ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
36 saat nöbet çıkışı direksiyonda uyuyan doktor
-
20 yıl öncede nöbet sistemi bu şekilde idi. ameliyatta asistan bayılır diğeri çağırılırdı.yorgunluk yüzünden ameliyatlarda komplikasyonlar olurdu. bu düzene sağlık bakanlığı niye izin verir anlamak mümkün değil. hadi bakanlık personelini insan yerine koymuyor onu biliyoruz zaten ama bir doktor diğer meslektaşına bunu niye reva görür? kıdemli asistan ve hocalar " biz tuttuk sizde tutacaksınız eşek gibi " derlerdi. zaten sağlıkçıların en büyük düşmanı yine sağlıkçılardır bu ülkede. yazık olmuş gerçekten.
ekleme: ne kadar haklı bir tespit yaptığımı alttaki entryden anlamak mümkün.
istanbul'da yaşamayanların hayatı kaçırması
-
siteye bak her gün bir boya tenekesinden nasihat dinliyoruz abw.
14 aralık 2015 öğretmenlerin cizre'yi terk etmesi
-
öğretmenlerini kurtaran (!) aynı devletin sağlık bakanı bugün doğuda sokağa çıkma yasağı olan yerlerde sağlık çalışanlarının 24 saatlik nöbetler yerine 7 günlük bina içinden çıkılamayacak nöbetler tutacağını söyledi. hani birileri soruyordu ya doğuda ne oluyor diye? savaş var kardeş savaş; ama adamlar olağanüstü hal durumu bile vermiyor 7 günlük nöbeti rutin bir uygulamaymış gibi anlatıyor bunu yapan da müsteşar sekreter falan değil direkt bakan . sözlükte dayağı hak eden doktor , doktor maaşı ,öğretmen maaşı, öğretmenlerin uzun tatili vs vs diye başlık açanları bu dönemde doğu'ya bekliyorum ben kendi adıma. pusu kurulmuş köy yollarından geçip okulda ders, hastaneden çıkmadan da 7 gün boyunca gündüz gece demeden kliniklerde iş başı yapsınlar .
30 yaşından sonra anlaşılan gerçekler
-
sıradan bir insan olduğun ve bir sıradan insan gibi geberip gideceğin.
türklerin öğrenemediği şeyler
-
empati
öfke kontrolü
duşta kendinle röportaj yapmak
-
ara ara oluyor bu. hayali bir sesin bana yönelttiği sorulara karşılık veriyorum. kendimle ilgili bazı yanlış bilinen şeylere açıklık getirmeye çalışıyorum. kendimle ilgili merak ettiğim bazı gerçekleri, kendimi de incitmeden yanıtlamaya çalışıyorum. yanıtlamaktan kaçındığım, bazı hassas kitleleri kıracağını düşündüğüm sorulardan espriler yaparak kaçıyorum. karşılıklı gülüyoruz. röportajın sonunda teşekkür ediyorum. havlumu alıp çıkıyorum. ayna karşısında saç kuruturken verdiğim yanıtlardan bazılarını beğenmiyorum. şöyle ya da böyle diyebilirdim, daha şık olurdu diyorum. ama yine de güzel bir röportaj oldu diyerek banyoyu terk ediyorum.
can dündar ağır bedel ödeyecek öyle bırakmam onu
-
özgürlükler ülkesi türkiye'de cumhurbaşkanı tarafından bir gazeteciye söylenen söz.
(bkz: ileri demokrasi çok güzel gelsene)
magic in the moonlight
-
filmde en çok sevdiğim şey mekanlar (evet güney fransa’ya gidilecek o belli oldu, çok tatlı, çok romantik bir yer), kostümler (oyuncuların tümünün özellikle de emma stone’un elbiseleri saç aksesuarları bir harikaydı) ve dekordu. woody allen bu filmde de en iyi yaptığı şeyi yapmış ve filmine zemin oluşturan şehri çok güzel göstermiş. görsel olarak muazzam bir filmdi. ancak onun dışında hikayesi benim için çok vurucu değildi. ben oyuncularla çok fazla empati kuramadım. colin firth ile emma stone’un oynadığı karakterlerin birbirlerine olan aşkı beni çok etkilemedi. yine de izlerken güzel vakit geçirdim. woody allen yine film çeksin yine gidip izlerim o ayrı.
fakir depresyonu vs. zengin depresyonu
-
zengin depresyona girince xanaxlar, prozaclar havada uçuşur, personal trainer eşliğinde spora başlar, tenis kursundan çıkıp golf kursuna gider, avmlere alışverişe gider eve dönüp kavanoz kavanoz nutella kaşıklar vs.
fakir depresyona girince depresyon hırkasını giyer, buzdolabını açar, raftaki yarım limona bakar ve kapıyı kapatır.
cem uzan denince akla gelenler
nesnenin kimse onu gözlemlemediğinde var olmaması
-
benim de başıma gelmiş durumdur. bir gün bir baktım kimse beni gözlemlemiyor, yok olmuşum. sonra dedim kendi kendime "saçmalama lan, düşünüyorsan varsındır" yavaş yavaş var oldum da kendime geldim. şansa yaşıyoruz yeminlen.