hesabın var mı? giriş yap

  • çok eski atalarımızın beslenmek, barınmak ve yırtıcı hayvanlardan korunmak amacıyla zorunlu olarak yaptığı eylem. afrika'da halen ağaç evlerinde yaşayan kabileler vardır.

    günümüzde ise genellikle aşağıda sayılan amaçlarla yapılagelmektedir:

    - eğlence, oyun, hobi:
    özellikle çocuklar için eğlencelidir. sık yapraklı ağaçlar, saklanmak için, meyve ağaçları dalmak için idealdir. ağaç dallarına salıncak kurulur. batı ülkelerinde "ağaç evi" yapmak birçok çocuğun ve hatta yetişkinin hayalini süsler.

    ağaç otelleri bile vardır. örneğin: kadir's tree houses. keza, lüks ve konforlu, çok odalı ağaç evleri bulunur. bunları inşaa eden profesyonel şirketler ve bu konu ile ilgili televizyon dizilerini hatırlayınız (bkz: treehouse masters).

    - spor:
    ağaca tırmanmak, giderek popülerleşen bir spor dalıdır. uluslararası düzeyde şampiyonalar düzenlenmektedir. bu alanda uluslarası çatı örgütleri de mevcuttur. örneğin:

    - "tree climbers international". web sitesi: treeclimbing.com
    - "isa international society of arboriculture". web sitesi: www.itcc-isa.com
    - "global organization of tree climbers". web sitesi: www.gotreeclimbing.org

    - beslenme (hasat):
    çağdaş tarım teknikleri ve kültürleme sayesinde, görece küçük ve alçak meyve ağaçlarından daha fazla ürün elde edilebilmektedir. böylelikle, daha hızlı, verimli ve ekonomik bir hasat mümkün hale gelmiştir.

    buna rağmen; dut, çam fıstığı gibi yüksek ağaçlarda veya aguaje ve hurma gibi yüksek palmiyelerde yetişen bazı meyveleri toplamak için halen tırmanmak gerekebilmektedir.

    - budama (ağaç bakımı veya hayvanlara yem sağlama):
    şehircilik ve çevre düzenleme çalışmaları bağlamında ağaçların budanması yaygındır. bu amaçla genellikle alet ve iş makinaları kullanılsa da, bazı hallerde görevlinin bizzat tırmanması gerekir.

    öte yandan, özellikle karadeniz yöresinde, taze yem elde etmek için hayvanların çok sevdiği akasya gibi ağaçlar budanır. akasyanın (karadeniz'de "diken ağacı" denir) gövdesi uzun, düz ve dikenli olduğu için buna tırmanmak özel maharet ister.

    - bilimsel araştırma:
    yağmur ormanları; botanik, dendroloji, entomoloji, zooloji, ilaç endüstrisi, müzecilik ve birçok bilim dalının ilgi alanına girer.

    bu bölgelerde habitat genellikle yüksek ağaçların taç bölgesinde yoğunlaştığı için, bilim insanları gözlem yapmak ve numune toplamak amacıyla ağaçlara tırmanmak zorundadır.

    ağaca tırmanırken nelere dikkat edilmelidir?

    en önemli risk yüksekten düşme tehlikesidir. bunun yanısıra, ağaçta barınan arı, kuş ve diğer yabani canlıların saldırısına uğrama, olası yaralanma ve çiziklere bağlı enfeksiyon, alerji ve zehirlenme riski de dikkate alınmalıdır.

    yukarıda ayrıntılarına yer verilen, bilimsel araştırma, spor ve hobi gibi amaçlarla ağaca tırmananlar için özel teknikler ve ekipmanlar mevcuttur. bunlar, özel eğitim almış profesyonellerdir.

    hiç tırmanmamış veya yeni heveslenenler nelere dikkat etmelidir?

    - yerçekimi kanununa saygı duyun. o karıncaya da, insana da eşit davranır. dolayısıyla, her canlı kendi ağırlığından sorumludur.

    - ağacın altındaki zemini inceleyin. sert, sivri taşlar, parmaklık, çit, dikenli tel vb. varsa riske girmeyin. kurumuş dalları olan ağaçların altında durmayın.

    - tırmanmak istediğiniz ağaç hakkında ön bilgi edinin (dalları esnek midir, gevrek midir, dayanıklı mıdır, meyveleri (varsa) yenir mi, vs.)

    - ağaca, doğaya saygı duyun, koruyun. bir çok ağaç muhtemelen sizden daha yaşlı olacaktır.

    - gerekmediği sürece (yemeyecekseniz) meyvelerini, yapraklarını koparmayın. çünkü bunlar birçok hayvan için yaşamsal önemde besin kaynağı olabilir.

    - kavak gibi uzun, düz gövdeli ağaçlara tırmanmayın, ne işiniz var? bu hem zordur, hem de özel teknik ve sürtünmeyi artıran, kaymayı önleyen mekanik aletler gerektirir (palmiyelere tırmanan yerliler veya elektrik direğine tırmanan görevliler bunlardan yararlanır).

    - burası çokomelli: dalların gövdeye yakın, budak kısmına basın. dal uçlarına ağırlık vermeyin. cansız, kurumuş dal ve budaklara basmayın, tutunmayın.

    - gövde üzerindeki kav vb. mantarlara basmayın, tutunmayın. bunlar kaygan veya kırılgan olabilir.

    - bastığınız, oturduğunuz dal sağlam olsa da, elleriniz de boş durmasın. aynı anda başka dallara tutunmayı ihmal etmeyin.

    - incir ağacı oldukça tehlikelidir. odunu yumuşak ve gevrektir. dalları hiçbir belirti göstermeden budağından "pıt" diye kopuverir. anadolu'da "incirden düşen iflah olmaz" denir, doğruluk payı vardır.

