ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yakından görülen en ünlü kişi
-
cüneyt arkın. ben çok küçükken bir organizasyona katılmıştı. daha net göreyim diye brandaya tırmanmıştım. o da "atla bakayım ordan şimdi malkoçluğu gibi" demişti. 4 metre yükseklikteydim, lafını dinleseydim şu an kötürümdüm amk.
yaran inci sözlük entry'leri
3 defa vuruşulan kızın borç para istemesi
-
ben buradaki herhangi bir kimsenin fikirlerini belirtmesine, istediği her şeyi eleştirebilme hakkının olmasına falan tamamen destek veriyorum da şurada saçma sapan şeyler yazan trollerden bıkkınlık geldi, keşke bunlardan arındırılsa şu ortam.
gılgamış destanı gibi yazıyorlar bir de nicklerini de alta inmeden göremiyorsun.
bunların bir de hayran kitlesi var bunları zeki falan zanneden. ne güzel yazıyor ya falan diyorlar, onlar pek güzel yazmıyor da siz ''avelsiniz'' arkadaşlar.
edit; ekleme
halk tarafından linç edilen tofaşçılar
-
o değil de videoyu çeken arkadaşın "oh shit" tepkisine anlam veremedim ben...
külotlu çorap
-
bunun erkek çocuklarına giydirilmesi yasaklanmalıdır, duygusal travmalara yıllarca kanayan yaralara neden olur. annemin her sabah zorla giydirdiği ve çorabın belinden tutup ayaklarım yerden kesilene kadar yukarı çektiği o zalim sahneyi unutmaya çalışırken alkolik oldum ben.
squid game
çocuğa çarpan minibüsçüye meydan dayağı atılması
-
her ne kadar minibüsçüleri gerçekten sevmesem de haksız bir dayaktır. çocuk yola o kadar kontrolsüz çıkıyor ki orada kim araba kullanıyor olsa o çocuğa çarpardı.
şoför yine de tecrübeliymiş bence. çocuk tam doğal seçilime kurban gidecekken minibüsçü sayesinde kurtulmuş.
yaran fıkralar
-
adamın biri berberin kapısından seslenir.
-işiniz çok mu?
-iki saç bir sakal
der adam teşekkür eder ve gider. geri gelmez. berber merak eder ama pekde önemsemez.
bir kaç gün sonra tekrar kapıdan bir ses duyulur.
-işiniz çok mu?
-bir saç bir sakal
diye cevap verir . adam teşekkür eder ve gider. yine geri gelmez. berber duruma biraz uyuz olur ama olayın üzerinden biraz geçine unutur. 15 gün sonra tekrar kapıdan aynı sesi duyar.
-işiniz çok mu?
berber sesi tanımıştır.
-bir saç kaldı der bu kez. adam teşekkür eder ve yine gider. bunun üzerine berber dayanamaz ve çırağına,
-koş şu adamı çaktırmadan takip et bakalım nereye gidicek.
diyerek gönderir adamın peşinden. çırak 10 dk olur gelmez, 20 dk olur gelmez, 30 dk olur gelmez, en sonunda soluk soluğa kapıdan içeri girer. usta sinirlidir, ulan eşek herif ben sana adamı takip et dedim sen bi gittin gelmedin. söyle bakayım nerdeydin der çırağına.
çırak cevap verir.
-usta adamı takip ediyordum, önce sola döndü, ordan kahvenin yanında sağa girdi, yukarı doğru çıktık. daha sonra bakkalı geçip çıkmaz sokağa girdi.
eeeee der usta.
çırak: valla sonra sizin eve girdi usta..
you can't take it with you
-
insanlara, yaparken gerçekten mutlu oldukları işler yapmasını tavsiye eden güzel film. bu iş mızıka çalmak bile olsa..
günümüz insanlarının kesinlikle izlemesi gereken film diye düşünüyorum. karmaşa içerisinde o denli kaybolmuşuz ki, hayattan gerçekten zevk alamaz duruma gelmişiz.
ayrıca, parayı mutluluk aracı olarak görmekten ziyade amaç haline getiren insanlarımızın aslında manevi değerlerden ne kadar yoksun olduğunu üstüne basa basa bize gösteren enfes filmdir. rus kolenkhov karekteri için bile defalarca izlenesi..
(bkz: frank capra)
(bkz: feel good movie)
15 ağustos 2018 abd ürünlerine ek vergi
-
reis yine krizi fırsata çevirip içkiyle sigaraya vergiyi dayamış.
tütün ekimini de serbest bıraksa ya abd'ye posta koymak istiyorsa.
yemeksepeti.com'dan 1 yılda 1603 sipariş vermek
-
(bkz: kanzuk)
hogwarts'taki liyakatsiz atamalar
-
albus dumbledore isimli zat-ı şahanelerinin hayat görüşü doğrultusunda yapılmış olan atamalardır.
albus dumbledore; kişinin nereden geldiğinin, ne olduğunun bir önemi olmadığını düşünen, t.c. anayasası'nda da yer edinmiş olan eşitlik ilkesine sonuna dek bağlı olan ve her daim liyakat çerçevesinde hareket etmeye çalışmış bir yönetidir. remus lupin, deli-göz moody, rubeus hagrid gibi (bkz: outcast) kişilere olan inancı bunun en büyük kanıtıdır.
rubeus hagrid isimli şahsa öğrencilik döneminden beri kol kanat germiş, ırkçılıktan gözleri kör olmuş diğerlerinin aksine, yarı-dev kimliğinin arkasındaki insanı görerek kendisine bir şans vermiş, rubeus hagrid de dumbledore'u hiçbir zaman bu kararından dolayı pişman etmemiştir. kendisi, okullu değil alaylı bir öğretmen olarak öğrencilere bir kere bile "bu bilgiler gerçek hayatta ne işimize yarayacak?" dedirtmemiş ve sihirli yaratıklar ile ilgili tecrübelerini gelecek nesillere aktarmış, insanlara hayvan sevgisi aşılamıştır.
sybill trelawney, büyük kahin cassandra trelawney'nin alt soyundan gelmesi sebebiyle aynı yeteneklere sahip olması ihtimali ile mülakata çağrılmış, ilk başta başarılı bir performans gösteremese de mülakatın son anında karanlık lord hakkında yaptığı kehanet ile kendisini ispatlamıştır. dumbledore'un, trelawney'i işe almasının bir sebebi de yaptığı kehanetten dolayı "kendisi farkında olmasa da" hayatının tehlikede olması, dolayısıyla şato içerisinde güvende tutulması gerektiğinden dolayıdır.
lockhart'a diyecek hiçbir şeyim yok adam tam bir aveldi ya.
ateist ve türevlerinden insanlık adına bir rica
-
(bkz: ayın müslümanı)