ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bir defa gelinen hayatta sabah 8 akşam 5 çalışmak
-
düşündükçe insanı sinir eder.
26 yaşındayım. 7 yıldır aralıksız çalışıyorum. kazandığım parayı harcayacak zamanım yok. kazandığım tek şey 4a dökümünde yer alan gün sayısı. buna kazanmak denirse. peki kaybettiğim zaman ? bunu nasıl telafi edeceğim. 60 yaşında beli bükülmüş bir emekli olarak ; işte şimdi çalışmamın karşılığını alacağım. gelsin dünya turları, yatlar,katlar mı diyeceğim, yoksa gelinim çalışırken evde torun mu bakacağım bilemiyorum altan ben bu hayatı kimin için yaşıyorum bilemiyorum.
(bkz: yaşama amacını sorgulatan detaylar)
edit: bu entry ile ilgili çok mesaj geliyor. çalışmaya devam.
tayyip'in doğumgünün milli bayram olması
-
"doğduğun değil doyduğun yer" mantığından yola çıkarsak, 17-25 aralık haftası bu bayram için uygundur bence.
yaran diyaloglar
-
(bkz: based on a true story)
bir grup türk öğrenci new york'ta bir cafede oturmuş türkçe muhabbet etmektedir. yanlarına izbandut ya da zebellah olarak nitelendirilebilecek irilikte bir zenci yaklaşır, eğilir:
- birader, türk müsünüz?
sanki bir amerikan filmine dublaj yapılmış kadar düzgün türkçe konuşan bu amerikalı zenci, arkadaşları dumura uğratır, olaylar gelişir:
- ııh, evet abi.. ee, sen?
- yok ben amerikalıyım, incirlik'te dört sene kaldım da, ondan bu kadar iyi türkçe konuşuyorum.. burada güzel adana yapan bi yer biliyor musunuz diye soracaktım..
- yok abi, biz de yeni geldik new york'a..
- ulan koduumun memleketinde de güzel bi adana yapan yer yok mına koyiim!!
güllaç sevmeyen insan
-
çok sevdiğim insan. bunun gibi bir de kısır sevmeyen, irmik tatlısı, efendime söyleyeyim patates kızartması filan sevmeyen insanlara bayılıyorum. hepsi bana kalıyor.
1928'de çekilmiş edebiyatçılar fotoğrafı
-
söz konusu fotoğraf alay köşkünde çekilmiştir. alay köşk, 1926 yılında uygun bir mekan aramakta olan güzel sanatlar birliği'ne mustafa kemal'in emriyle tahsis edilmiştir. birliğin 1928 yılında kurulan edebiyat şubesi'nin ilk kongresi burada yapılmıştır ve o tarihte hayatta olan yazar ve şairlerin çoğunu bir arada gösteren fotoğraf bu köşkün bahçesinde çekilmiştir. 18 temmuz 1928 tarihinde gerçekleştirdiği kongreden önce köşkün bahçesinde çektirdiği toplu fotoğraf. bu fotoğraf 26 temmuz 1928 tarihli servet-i fünun dergisinden alınmıştır. (sonradan resimli uyanış dergisi adını almıştır)
fotoğraf
@slp arkadaşımız isimleri tek tek fotoğrafa eklemiş.
isimlerin eklenmiş hali
renklendirilmiş hali
1.sıra (soldan sağa): ziya osman saba, cevdet kudret solok, sabri esat siyavuşgil, kenan hulusi koray, yaşar nabi nayır.
2.sıra: peyami safa, orhan seyfi orhon, mehmed rauf, celal esat arvesen, şaziye berin kurt, hüseyin siret özsever, hüseyin rahmi gürpınar, halid ziya uşakligil, necip âsım yazıksız, suad derviş baraner, mahmud sadık, hüseyin suad yalçın, izzet melih devrim.
3.sıra:bilinmiyor, kâmuran şerif (saru), faik ali ozansoy, salih zeki (aktay), selami izzet (sedes), yusuf ziya ortaç, hüseyin rıfat (ışıl), burhan cahid (morkaya), ibrahim necmi (dilmen), edhem izzet (benice), reşat nuri (darago), halil nihad (boztepe).
4.sıra: necip fazıl kısakürek, ali haydar emir(alpagot), necmeddin halil onan, nizameddin nazif (tepedelenlioğlu), ahmet hidayet (reel), halid fahri ozansoy, florinalı nazım (özgünay), ibrahim alaaddin (gövsa), vedad nedim (tör), hıfzı tevfik (gönensay), bilinmiyor, celaleddin (göktulga), vâlâ nurettin (va-nu).
bir süre önce yükleyecektim ama sözlükte var mıdır yok mudur bilemedim. epey kurcaladım açıkçası şaşırdım da.
düzeltme: link güncellendi.
ekleme: yeni link eklendi. (bkz: 1928'de çekilmiş edebiyatçılar fotoğrafı/@slp) dahil edildi. kendisine teşekkür ederim.
ekleme 2: @spatchcock tarafından renklendirilmiş hali dahil edildi.
tmmob'un yetkilerinin elinden alınması
-
yazık sizlere. gerçekten sizler adına utanıyorum. meslek örgütünüze sahip çıkacağınız yerde yazdıklarınız utanç verici. mimarlar odası sayesinde onlarca hukuksuz yıkım ve yapımın önüne geçildi. bu yıl ankara'da asbest olayının duyulması sadece odanın çabasıyla oldu. artık onun da eli kolu bağlı. başınıza bir iş geldiğinde -olur ya- hakkınızı bireysel olarak ararsınız artık.
bir de buradan okuyun: http://www.birgun.net/…kez-daha-hedefte-162403.html
sen serenay'sın ne giyersen o
-
"sen bihter ziyagilsin" cümlesi karşısında diz çöküp tövbe isteyecek cümle. "sen serenaysın" ne be, serenay ne?
kına gecesinde damadının boğazını kesen kayınpeder
-
lan avrupa'da amerika'da millet game of thrones izleyip "o çağlarda neler varmış" diyor, biz o çağlarda yaşıyoruz.
red wedding'i kendi kafasına göre canlandıran bir ruh hastası kayınpeder.