hesabın var mı? giriş yap

  • hakikaten anlatildigi kadar kolpa taksicilerdir bunlar.
    kazayla cam cevirme kolunu kirdigim icin benden 20 lira istemislikleri bile vardir.(5'e kurtarmistim allahtan o ayri)
    neyse efendim gecelim biz hikayemize.
    bir istanbul donusunde bindim bunlardan birine ve ayranciya gidecegimi soyledim.
    eve kadar geldik.(dip not evim karakolun bitisiginde)
    karakolun onunde durduk, taksimetreye baktim 11 milyon yazmis.
    ben elemana bir tane 10'luk ve 1'lik verip kolay gelsin dedikten sonra; abi biz giris cikisa da para veriyoruz 3 lira daha vereceksin dedi.
    abi o benim degil senin problemin ; kusura bakma benden alamazsin dedim.
    olur mu oyle sey abi vermek zorundasin dedi.
    ben de elemana ters ters baktiktan sonra; gel abi karakoldan pederden al o zaman dedim.
    bu guzel arkadasim feyki yedikten sonra yuzsuzce, bu seferlik almayalim diye uste cikmaya calisti.
    ben de hic bir zaman alamazsin zaten dedikten sonra kapiyi sertce vurdum; arkadan bavulu aldim.
    indikten sonra da keyif sigarami yaktim yoluma devam ettim*

    edit : beyler taksiciyi bulduk , sozlukte.
    vurdukca vurmus kerata

  • kuzey ırak'taki kürdistan yönetiminin hazırladığı amerika'ya teşekkür klibidir kendileri. bütün dünyada dönmekte olup, amerikan yönetimi "bakın ırak'ta insanlar ne kadar bize müteşekkir, ne kadar iyi işler yaptık aslında" diye propaganda yapmaktadır.

    önce izleyelim (gerçi ben sadece dinleyebildim)

    http://www.youtube.com/watch?v=mtllejglc4u

    diğerleri için (bu web sayfası kurdistan regional government 'ın sayfasıdır)
    http://www.theotheriraq.com/

    not: sayfanın altında 3 tane klip var. her klibin 2 versiyonu var birinde amerika'ya, birinde ingiltere'ye teşekkür ediyorlar.

    metin

    “thank you”
    vo narrator:
    saddam’s goal was to bury every living kurd…
    he failed.

    (saddam'ım amacı yaşayan her kürdü öldürmekti...ama başaramadı)

    yahu, halepçe katliamında daha sonra da birinci körfez savaşında sizi önce saddam'a karşı gaza getirip sonra saddam'ın kucağına atan kimdi ? amerika değil miydi ? saddam'dan kaçarken, amerika'ya mı sığındınız, türkiye'ye mi ? amerika bu kadar saddam düşmanıydı da, neden o zaman, birinci körfez harekatından bağdat'a 60 km kala durdu ve saddam'ı ırak'ın başında bırakarak geri çekildi.

    kurd citizens: (kürt topluluğu)
    “thank you.”
    “thank you, america.”
    “thank you.”

    vo narrator:
    the kurds of iraqi kurdistan just want to say ‘thank you’…
    for helping us win our freedom.

    (irak'ın kürtleri, özgürlüğü kazanmamızda bize yardım ettiği için amerika'ya teşekkür etmek istiyor)

    kurd citizens:
    “thank you for demoggrasiieeaa.”
    “thank you, america.”

    kurdish hero girl:
    “thank you.”

    bir de ne için teşekkür ediyorlar ona bakalım
    http://www.marchforjustice.com/fallujah22.swf

    tarihte böyle bir omurgasızlık çok nadir görülmüştür. çok ülke amerika tarafından işgal edildi ama hiçbirisi "teşekkürler amerika" diye reklam yayınlamadı. amerika senin bin yıldır beraber yaşadığın insanları, basra'da, bağdat'ta ve felluce'de katliama uğratsın, tavuk keser gibi kessin, amerikan askerleri ırak kadınlarına tecavüz etsin sen hiçbir şey yapma hatta yataklık et, yetmiyor gibi bir de bütün dünyaya "thank you amerikaaaa" diye reklam yayınla.

    türkmenler de saddam'dan çekti ama herkes gördü telafer'de nasıl şerefli insanlar gibi amerikan işgaline direndiler. bu reklamları yayınlayanlar ve onaylayanlara da, umarım birgün başkaları demokrasi getirir !

    http://www.zaman.com.tr/…lt=&trh=20051111&hn=227940

  • benzer bir entry'i cüneyt özdemirbaşlığına da yazmıştım. (bkz: #149342898) ancak daha görünür olması ve depremin bir şehire ne yaptığının daha iyi anlaşılması için ayrı bir başlık açmak istedim.

    bildiğiniz gibi cüneyt özdemir "hatay depremini ilk kez böyle göreceksiniz" adıyla bir video yayınladı. link yaklaşık 2 saatlik videoda uzunca bir rotayı yürüyerek dolaştı. izlerken geçtiği yerlerin depremden önceki halini merak ettim ve street view ile geçtiği yolları takip ettim. karşılaştırmalı olarak fotoğraflarını size de göstermek istedim.
    karşılaştırınca gözlerine inananamıyor insan.

    umarım hatay eski güzel günlerine geri döner.

