ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
koray avcı (şarkıcı)
-
ülkede beyefendiliğin alçakgönüllülüğün değil bayağılığın prim yaptığının bir başka kanıtı. şu sıralar beyaz show'da nota bilgim sıfır konserlerimde bağırıyorum sesim rastgele doğru çıkıyor diye gururla anlatan yorumcu.
hepsiburada'da 1 tl'ye satılan bilgisayar
-
donanimhaber'de hakkinda yapilan yorumla gozumden yas getirtmis bilgisayar:
--- spoiler ---
"beyler ciddi anlamda bu durumdan haz alıyorum sipariş iptal olcakmı diye siteye girdiğim an kalp atış hızım artıyor damarlarımdaki kan akışını hissedebiliyorum yoğun bir adrenalin salgılıyorum beni zevke getiyor. bilgisayar umurumda değil siz mezarcı arkadaşlarımla bu anı yaşamak önemli :d"
--- spoiler ---
uzungöl'ün son hali
-
vay be! bir de şurayı hala görmeye giden var. beton görmek isteyen ankara' ya falan gitsin, en azından daha az arap görür.
satrançtan öğrenilenlerin yaşama aktarılması
-
1) planın yoksa saldırı yapmaya kalkışma. nereden vuracağını, nasıl savunacağını, neleri feda edip neleri edemeyeceğini bilmediğin halde saldırıyorsan kaybetmeye mahkumsun.
2) sadece savunma seni her zaman kurtaramaz. savunabildiğin kadar saldırabilmelisin de. yoksa sadece bir yere kadar kendini korumayı başarabilirsin, kazanmayı değil.
3) elindeki hiçbir kozu küçümseme. sahip olduğun en önemsiz kuvvetlerle bile rakibini tamamen yıkabilirsin.
4) bir adım atmadan önce bin defa düşün. tek bir adımın binlerce olasılığa kapı açabileceğini unutma.
5) yaptığın her a planını destekleyen, atağının tehlikede boğulmasını engelleyecek bir b planın hep olsun. rakibin yaptığın a atağını yerle bir ederse sen de onu b atağınla tekrar bozguna uğratabilmelisin.
ve son olarak:
6) sahip olduğun rengin hiçbir önemi yoktur,sen oynamayı bildiğin sürece.
ekleme: berbat satranç oynarım
erkek yazarların saç tıraşı için ödediği ücret
-
(bkz: gerçekten yazıyorlar)
utangaçlığı yenme yolları
-
1) utangaç insanlar etrafındakilerin tamamını aklı başında ve mükemmel zanneder. ilk olarak onların mükemmel olmadığını anlamak gerekir. bu yüzden öncelikle herkesin ayıplarını araştırmak lazımdır. lakin ortaya dökmek değil.
2) utangaçlığı yenme konusunda bir defa sağlam bir rezil olmak gerekir. bu rezalet ahlaki konularda değil de toplumun genel kabul ettiği kalıpyargıların dışına çıkmakla mümkündür. örneğin bir tarikat şeyhi olan üftade, saygın bir makamda bulunan aziz mahmut hüdayi efendiye benliğini yenebilmesi için sokakta elma sattırmıştır. bizler de topluma absürt gelen bir kıyafetle sokakta dolaşabiliriz.
3) bilgiyi diksiyonla harmanlama. sağlam yollarla edinilen bilgiler, güzel bir üslupla birleşirse toplumdaki pekçok kişinin üstüne çıkılır ve utangaçlık azalır.
4) olduğun gibi görün, göründüğün gibi ol, felsefesini hayatın her alanına yayma. toplum içinde yapamadığın birşeyi kapalı kapılar ardında yapmama.
5) insanları kırmamak düşüncesinden vazgeçmek. evet insanları kırmak kötü birşey ama gönüllerini almak her zaman için mümkündür.
6) hak ve hukuk kavramlarını çok iyi öğrenmek. birileri senin hukukunu çiğneyip hakkını yedikleri zaman makul bir şekilde tepki göstermen gerekir.
7) sakarsın, beceriksizsin, yapamazsın gibi kelimelere aldırış etmeyip, bu özelliklerinin doğuştan geldiğini bildirmek. ancak daha sonra bu konularda eksiğin varsa düzeltmelisin.
not: tüm bunları yapmak utangaçlığı giderir ama utangaçlık halleri herkes tarafından özlemle anılır.
çok iyi bir insan olduğu düşünülen ünlüler
-
yazılmamasina şaşırdım (bkz: şener şen)
zorlasam da bu adamı kötü olarak düşünemiyorum ben.
ailenin komik kısa mesajları
-
bir arkadaşıma gitmekteyim. evine daha önce gitmediğim için incirliyi geçince mesaj atıcam o da beni duraktan alacak sözde. incirliyi geçiyorum ama mesajı yanlışlıkla tatildeki babama atıyorum:
ben: incirliyi geçtim.
baba: yolun açık olsun kızım.
misafirin sinir bozan davranışları
-
geçenlerde iş yerinden arkadaşım, eşi ve küçük oğlu misafirliğe geldiler. aslında gün içinde arayıp beraber program yapalım minvalinde bir şey söyledi arkadaşım ama bunu usulünce reddettim.
neyse bu defa dönüş yolunda olduğumuz için eşi eşimi arayıp yarım saatliğine geçerken gelicez 15 dk. sonra oradayız demiş:)
neyse kaçış yok gibi, gelebilir miyiz diyene gelme denmez.
neyse efendim geldiklerinde akşam saat 8 'di.
oturup muhabbet ediyoruz, bizim kız sağ olsun hiç durmuyor hep bir huysuzluk. laf lafı açıyor arada balkona bir salona çıkıyoruz saat oldu gece 12.
arkadaşım kalkalım diyor eşine eşi cevap dahi vermiyor. ben de yarın iş falan yok oturuyoruz diyorum dilimin ucuyla. bir böyle, iki böyle, beş böyle belki ara ara arkadaşım eşine 10 defa hadi kalkalım dedi :)
artık arkadaşım kalkalım uykum geldi dediğinde ben de dayanamadım baktım yine yengeden ses yok, benim de uykum geldi dedim. saat 3 oldu bu arada.
yahu ayıptır ya. ev sahibi tabi ki gidelim dediğinizde oturun diyecek.
mehmet barlas'ın omurgasının çıkartılması
-
mecaz var sandım, gerçek çıktı.