ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
serenay sarıkaya ve barbara palvin'in mavi reklamı
-
sektörün içinden biri olarak söyleyebilirim ki reklam tamamen başarısız, mesaj yeterince kuvvetli değil ve görsel olarak tatmin etmiyor. sektör dediysem reklam değil lan, 31 sektöründeyim ben.
la casa de papel
-
öncelikle bu pedro alonso (berlin) gerçekten de vefalı ve karakterli bir adammış. ülkemize geldiğinde gördüğü sevgi karşısında, on milyonlarca dolar versek dahi yapamayacağımız reklamı, tüm dünyada izlenen popüler bir dizide bizler için doğaçlama olarak yapmıştır. dizinin en sevilen karakterlerinden biri olarak, romantik bir akşam yemeğinde, aşık olduğu kadına "hayatımıza renk katmak için istanbul'a gideriz" demesi gerçekten de paha biçilemez bir selam bizler için. çünkü dizinin orjinal metninde istanbul geçmiyor.
eğer bu dizi abd veya fransız dizisi olsaydı, istanbul ismi anca bir terör saldırısı haberinde duyulurdu. işte bu yüzden bu adamın yaptığı şey çok değerli.
herkes ilk aşkına geri dönmeli
-
''ya ilk aşklarımızın ilk aşkları biz değilsek?'' diye beni derin düşüncelere gark eden geçersiz kampanyadır.
edit: başlık başa kalmış.
sahibinden.com'daki özel ders ilanı
sevgilinin söylediği unutulmayan sözler
-
'belki de biz aynı yolda yürümek için yaratılmadık. sadece sürüler içerisinde öylesine yolu kesişen iki aslandık.'
avrupa'daki et ve balık tüketim haritaları
-
bunun sadece gelirle alakalı olduğunu sanmıyorum. protein nedir? karbonhidrat nedir? bilmeyen halk, dengeyi kuramıyor, doysam yeter diye düşünüyor.
birkaç yıl önce, yemekhanesi inanılmaz iyi bir yerde çalışıyordum ve oranın özellikle teknik işlerini yapan, mavi yaka denilen çalışanlarının, o kadar yemek olmasına ve daha kaliteli tabak oluşturabilmesine, kaliteli karbonhidrat alabilecek olmasına rağmen, masalarına ekmekten bir tepe yaparlardı. gerçekten hergün kinoalı salatalar, kırmızı etler, tavuklar vs. her şey olan bir yerdi.
fatih terim'e neden tazminat ödedik
-
ne güzel dünya lan. sezon başı gelip milyonlarca euro parayı kiralık ya da bonservisli oyunculara bayıl. 1 tanesi dahi tutmasın. buna bağlı olarak kendi takımın ligin ilk yarısını küme düşme hattında tamamlasın. ama sen sabah akşam fatih terim galatasaray diye algı kas.
bir de bu arkadaşa ülke emanet etmek isteyen romantikler var.
en tatlı siyahi kız tipi
pisa testine sadece fen liseleri girse 3. olurduk
-
adama sorarlar o zaman her köşebaşına bir imam-hatip okulu açmanın ne işe yaradığını.