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    görsel
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    önce
    sonra

    not: cüneyt özdemir'den izin alamadım ancak izinsiz kullandığım bu fotoğraflar için anlayış gösterecektir diye düşünüyorum. eğer bu konuda bir talebi olursa fotoğrafları silerim.

    edit: bu girdide kullanılan görseller bilgilendirme amacıyla, ilgili kişilerin tıklaması usülü ile meraklarını gidermek amaçlı hazırlanmıştır. kar amaçlı değildir ekşişeyler ya da diğer bilgisel üzerinden kar etme amacıyla organize edilen sayfalardaki copyright sorumluluğunu kabul etmiyorum.

  • tam anlamıyla bir turnusoldur. bir insanın ne mal olduğunu kısa süre içinde anlamak istiyorsanız bulunduğu ortamda kendinden bir "alt statüde" olan kişilere nasıl davrandığına bakın. davranışları kalibresini ve kalitesini çok kısa bir süre içinde gün yüzüne çıkartacaktır. asla şaşırtmaz.

    tanım: makam ve mevkiye tapmayan, insan gibi insandır.

    edit : arkadaşlar hayatının çok büyük bir bölümünü garsonluk yaparak geçiren bir kişi olarak girdim bu entryi. dikkat ederseniz "alt statüyü" de tırnak içinde yazdım. her şeyden bağımsız, insana salt insan olduğu için değer verilen bir toplum yapısı sizler gibi benim de en büyük dileğim. fakat siz de takdir edersiniz ki kapitalist toplumun realitesi bu şekilde işlemiyor. ne yazık ki bir avuç "ahlaklı" insanın düşüncesi değil, yığınların düşünsel pratiği hakim tüm toplumsal yapıya.

  • o gün öğle yemeğinde tas kebap, pilav ve kadayıf vardır.yemekhaneye yemek için gelen nöbetçi astsubay, acemi kısa dönem askerlerin masasına oturur.

    - nabıyonuz gençler afiyet olsun
    - saolun komutanım.
    - bakın ne güzel yemek çıkarıyoz size.bunları dışarda yesen; pilav 2 milyon, tas kebabı en az 4 milyon, kadayıf da 2 milyon.bak dışarda yesen 8-10 milyon para vercen burda bedava
    - iyi de komutanım ben de dışarda 2 milyar maaş alıyodum, burda 35 milyon lira veriyonuz
    -..

  • - marlee beth matlin .. oscar ödülü kazanan ilk ve şu ana dek tek engelli (sağır) oyuncu .. aynı zamanda kategorisinde de en genci (en iyi kadın oyuncu dalında) .. ödülü aldığında 21 yaşındaydı .. film : 'children of a lesser god' .. filmin çekimlerine başlandığında ise yalnızca 19 yaşında .. bu filmden önce hiçbir şekilde film, televizyon tecrübesi yok .. görsel

    - filmde başrolü paylaştığı 'william hurt' ile bir süre birlikte yaşadılar .. tartışmalı beraberlikleri süresince alkol ve uyuşturucu duvarını aştıkları biliniyor .. aynı zamanda hurt'ün şiddet uyguladığı da .. görsel

    - matlin, daha 18 aylıkken duyma yetisini kaybetmiş .. görsel

    - 4 çocuğu var .. ilkini dünyaya getirdiğinde 30, ikincisinde 35, üçüncü doğumunda 36 ve dördüncüsünde 38 yaşındaymış .. kocası bir polis memuru .. görsel

    - otobiyografisi olan 'i'll scream later'da, 11 yaşındayken evlerine gelen çocuk bakıcısı (kadın) tarafından ve lisedeyken de bir öğretmeni tarafından tacize uğradığını yazıyor ..

    - los angeles times'a verdiği röportajda, kendi ödül aldığı törene kadar hayatında hiç oscar ödül töreni izlememiş olduğunu söylüyor ..

    - işaret dili tercümanı jack jason .. 'children of a lesser god' (başka tanrının çoccukları) filminin çekimlerinde başladıkları işbirliği, sonrasında da iş ortaklığı olarak devam ediyor .. ortak olarak işlettikleri 'solo one' adında bir yapım şirketleri var .. marlee matlin'in çocuk yaşlarda sahibi olduğu köpeğinin adı solo .. bu arada 'jack jason'ın işaret dilinde uzmanlığı, anne ve babasının sağır-dilsiz olmalarından dolayı .. ödül konuşması

    - jack jason'ın marlee matlin'e tercümanlığındaki performansı harikulade .. beraber katıldıkları bir radyo programı

    kaynak : huffpost, imdb, en.wikipedia, marleematlin.net, latimes

  • hani diyor ya sabahattin ali,

    "gözlerimden öptü,
    ellerimden öptü, ellerimden.
    avuç içlerimden öptü.
    unutabilir misin şimdi?
    ben, ölsem unutamam."

    anlarsınız. ölseniz de unutamayacağınızı anladığınız zaman, anlarsınız.