hesabın var mı? giriş yap

  • bu dile yatırım yapmak isteyenler için hem kaynak hem de yöntem açısından tavsiyelerim var. en önemli tavsiyem: hemen öğrenmeye başlayın, kullanmayacak olsanız bile çünkü çoğu kaynak dilin halihazırda en güncel versiyonunu ile oluşturulmuş, ileride yeni sürümler çıkar, öğrendiğiniz falan değişir, hiç gerek yok. en azından yeni versiyon değişikliklerine bakar, neyi neden yaptıkları hakkında bir fikir sahibi olursunuz. öğrenme süreci uzun değil android'çiler için; hafta sonu projesi olarak görün, çok zamanınızı almayacaktır temelleri kavramak. ok, neler yapmalı?

    adım 1- google i/o 2017 konuşmalarını izleyin, alkışlarla falan biraz gaz alın:
    - introduction to kotlin: dilin üreticisi jetbrains'ten kotlin'i her fırsatta tanıtan hadi hariri'nin konuşması. keyifli, demolu, giriş seviyesinde ve yüzeysel ama izleyin.
    - life is great and everything will be ok, kotlin is here: android camiasının çok yakından tanıdığı, projesinde kendisi tarafından üretilen library kullanmayanların işe alınmadığı, efendimis jake wharton reyiz ile pinterest'ten christina lee'nin konuşması. jake hızlıca android developer'ların işine yarayacak örnekler veriyor hadi'nin konuşmasına göre daha advanced ve pratik örneklerle. asıl bomba ise google i/o'da hiç görmeyeceğiniz tarzda bir konuşma ile christina şirketinizde böyle büyük değişikliklerin nasıl sağlanacağına dair rant ile karışık tavsiyelerde bulunuyor. en az teknik detaylar kadar ilginç bir olay, mutlaka izlenmeli. bu konuşma ile ilgili dikkatinizi çekmek istediğim bir başka şey ise bu konuşmayı yapan kişiler hadi gibi google'dan değil, community'den gelen kişiler. kotlin'e resmi destek verilmesinde community'nin etkisinin simgesi gibi.

    ok, bu konuşmaları izlediniz, hadi'nin clap yerine crap demesine güldünüz, gözlerinizi kapatıp null pointer exception'ların olmadığı bir dünya hayali kurdunuz, jake reyizin örnekleri ile karmaşık ve boilerplate kodla yapılan şeylerin ne kadar elegant bir şekilde yapılabildiğini gördünüz(jake kadar iyi olmadığınızı, jake'in 10x performansla çalıştığını hesaplarınıza katmayı unutmadınız ) ve artık öğrenmeye hazırsınız.

    adım 2 tamamen kendinizi verimli hissettiğiniz öğrenme şekline göre şekilleniyor. dökümanyasyon okurum, bana yeter diyorsanız kotlin'in resmi sitesindeki referans bölümü güncel ve pratik https://kotlinlang.org/docs/reference/

    daha sonra kotlin koans'a geçerek, teker teker unit testleri geçerek dilin temellerini kavrayabilirsiniz. takıldınız yerde referanslar yine en büyük dostunuz.

    bir diğer alternatif ise video ile daha iyi öğrenirim, daha çok senaryoyu gözlemlerim diyenler için. google i/o konuşmasını keyifle dinlediğiniz, kotlin'i sevdikten sonra talking kotlin podcastiyle düzenli olarak kulağınıza erişecek olan hadi hariri yine karşınıza çıkıyor. hadi'ni o'reilly üzerinde ekim 2016'da şu anki güncel versiyon v1.1 de hesaba katılarak yayınlanmış iki video serisi var:
    - ıntroduction to kotlin programming (5 saat)
    - advanced kotlin programming (3 saat)

    bu yolu seçenler için tavsiyem ise önce introduction videolarını izleyin. game of thrones'un 11. sezonunu izler gibi izlemeyin ama, videoyu durdurup "bi dakka lan, şu şöyle olsa ne olur" diyerek arkada bir şeyleri kırıp dökün, temelleri kavrayın. bunlar bittikten sonra kotlin koans'a saldırın, syntax'a alışın, takıldığınız yerde referanslara bakın, sonra advanced videolarını izleyin.

    bu adımlardan sonra az çok kotlin öğrendim, artık uygulamaya başlayayım diyorsanız. advent of code olur, project euler olur, bir şekilde gerçek problemler üzerinde çözümler için dili kullanmaya başlayabilir ve en önemlisi derin bir nefes alıp yeni yeni kotlin class'larını projelerinize ekleyip dönüşümün fitilini ateşleyebilirsiniz. unutmayın, google tarafından resmen destekleniyor bu dil. örneğin şurada android o örneklerinin tümünde kotlin alternatifi var. google nasıl yapıyor, nasıl yapmıyor falan biraz merak edin, clone edin, açın, değiştirin falan, yapın bir şeyler.

  • bunu bir yazar çok detaylı olarak 1 ay önce kadar açıklamıştı. o yazara buradan ciddi ciddi saygılarımı iletiyorum

    edit: (#124278114) valla araştırdım buldum, bu adam tam bir sherlock. kahvenizi alın okumaya başlayın.

    edit2: entry sahibi yazar bir kadınmış. sevgiler, saygılar.

