hesabın var mı? giriş yap

  • bu güne kadar nedensizce hep antipatiyle yaklaştığım insan. ancak gezi olaylarıyla ilgili, dolmabahçe yakınlarından*.kendi facebook adresinden şöyle bir yazı paylaşmış;

    insanın ağırına gidiyor lan! gencecik, tertemiz, taptaze çocukların üzerine gazı acımadan boca ediyorlar. iblisler!!!. zerre vicdanı olmayan bir faşist sürüsü, genç olana, güzel olana, aydınlık olana karşı biriktirdiği bütün ezikliğini vandalca, pervasızca, gaddarca kusuyor kusuyor kusuyor.... pırıl pırıl çocukların birbirine bir tutunuşu, bir dayanışması, gazın ızdırabına zerafetle bir katlanışı var içiniz parçalanır arkadaşlar. gaz gerçek bir kabus. onu tadan oraya değil evladını düşmanını salmaz. önce solunumunuz kavruluyor sonra böcekler gibi aşağılanmış hissediyorsunuz kendinizi. sinirinden ağlayanları görmelisiniz. boyunlar bükük gururlar kırık hüzünlü bir öfkeyle burkulmuş büyük acıyı görmelisiniz. sonra derinlerden bir çığlık: "oomuuzoomuuza".... böyle başlıyor direnişin şakıması... kıpırdanmaya başlıyor umut. geçti geçti diyorsunuz birkaç dakika birkaç sloganla... " faşiiizme kaarşı..." sonra annesini arayanlar... sevgilsine sarılanlar... arkadaşına yaslananlar... ve sonra tekrar başlıyor herşey. pat pat paaat pata pata pata ta ta ta!!!...oradan oraya koşturuyor ürkek kediler gibi ülkenin aydınlık geleceği... imdaaaaaaat diye haykırasınız geliyor, yediremiyorsunuz... lanet olsun ki katlana katlana büyüyorsunuz oracıkta, birkaç dakika içinde.... aaahhhhhh!!!
    faşizme karşı ne yapılabilir arkadşlar? allah aşkına ne yapılabilir? birşey yapmak lazım, bişey... birşey...
    bu halkı uyandıralım en azından ne olur... ne olur! ne olur!!
    bu halkı uyutan, yalancı , sahtekar, işbirlikçi medyayı asla affetmeyelim! gözünü seveyim affetmeyelim bu aşağılık kelekçileri.
    asla asla asla!!!!

    tanım: gezi olaylarını gitmeyenler/gidemeenlere betimleyen çizer.

  • patlamış mısır, sinema salonlarının ekonomik bir desteğe umutsuzca ihtiyaç duyduğu bir zamanda popüler hale gelmiştir. patlamış mısırın üretim maliyetinin düşük olması, satış fiyatının da aynı şekilde ucuz olmasını sağlamıştır. (bizde biletten pahalıya satılıyor o ayrı konu...) bu sayede büyük buhran (1929) sırasında popülaritesi oldukça artmıştır. büyük buhran, patlamış mısır ve film gibi daha ucuz lüks ürün ve hizmetlere yapılan tüketici harcamalarını artırmış ve sinema ile patlamış mısır endüstrisini bir araya getirmiştir.

    ilk başta sinema salonları, günlük belli bir ücret karşılığında sinemanın dışında patlamış mısır satıcısının durmasına izin vermiştir. ancak 1940'ların ortasında sinema salonları aracıyı aradan çıkarmaya karar verince, sinema salonlarının lobilerine kendi patlamış mısır büfelerini kurmuştur. patlamış mısır stantlarının salonların bir parçası olması sinema endüstrisinin ayakta kalmasını sağlamıştır. o günden bu yana da patlamış mısır, film izleme aktivitesinin bir parçasıdır.

    kaynak: britannica

  • hababam sınıfını inanılmaz bir şekilde gaza getiren andır. nasıl bir utanmaysa plan proje temel olmadan, harcı kumu çimentoyu pek hesaba katmadan okul inşaa eder sınıf. inşaat sektöründe çığır açar.

