hiçbir şeyiniz yok. hepiniz cehennemliksiniz. öyle görünüyor ki bu tarafta bulmayacaksınız belanızı ama öbür tarafta sizi sımsıcak bir ortam bekliyor.

    adi yaratıklar.

  • sitesine bir sık sorulan sorular kısmı koymuşlar, burda yer alan bir soru var:

    - exxen'i televizyonumda nasıl izleyebilirim?

    el cevap:
    exxen’i bilgisayarından izlerken, bu keyfi televizyonuna yansıtarak büyük ekranda yaşamak istiyorsan hdmı kablosu aracılığıyla bilgisayarını televizyonuna bağlayabilirsin.

    sağol şef seni de yorduk.

  • görümcesi binemediği için asansörden inmeyi aklına getiremeyen, asansördeki erkeğin inmesini isteyen kara yobazın tartaklanma hadisesi.

    hamdi dayı'nın yerinde olsam ben de inmezdim.