hesabın var mı? giriş yap

  • --- spoiler ---

    arkadaş bunlar duvarda sadece 100 adamız falan diye ağlaşmıyorlar mıydı? e aq savaşta ben zaten 100 tane ölen bekçi saydım, e bi o kadar da hayatta kaldı. bu nasıl matematik anlamadım. devlet bahçeli el atmalı bu olaya.

    --- spoiler ---

  • dudak ucuklatir. ebru gundes'in hakki 500t'ye binmektir aslinda ama hayatin adaletsizligi o ki, 500bin liralik alisveris yapiyor.

  • ilk nesilde dakika olmayacaktır. sadece saati gösterir.
    fanboylar aslında dakikanın ne kadar gereksiz olduğunu söyleyecektir.
    ikinci nesilde dakika gelecek ve devrim olacaktır. ne dahice be. haha.

    şimdiden hayal edebiliyorum.

  • umarım en kısa sürede bu manzaraya sebep olanların boğazını uykularında keserler.

    korkma müslüman ümmetin bu işte, ümmet ne eylerse güzel eyler.

    izle bunları nevşin, ucuz iş gücü değil mi?

    bence kiralık katil arayanlar için evet ucuz iş gücü.

  • maalesef biri adliyede, diğeri acilde dayak yiye yiye kalmamış egodur.

    evet, kıran kırana.

  • yeni başlayanlar için bir çırpıda güneşin kızları

    --- spoiler ---

    haluk anne hasretiyle yanıp tutuşur.
    haluk'un babası çocukken 3 kardeşten en çok haluk'a girişmiştir.
    haluk'un annesi 3. çocuk doğunca depresyona girmiş kendini çatıdan atmıştır.
    haluk oğlunu (ali) mütemadiyen kemerle dövmektedir.
    haluk eski karısını da zamanında çok dövmüştür.
    haluk'un küçük kardeşi (ahmet) gençken haluk'un şimdiki karısına (güneş)aşıktır.
    haluk şimdiki karısını sırf küçük kardeşine inat olsun diye almıştır.
    haluk'un yeni karısının ikiz kızlarından biri (selin) haluk'un öz oğluna (ali) bir diğeri (nazlı) de haluk'un ablasının (rana) üvey oğluna (savaş) aşıktır, küçük kız (peri) da ablalarının can düşmanının (tuğçe) küçük kardeşine (can) aşıktır.
    haluk, ablasının üvey oğlunun eski sevgilisini (melissa) annesi yerine koymaktadır.
    selin ilk başta ali'nin en yakın arkadaşı emre ile çıkmıştır.
    güneş'in eski kocası (zafer) güneş'e tecavüz etmiştir. ikizler birer tecavüz meyvesidir.
    güneş sonrasında tecavüzcüsüyle evlenmiş, bir de üstüne çocuk (peri) yapmıştır.
    dizide herkes şahsına münhasır psikopat ve denyodur.

    --- spoiler ---

  • bu abinin türkiye'nin en çok satan gazetesinin spor müdürü olması benden cacık olması gibi bir şey.

    not: hıyar değilim.

  • tam ismi cecil herbert edward chubb bir zamanlar stonehenge1 son özel sahibiydi. tabii ki tarihi kalıntıyı osman ziya sülün (namı diğer sülün osman) gibi bir dolandırıcıdan almadı.

    hemen hikayemize başlayalım. 21 eylül 1915'te cecil chubb, karısı tarafından perde ve yemek sandalyeleri gibi antika eşyaları satın alması için ingiltere'de bir müzayedeye gönderildi.

    dünyanın en ünlü tarih öncesi anıtı, şimdi ise unesco dünya mirası listesi'nde bulunan bu taş yapı çok önceleri insanların gözünde tarihi bir yapı olarak bu kadar değer görmüyordu. o zaman ki sahibi olan sir cosmo gordon antrobus tarafından 1915 yılında bir müzayede satışa sunuldu.

