hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: lizbon)

    edit: aşağıda benim gibi düşünenleri cehaletle suçlayan, kendisine olan yanıtımı kamuya açık şekilde yazmadan direk kendisine kibar ve gülücüklü bir mesajla ilettiğim, ancak yanıtında "salak" ve "davar" şeklinde hakaretamiz ifadelerde bulunan dallamaya* da belirttiğim gibi; 6 ay barcelona'da, 1.5 yıl buenos aires'te yaşamış, kahire'de deniz olduğunu zannedecek, buenos aires'in 7 tepeli istanbul'la alakasız şekilde dümdüz olduğunu bilmeyecek kadar zırcahil dallamanın* bahsettiği tüm şehirleri bizzat görmüş, hatta bu dallamanın kimsenin zorbalığa uğramaz dediği barcelona'da 2 metre cüssemle bir soyulma, bir gasp yaşamış bir şehir plancısı olarak cevabım gene aynı: lizbon.

    ispat niteliğinde şu görseli de şuraya bırakalım:
    https://listelist.com/…14/08/lizbon-listelist-6.jpg

    edit: entry'de adı geçen dallama* uçurulmuş. bu agresiflikle çok bile kalmış burada.

  • iç savaşa değil, milli mücadeleye teşvik denir buna yazar arkadaş.

    yıldızlı not*:her kim ki türkiye cumhuriyeti'nin kuruluş esaslarına ters düşecek birtakım işler içerisinde bulunsun, o kişi ve kişiler hakkında gereken cevap akıllardaki şekilde tezahür edecek...

  • ne değişik canlılar lan.

    cidden baktıkları ilk yerlere bak; eller, ayakkabılar, üst baş... hiç mi birisi gözünün içine, kaşına, saçına bakmaz.

    şahsen ben erkek olarak kadında veya erkekte baktığım ilk yer kişinin yüzüdür.

    ben mi çok değişiğim lan yoksa.

  • cv'ye bakıp bakıp 3 kere reddedildiniz mesajı gönderen firma kadar üzmez.

    gerçektir. başıma geldi ve artık üçüncüsünde firmanın insan kaynakları sorumlusunu bulup mail attım.

    "kariyer.net'teki ilanınız üzerinden üçüncü kez olumsuz cevap dönüyorsunuz. ben başvurumu geri çektim. beni o kadar da reddetmenize gerek yok. ilki yeterliydi."

  • -hemen üst kata odana çık genç adam. cezalısın.
    +ama baba!?
    -tatlını münevver getirecek.

    bu zengin insanların yaşça büyük olanlara isimleriyle hitap etmesine bitiyorum.

  • televizyonlar kaç gündür haber üstüne haber yapıyor. "bu ramazan 17 saat oruç tutacağız, ayvayı yedik!" kabilinden. 17 saat rakamı milletin gözünün içine, kulağının dibine o kadar çok sokuluyor ki, bu yıl pek çok kişi "17 saat çok uzun, iftar gelmez. ben kesin dellenirim. orucu yerim" lafları etmeye başlamıştır bile. haliyle ben de etkilendim bu haberlerden. 17 saat aç kalmak sorun değil ama susuzluk kafama takılıyordu. onu da valide sultan'ın telkinleriyle çözdüm. bizimki sözlüğün otomatik mesaj gönderme fasilitesi gibi aşmı$, yarmı$ bir şahsiyet. 3 ayların 2'sini oruçlu devirdi, yarınki oruç ona çerez. he ne diyordum, "oğlum bol bol su iç" dedi. aldım dolaptan 1.5 litrelik sanki denizden çıkmış buz gibi suyu. diktim kafaya. şimdilerde damacana gibiyim. bir tek pompam ve örtüm eksik. hareket ettiğimde midemde deryalar dalgalanıyor. ancak mutlu ve huzurluyum. gece damacana, gündüz termos gibi dolaşacağım memlekette.

    allah herkese kolaylık versin. atayist arkadaşlar da lütfen bu entrye salça olmasın. onlar satürn'ün halkalarını ve hemen her evde esraregiz bir şekilde kaybolan çorap teklerini açıklasınlar?!?!

  • alışkanlık yapması.
    zamanla her şeye tek başına karar vermeye öyle alışırsınız ki kendi hayatını kontrol etmenin gücü çok tatlı gelmeye başlar ve artık o hayatı kimseyle paylaşmak istemezsiniz. yalnız siz ve sizin cumhuriyetiniz vardır. kral da halk da sizsiniz.

  • durakta, elinde bir kagit tutarak bekleyen bir insani ilan dagitiyor sanip, elindeki kagidi alip uzaklasmaya baslamak.

    adam arkamdan bagirinca farkettim ne kadar sacma bir sey yaptigimi. ama geri donup bakacak cesareti de bulamadim kendimde. bacaklarim gotume vura vura kactim. halbuki el ilani almaktan nefret eden biriyim. almam ama sonra da merak ederim icinde ne oldugunu, bu kez zincirleri kiracam, alacam demis idim, nereden bileyim boyle olacagini.