  • akp'nin 20 senedir yapamadigina ismet inonu'yu ortak etme cabasi ancak senin aklina gelirdi zaten. tatli su kurnazi seni.

    koysana oraya 1999'dan bir fotograf gotun yiyorsa, ya da 1509 depremi var onu koy bir bok yapilmamis bunca yuzyil de.

  • sende 30 satır yazı yazmışsın. 6 satır daha yazsaydın rahimden dışarı çıkardın. şimdi içerde kaldın. ama iyi oldu

    edit: 36 tane favori alırsam sözlerimi geri alacağım ve ergün abiye biat edeceğim.

  • mantıksız bir hesaplama.

    300bin tl karşılığında 30 yıl konaklama hizmeti almakla, 300bin tl karşılığında mal sahibi olmak nasıl karşılaştırılıyor anlayamadım. ev senin oluyor, istediğin zaman satarsın birikimin boşa gitmez. hele ki ev sahibine hiç gitmez.

    ev almak ancak şu şekilde mantıksız olabilir. eve vereceğiniz nakit paranız vardır, fakat bu parayı eve yatırmak istemezsiniz. parayı kullanırsınız. paranızla para kazanırsınız. yani ticari zeka işlerine girersiniz. o zaman anlarım.

    lakin; memursan, maaşlı çalışansan ev almak her türlü mantıklıdır efendim. en kötü; al başkan evi kiraya ver, kendi borcunu ödesin.

  • çaylak arkadaşların her gece algoritmasına saydırdığı liste. biz de zamanında az saydırmamistik. ayrıca bu vesileyle caylak arkadaşlara söylemek istediğim bir şey var. entryleriniz okunmuyor sanmayın. her gece caylak entryleri okurum uzun uzun. eminim bunu yapan çok yazar vardır. okunmuyor diye üzülmeyin.

  • oturup rakı içiyoruz, benim haricimdeki masadaki 5 kişi fb'li ve gs'li, bazıları benim beşiktaşlı olduğumu bile bilmiyor; "abi beşiktaş süper oynuyor, ligi kesinlikle beşiktaş hak ediyor."

    trabzon'da uçağa biniyoruz, uçağa geçerken körükte yarı gs'li, yarı ts'li ve hangi takımı tuttuğunu anlayamadığım iki adam konuşuyor; "abi beşiktaş maçını izledin mi, ne top oynuyor adamlar, bu sene inşallah şampiyon olurlar"

    işteyim sabah milletin afyonu patlamamış, sağdan soldan sesler geliyor "beşiktaş liverpool'u eler abi. eleyemez abi. süper oynuyor adamlar... ama sturridge, sterling dönüyormuş... dönsün abi adamlarda da demba ba var."

    o kadar çok bu muhabbetlere denk geliyorum ki, içten içe öyle mutlu oluyorum, öyle mutlu oluyorum... anlatamam.

    ama ve lakin, beşiktaş'ın şampiyon olması büyük olay. eşit rekabet şartları yok. koskoca beşiktaş'a devlet geçici de olsa bir stadyum tahsis etmiyor, gidip trabzon maçını, gs derbisini konya'da oynamaya kalkıyoruz, bir başka iç saha maçını ankara'da oynuyoruz. hakemlerin takdir hakları sürekli ince ince aleyhte. sürekli diğer takımlara çıkmayan kartlar, çalınmayan düdükler, verilmeyen penaltılar veriliyor.

    ama oyuncu grubu öyle inançlı ve mücadeleci ki, bu sene hakemi, siyasileri de yenip şampiyonluk ipini göğüsleyebilirler. hakemi ya da engel ne varsa hepsini yenmek için sahaya çıkıyorlar. hoca bana taktı deyip, sınava çalışmamazlık etmiyorlar.

    gurur duyuyoruz.

  • yargılayın, ceza evine koyun diye yalvaracaksın nevzat. vicdanlı olanlarımız seni ceza evine sokmaya çalışacak. peki ya vicdansızlarımız? öyle güzel bir gelecek işte seni bekleyen. sabırsızlıkla bekliyoruz :)
    büdüt: imla