hesabın var mı? giriş yap

  • ilk entryde verilen örnekte durumun biraz yanlış anlaşıldığını düşündüğüm kuram.

    hızınız yükseldiğinde atom altı parçacıklarınızın hareketi de yavaşlar, ışık hızında ise durağan hale gelir. yani zaman sadece sizin için durur. ya da ışık hızına yakın hızlarda seyahat ederseniz zaman sizin perspektfinizde yavaşlar. ancak size göre zamanın akış hızı aynıdır. yani, siz bu değişimi pek hissedemezsiniz. bir varış noktası olarak ayı düşündüğünüzde kafanız karışır.

    varış noktası olmaksızın bir f1 aracı ve bir ışık hızında gidebilen aracı "dünyada durağan halde duran bir gözlemcinin saati" ne göre harekete geçirelim ve 1 yıl boyunca amaçsızca uzayda dönsünler.

    dünyada geçen 1 yılın arından f1 aracındaki saatin henüz 360 gün kadar zaman saydığını, uzay mekiğindeki saatin ise henüz bir kaç dakika bile saymadığını görürüz. yani bu sırada zaman her gözlemci için farklı akar ancak hiç bir gözlemci kendi çerçevesindeki değişikliği hissetmez. uzay mekiğinde bulunan kişi gerçekten bir kaç dakika yaşlanmıştır çünkü onun atomları bozunma-eskime sürecini diğerlerine göre yavaşlatmıştır. aynı şey gravitasyon ile de gerçekleşir;

    eğer saturn'e gidip yerleşirseniz sizin kolunuzdaki saat 1 saat ilerlediğinde bizim dünyadaki saatlerimiz çoktan bir kaç saati tamamlamış olur. yani algı herkes için yereldir. bu iki gözlemci birbirine baktığında birbirlerinin normalden yavaş/hızlı hareket ettiğini görebilir mi sorusu ise tam bir muamma. çünkü şu şekilde hayvan gibi bir paradoks vardır.

    eğer ışık hızında giderken uzay mekiğinin farlarını yakarsanız uzay mekiğinden çıkan ışık yine ışık hızında hareket eder hem de hem durağan hem hareketki gözlemci için.

    yani siz farları yaktığınızda ışığın sizi ışık hızı kadar fark atıp geçtiğini görürsünüz ama kenardan bakan gözlemci farınızı ve sizi aynı hızda görür.

    yani hızınız ne olursa olsun ışık hızı daima ama daima sabit hızda gözlemlenir.

    ekleme: kütlesi olan hiç bir şey ışık hızında seyahat edemez.

    daha önce bu konuda çok daha detaylı bir yazı yazmışım efendim buyrunuz link

    db editleri:

    otizmli çocuklara öğretmen kampanyası

    (bkz: ekşi sözlük'teki sansür)

    ekleme:db eklemelerine açığım arkadaşlar varsa istek yeşillendirin

  • şarapçılıkta bir kırmızı şarabın temelinin oluşmasını sağlayan aşamadır. kırmızı üzümler büyük hacimli paslanmaz çelik tankların içinde, saplarından ayrıştırılmış bir şekilde bekletilirler. bu süre ne kadar uzun olursa şarabın * rengi üzümünün yeteneği doğrultusunda o denli koyulaşır. aynı zamanda çekirdekten geçen ve burukluk veren madde olan tanen artar, gövdesi yoğunlaşır ve üzümün kabuklarından aromalar geçer. bu sürenin kısa tutulması durumunda roze şarap elde edilir. şarap yapımcısı bu işlemin süresiyle paralel olarak değişik karakteristikte şaraplar üretebilir. bu da demek oluyor ki aynı üzümden yapılmış iki şarap, üzümünün yetiştiği bölgenin etkisinin yanısıra bu işlemin süresiyle de paralel olarak değişik tatlara sahip olacaktır. örneğin, 1 hafta maserasyonda bekletilen boğazkere üzümünden yapılan bir şarap ile 3 hafta bekletilerek yapılan arasında tanen, gövde ve renk hiç şüphesiz ki farklı olacaktır. aynı zamanda bu sürenin uzunluğu, şarabın şişede yıllanma süresini de artırır, çünkü yıllanmaya en yardımcı madde olan tanen * daha yüksek olacaktır. ancak unutulmamalıdır ki tanenin artması ilerki aşamalarda kullanılacak meşe fıçı süresini de etkiler. dolayısıyla maserasyonda uzun süre bekletilen şaraplar fıçıya da gireceğinden, genelde gövdeli ve güçlü şarapların diğer üretilen şaraplara göre daha yüksek fiyatlı olması ve uzun süre yıllandırılması bundandır.

    (bkz: hayat ne tuhaf herşey birbiriyle teyelli)

  • bu devrim ile sosyalizm bir ütopya olmaktan çıkmış gerçek dünyayla buluşmuştur. küçük bir detayı da unutmamak gerekir: lenin o dönemde sürgünde olduğu için devrimi almanya'dan yönetmiştir.

  • nükleer enerjiden vuralım dediler, adamın üniversite tezi ‘nükleer enerji’ konulu çıktı, bu da olmadı hdjdjdhdhd gülmekten çıldırıyorum

  • "anamıza bacımıza mı sövüyor allahın fransızı" diyenler için dev kültür hizmeti, buyrun:

    ritz'den bir süit verseniz, istemem!

    chanel'den mücevher, istemem!
    limuzin verseniz, ne yapayım limuzini?
    eleman verseniz, ne yapayım?
    neufchatel'de malikane, bana göre değil!
    eyfel kulesi'ni sunsanız, ne yapayım yahu?

    aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!

    iyi davranmandan yoruldum, bana fazla geliyor!
    ellerimle yemek yerim, ve evet ben böyleyim!
    sert konuşurum ve dürüstüm, kusura bakma!
    ikiyüzlülükle işim olmaz, kaçar giderim!
    boş laflardan bıktım!
    seni suçlamıyorum ve ben böyleyiiiiim!!

    aşk istiyorum, neşe, eğlence, espri anlayışı istiyorum, paranla mutlu edemezsin beni, o zaman hep beraber: özgürlüğümü keşfetmeye, klişeleri unutmaya, hoşgeldin gerçekliğime!!

    -mot a mot çevirmedim, gelip de kalbimi kırmayın- (burası şarkı sözü değil, çevirenin notu)