    müzayedeci howard frank gür sesiyle 15 numara diye seslendi ve yaklaşık 30 dönümlük stonehenge diye devam etti ve 5.000 sterlinlik teklifi açtı. ilk başta derin bir sessizlik oluştu ve daha sonra teklifler hızla ama küçük küçük artıyordu. teklif 6.000 sterline geldiğinde
    --- spoiler ---

    müzayedeci, "beyler, stonehenge'e değer biçmek imkansız," diye ısrar etti. “elbette 6.000 sterlinlik kötü bir teklif, ancak artık kimse bana daha fazlasını teklif etmezse, onu bu fiyata satacağım. stonehenge için kimse bana 6.000 sterlinden fazlasını vermeyecek mi?”
    --- spoiler ---

    daha sonra stonehenge'in 6,4 km batısındaki shrewton köyünde doğmuş olan cecil chubb bir anda kulaklarını bir kurt gibi dikti ve ben 6.600 sterlin(2015 verilerine göre bugünkü parayla 1 milyon dolardan fazla olduğu düşünülmekte) veriyorum dedi. bunun üzerine müzayedeci tokmağını hızla indirdi ve satıldı dedi. müzayede kağıdı

    chubb eve gelip karısına bu haberi verdiğinde, eşi mary bu durama pek sevinmedi. muhtemelen eşinin çenesinden kurtulamamış olacak ki* üç yıl sonra chubb, yerel halkın ücretsiz olarak ziyaret edebilmesi şartıyla stonehenge'i ingiliz halkına hediye etti.

    chubb ,ingiliz hükumetine bu bağışı açıklayan bir mektupta şunları yazdı:
    --- spoiler ---

    stonehenge, ulusal anıtlarımız arasında belki de en iyi bilinen ve en ilginç olanıdır ve her zaman ingiliz hayal gücüne güçlü bir şekilde hitap etmiştir. ona yakın doğmuş, çocukluğum ve gençliğim boyunca, gece ve gündüzün her saatinde, akla gelebilecek her türlü hava koşulunda - dolu, yağmur ve kar fırtınasında, şiddetli gök gürültülü fırtınalarda, görkemli ay ışığında ve güzellikler içinde - onu ziyaret eden bana göre. güneş ışığı, her zaman tarif edilemez bir çekiciliğe sahipti. derin bir zevk duygusuyla onun sahibi oldum ve uzun yıllar boyunca ailemin aziz bir mülkü olarak kalabileceğini düşünmüştüm. bununla birlikte, ulusun kendisine sahip olmak isteyeceği ve ona en çok değer vereceği konusuna gönülden inanıyorum.
    --- spoiler ---

    bunun üzerine ingiliz hükumeti 1919'da taşların doğrultulmasını ve blokların yeniden yerleştirilmesini içeren kapsamlı bir restorasyon başlattı ve anıtı korumak için çeşitli kanunlar çıkardı. stonehenge gelecek nesiller için kurtarılmış oldu.

    kaynak:123ğ

  • toplu taşıma araçlarında okunması durumunda sağdan soldan okuduğunuz şeylere göz ucuyla bakmaya çalışan kişileri görmeniz pek mümkündür. hayatımızdaki figüranlarla bizi bir noktada buluşturmuştur kendi çapında. yıllardır aynı çizgiyi sürdürebilmek, "nerden buluyor bu adam bunları yaaa" cümlesini bu kadar çok haketmek ne büyük bir şans kendisi için. sağolsun varolsun hayatımıza kattığı kıkırdamalar için.

    müşteri: merhaba sevgili bakkal... al sana 350 kuruş, bana ekmek ver.
    bakkal: orda dolaptan al.
    müşteri: teşekkürler.. işte bu netliği çok seviyorum. ekmeğimi alıyorum, karşılığını ödüyorum.. hayatta her şey bu kadar net olmalı..
    bakkal: üç tane alırsan dördüncüsü bedava
    müşteri: ve işte ibnelik çanları çalmaya başlıyor...