  • maç içinde fazla hızlı olmasa da oyunu okumadaki ustalığı, özellikle kafa toplarında mükemmel zamanlamasıyla tüm zamanların en iyi defans oyuncuları arasında gösterilir. çok ender de olsa sadece topu rakibin ayağından alacağı zaman kayar, bunun dışında ayakta kaldığı her an rakip forvetler için potansiyel tehdittir. futbolunun yanında centilmenliği ve fair play duruşu ile de west ham ve ingiltere dışında birçok futbol seyircisinin takdirini kazanmıştır.

    bugün hem upton park'ın etrafında hem de wembley yakınlarında heykelleri bulunmaktadır. kendi adına açılan bir kanser araştırma merkezi ve yardım kuruluşu vardır. dünya kupasını kaldırdığı milli takımdan arkadaşı jack charlton daha sonra yapılan bir belgeselde "ben sadece iki kişinin ölümünde ağladım biri billy bremner diğeri bob..." diyerek ona olan sevgisini ifade etmiştir.

    bobby moore 1993 yılında kolon kanserinden hayatını kaybetmiştir. arkasında kendisini seven milyonlarca taraftar, sayısız başarılar ve emekli edilmiş bir 6 numaralı west ham united forması bırakarak.

    futbolunu merak edenler için yaklaşık fm profili: http://i.imgur.com/rsclf.png

  • dün denediğim aktivitedir. çok da zor değildir. şöyle ki:

    nişantaşı quick china'da yediğim spider roll ve kani ten roll için 36 tl verip, doymayınca, evde sushi yapmaya karar verdim. hemen nişantaşından taksim dolmuşuna binip, soluğu metro yazıhanesinin yanında bulunan çin yemeği malzemeleri satan dükkanda aldım. ismi chinese market idi sanırım. taksim'den gümüşsuyu'na doğru inerken sağda kalıyor. alman konsolosluğu'na varmadan görürsünüz. zaten quick china'da otururken, sushi yapımı için gerekli malzemeleri internetten araştırmıştım. ondan hangi malzemeleri almam gerektiği konusunda çok da zorlanmadım. haşlanmış pirinci sushi için kıvama getirmek için pirinç sirkesi aldım. sushi için gerekli yosun yaprağı-nori(10 adet) ve sarmak için kullanacağım bambu servisi aldım. bunların fiyatı toplam 12tl gibi bir şey tuttu. sonrasında ise migrostan soya sosu, teriyaki sos ve karides aldım. bunlar da 25 tl gibi bir şey tuttu.

    neyse, hemen nasıl yaptığımı da anlatayım. vallaha herkes yapsın istiyorum evde, çok zevkli ve kolay. 1 su bardağı pirinci yıkadım, ve biraz suda beklettim, sonra tencereye alıp, 1.5 su bardağı su ekledim. yağsız ve tuzsuz pişirdim. 20-25 dakika pişince tencereden aldım, bir tabağa koydum ve soğumasını bekledim. soğuyunca üzerine yarım çay bardağı pirinç sirkesi ekledim, ve karıştırdım. pişmiş ve dondurulmuş karidesleri sıcak suya attım, kaynayınca, tabaktan aldım. bir sushi roll için 7-8 tane orta boy karides yeterli. bambu servisin üzerine bir buzdolabı poşetini yırtıp koydum (strech film yoktu evde , ondan). üzerine bir avuç pirinci yaydım. elime yapışan pirinçler için soya sosu döktüm elime çok az, hemen çıktılar. neyse, pirincin üzerine yosun yaprağını serdim. ve bunun üzerine yosun yaprağının bana yakın tarafından 2 parmak uzaklıkta ve 2 parmak genişliğinde, mayonezin içine salatalıkları küçük küçük doğruyarak elde ettiğim karışımı serdim. mayonez yerine avakado da kullanabilirsiniz. kafanıza göre takılırsınız, elinizde ne varsa. sonra ise soğuyan karidesleri bu karışımın üzerine dizdim. bambu servis yardımı rulo şeklini verdim. sonrasında ise dilim dilim kestim, üzerine teriyaki sos (şart değil) döktüm. biraz da susam ekledim. şahsen ben çok beğendim. hepsini de afiyet ile yedim. pirinç ile yosun yaprağı(normal boyutunun üçte ikisi kullanılır) yer değiştirir ve içinde sadece karides olursa da adı maki oluyor. ha, bu arada karides şart değil, somon, ve ya levrek de kullanabilirsiniz. mantık hep aynı.

    çok mu basite indirgedim, ne. neyse, yukarıda verdiğim karışımdan dün 3 roll yedim, tabi, 2 de quick china da yemiştim. hala çok iyiyim. yani tarif denenmiştir, gönül rahatlığıyla yapın, bol bol yiyin.

    edit: 1 su bardağı pirinç ile 2 ve ya 3 roll yapılıyor.