  • ben de bulaşığı yıkayıp sarı bezi tezgaha serdikten sonra bi cigara yakıp aynen bu şekilde tv'nin karşısına geçiyorum. ama haşortmanla.

    atam ülke kurmuş takımla uzanmış. yaptığı temizliğin de haddi hesabı yok.

    (bkz: kalp)

  • özellikle karşı cinsten bir arkadaşın annesiyle tanışırken yaşanan muazzam olay.

    normalde koya koya gezen adamlar bir anda "namütenahi"ler, "ziyade olsun"lar, teşekkürler ricalarla doluyor.

    bunun yanında duruşta da değişme oluyor. padişah fermanı dinleyen vezir gibi duruyosun. harika.

  • ben çağdaş bir ebeveynim arkadaşım! her ne kadar çocuk daha çağdaşlığımı gösterebileceğim yaşa gelmediyse de ben kendimi biliyorum. çocuğumla arkadaş olacak, onunla dertleşecek, gece gezmelerine birlikte çıkacağız bunları biliyorum, ben çağdaş bir babayım arkadaşım.

    ama ne oluyor, nasıl oluyor bilmiyorum ama benim de dahil olduğum geniş bir çağdaş baba grubu yeni doğan çocuğunun kırkı çıkana kadar (kırkı çıkmak) hurafelerin esiri oluyor ya da bir tek ben böyleyim ama genelleme yapınca kendimi daha rahat hissediyorum. aman çocuğun üstünden bir şey verme, kırkı içinde her banyo suyuna saçı güzel olsun diye tarak, el işi güzel olsun diye tığ koy, banyo suyunu elekten geçir su kırk delikten geçsin, kovaya yumurta kabuğundan kırk kere su doldur bahtı güzel olsun. bezlerini gece atma, çamaşırlarını gece dışarıda bırakma, burnunu sık burnu güzel olsun, kulağının üstüne yatır kepçe olmasın ve daha neler neler. çağdaş baba olma yolundaki ilk adımlarımda hurafelerin bayrak taşıyanı oluyorum farkında değilim.

    aynı çağdaş baba yine aynı hurafelerin izinde. resmen kayınvalidem ile hurafe yarıştırıyorum. o diyor ki “bizde çocuğun kırklık suyuna tuz konmaz, ben diyorum ki yanlış biliyorsun azıcık tuz koyup koltuk altına ayaklarına süreceksin ki ayakları, teri kokmasın. o diyor ki çocuğun göbeğini boş bir alana göm içi ferah olsun ben diyorum ki hayır üniversite bahçesine gömelim ki bir ayağı okulda olsun. kendimi tanıyamıyorum, gece kayınvalidesi ile oturup çay içerken hurafe tokuşturtan bir oldum.

    ben çağdaş bir ebeveynim arkadaşım, çocuğun kırkı içindeki banyo suyuna soğan kabuğu koyup, “duruluk, geldiği yere gitsin murdarlııık” diyecek biri değildim. biraz daha büyüsün bakalım, sanırım içimdeki çağdaşlık henüz açığa çıkmaya hazır değil.

  • bu kafasızların anlamadığı şey şu ki, sen floransa'nın çakıl taşına kadar her şeyini getirsen bile sivas'a, oranın zihniyetini getirmediğin (dahası o entelektüel birikimi yıllar içinde oluşturamadığın ) sürece bir bok olmaz. sadece sivas mimari açıdan şuan olduğundan daha güzel olur ama turizm merkezi olmaz.

    inşaat ya resulullah zihniyeti anca sizin gibi çomarlara işler.

    debe editi : (bkz: turkcell hatlarımızı iptal ediyoruz kampanyası)

  • öncelikle haberimizin linkini verelim:

    http://www.hurriyet.com.tr/…/4295486.asp?m=1&gid=69

    şimdi efendim, akp diyarbakır milletvekili aziz akgül, meclis başkanlığına vermiş olduğu yasa teklifi ile bayrağın, sağa bakan ayın sola bakacak şekilde değiştirilmesi için teklifte bulunmuş. gerekçe olarak da "ayın batış şeklinin değil, doğuş şeklinin esas alınması"nı göstermiş.

    işin komik yanı, anayasanın 3. maddesi "bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır." demekte, 4. maddesi ise "anayasanın 1 inci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez." hükümlerini içerir.

    hadi bu eylemin arkasındaki niyeti geçtim, insan böyle konuda kanun teklifi vermeden önce, açıp bir geçerli düzenlemeleri okumaz mı?

    bayrağın değiştirilmesini talep edebilen bir kişi; acaba diğer emellerini ne zaman gösterecektir?

    (bkz: türk bayrağı)

    edit: bu ve benzeri entry'leri kötüleyerek, zamanın ötesine geçiren suserler bilsin ki bir kısım gizli veya açık niyetleri her fırsatta ifşa edeceğiz ve bu ülkenin dingo'nun ahırı olmadığını biraz olsun anlamanızı sağlayacağız.

  • bir grup abazan gencin bornova anadolu lisesi'nin bahcesinde yanyana dizilmek suretiyle cok afedersiniz "am" yazmasi. ust katlardan kendilerini farkeden ogrencilerin gulmekten yerlere yatmasi. bahcedeki ogretmenlerin olan bitene anlam verme cabalari...