    - kuş veya sincap yuvası, arı kovanı, karınca katarı, tırtıl olan ağaçlardan uzak durun. yuvasını savunan bir canlı çok tehlikeli olabilir. örneğin kargalar sürü halinde savunmaya geçer. sivri gagaları ve bıçak gibi sivri pençeleri vardır. arı, karınca ve bazı tırtıllar zehirlidir. saldırı altında panikleyebilirsiniz ve düşme riskiniz artar.

    - içini göremediğiniz delik veya kovuklara dokunmayın.

    - ağaçta kalmış kediyi kurtarmak için tırmanmayın, itfaiye çağırın. aceleyle, temel güvenlik tedbirlerini gözardı etmeniz muhtemeldir. ayrıca, kedi paniğe kapılıp size zarar verebilir. tekrar: itfaiye çağırın.

    - son olarak: bu keyfi güneşli havalara bırakın. yağmurlu, gök gürültülü havalarda tırmanmayın. kayıp düşebilirsiniz. daha da önemlisi: ağaçlara yıldırım düşme riski daha fazladır.

  • bir değil bin tane var ama ben birine yoğunlaşacağım çünkü ben uzun zamandır bunu yaptığım için layığımı buldum;

    arkadaşlar, yöneticiniz ile hakkınız olan şey için konuşun, kariyerinizin nasıl şekilleneceğini, mutlaka konuşun . öyle yılda 1 defa değil, yılda 3-4 defa konuşun.
    size bir yol çizmesini, ne zaman terfi vereceğini belirlemesini mutlaka sağlayın, o sizden iş için bitirme saatleri tarihleri ister ya, siz de ondan kariyer yolunuz ile ilgili yapılacak çalışmalar için bitiş tarihi isteyin.

    ben yapmadım; saygılı olayım, gidip ağlamayayım, habire şikayetlenen bir konuma düşmeyeyim dedim. onlar zaten anlar benim hakkım olanı verirler dedim. bu beni insan olarak yüceltti ama beni onların gözünde "daha iyi çalışan" yapmadı.
    aksine isteksiz olduğum için operatif biri olarak göründüm belki.

    diyeceğim o ki, vaktim yok konuşamamlara kanmayın, sen daha yenisin neyin terfisilere kanmayın, çünkü bendeniz çok köklü çok kurumsal bir şirkette çalışmama rağmen 2 senede 2 terfi alıp hiyerarşik olarak üstüme basan insanlar gördüm. ben ise 2 sene de bir konuşup bana ne zaman terfi vereceksin diye soran bir insandım. demek ki bu arkadaşlar senede 4 defa konuşmuş, gitmekle tehdit etmiş. ben hiç tehdit etmedim, saçma bulurdum ama bir çok iş arkadaşımın gitmekle tehdit ederek maaşlarını arttırdığını öğrendim.

    bu pis dünyada başka türlü iyi maaş almak ve hatta ayakta kalmak zor.

    edit: mesajlar geliyor sıklıklar diyorlar ki ben tehditi savurunca terfi aldım, zam aldım, şu an için 10 kişiden 1 kişi tehdit olmaz dedi, ama denememiş, tehdit eden diğer arkadaşlar ise muvaffak olmuş. bu da bizim türk kafasının korku ile ittirildiğinin ibaresi. ben de tehdit etsem mi diye düşünmüyor değilim.

    yıllar sonra gelen edit: entry' den 2 sene sonra şans da yardım edince tehdit de işe yarayınca 2 kademe birden atladım. hiç hoşuma gitmedi tehdit ama, mecbur bırakıldım

  • - benim ilaçlarım var, yazılcak.
    - nedir teyzecim?
    - biri ümürhan, öteki piridlon.
    - neyy?
    - ümürhan!
    - imuran mı?
    - hee.
    - öteki?
    - piridlon.
    - haa, prednol mü?
    - hee.
    - ne için kullanıyosun teyze bunları? böbrek nakli mi oldun?
    - yok, pemfigus vulgaris var bende.
    - ?!? (pemfigus vulgarisi dosdoğru söyledi.)

  • mesele namaz kılmak değildir. mesele türk silahlı kuvvetleri'nin üniformasıyla namaz kılmaktır. laik bir devletin kurumundaysan hele bir de koskoca ordunun komutanıysan; şahsi değerlerini üniforman üzerindeyken bir kenara bırakacaksın. aksi takdirde kötü niyetli bir şovmen olursun.

    düzeltme: girdimi, ibadete karşı hoşgörüsüzlük içerdiği düşüncesiyle eleştirenler olmuş. aynı üniformayla ibadet için kiliseye veya sinagoga gidilseydi de aynı hoşgörü olurdu değil mi? müslümanın ibadeti savunulup da bir başkasınınki savunulmazsa; ortada bir zaaf vardır. laiklik de bu zaafı yok etmek için var zaten ama işte anlayabilene.

    2. düzeltme: osmanlı örnekleri verenler olmuş. bu örneği verenler ya idiot ya da hangi tarihte ve hangi devlette olduklarını unutmuş olmalı. anayasasında laiklik olan bir cumhuriyetteyiz, gelmiş şeriatla yönetilen islam devleti; osmanlı imparatorluğu'nu örnek gösteriyorsun.

  • ömrüm çürüdü levent trafiğinde
    şimdi yola çıksam, varışım gecenin köründe
    zaten geri döneceğim on saat içinde
    ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste

    ya da gideyim bari lan
    benim evim bağdat caddesinde

    ne güzel otobüsümüzdün sen 500t
    güzergahının uzunluğu 62 kilometre
    oksijensiz solunumu öğrendim senin içinde
    ne gidicem lan eve yatarım ben ofiste

    ya da gideyim bari lan
    benim evim bağdat caddesinde