hesabın var mı? giriş yap

  • ağlayabilirim bu habere.
    siz görmediniz; diyaliz merkezlerindeki, nefroloji poliklinikleri önündeki sarı siyah renkli, hali kalmamış insanları. içinizden hiç çığlık atarak ağlamak gelmedi onca insanın haline. organ nakli konusunda kimsenin bi dakika bile düşünmüyor oluşuna hiç dehşete düşmediniz.
    bu haber beni gerçekten mutluluktan ağlatır..

  • demba ba'yı satıp o parayla tam 7 oyuncu almış ölücü. bunlardan tosic'le gomez bedelsiz. birlikte kız istemeye gidin düğünü kız tarafına kitlesin.

  • orjinal shameless'tan yalnızca babanın alkolik ve sorumsuz olmasını ve bir ablanın kendi hayatından fedakarlık yaparak kardeşlerini büyütmesini almış olması muhtemel uyarlama. ya bunun için telif almanıza gerek yok çaktırmadan da yapabilirdiniz. kim izleyecek sizi amerika'dan da haberi olacak.

    yalnız ben bu uyarlamanın tutacağı kanısındayım.

  • bir maçta mehmetçik selamı vermedi diye arkadaşını boğazlamıştı. işte o an vatanı kurtarmıştı. altında ferrari'si ile kaza yapıp ölse bile bu saatten sonra şehit sayılmalıdır.

  • yalansa, yalanına tüküreyim, doğruysa bize ne bundan dediğim olayda geçen bir cümle.

    sözlüğün içine ettiniz tebrikler.

    yapmayın, etmeyin şu güzelim ortamı ergen forumuna çevirmeyin.

    not: ilk entry uçmuş.

  • orhan pamuk'un, "ışıkçı" soyadını verdiği aileyi konu edinen romanı. başta romanın ismini "karanlık ve aydınlık" koymayı düşünse de hem karanlığın hem de aydınlığın doğu-batı ekseninde değerlendirmesini okuyucuya bırakıyor.

    tarihsel olayların konu olmasının da tıpkı ailenin üç kuşak seçilmesi gibi sebepleri mevcut. her şeyden önce, "modernlik" denilen şeyin bizde nasıl içsel bir çelişki yarattığını açıklamak üzere cevdet bey, refik ve ahmet karakterlerini okuyucunun önüne atmış pamuk. bu bakımdan her ne kadar tanpınar'ın saatleri ayarlama enstitüsü'nü andırsa da cevdet bey ve ailesi orta sınıftan seçiliyor ki "batılı olmak" denilen şeyin nasıl algılandığı eleştirilebilsin.

    iletişim kopukluğundan bireysel yaşama övgüye, modern mimariden dini unsurlara kadar hayatın her alanının nasıl yüzseysel yaşandığı; maddi anlamda modern olsa da manevi açıdan tatminsizliğin nasıl içsel bir çelişkiye dönüştüğü özellikle refik'le anlam buluyor. manevi hazzını tamamlamak isteyen refik, özellikle iç sesini susturabilmek ve "faydalı olabilmek" için ne yaparsa yapsın başarılı olamamışsa bunun suçlusu ne refik ne babası ne de cumhuriyettir deniliyor okuyucuya. orhan pamuk, buradaki hatanın aslında tüm topluma mal edilmesi gerektiğini inci gibi işliyor.

    öyle ki cevdet bey anlam veremese de hazzetmese de sırf modern diye hayatını, evliliğine varana kadar, belirli bir yönde dizayn ediyor ancak kendisine modern olmanın, batılı tarzda bir hayat sürmenin ne demek olduğu sorulsa cevaplayabilecek kapasitede biri olmadığı gözler önüne seriliyor. özden yoksun olan modernliği başlatan cevdet bey, şüphesiz bu durumu ailesinin diğer kuşaklarına da yansıtmış ki paranın, konakta oturmanın, yalnızca nişantaşı gibi bir bölgede hayat geçirmenin refik'e anlamsız gelmesiyle; "arayış"a, erzincan kemah'a gidiyor.

    refik'in arada kalmışlığı ahmet için de geçerli. ahmet ressam, ahmet sanatçı sanatçı olmasına ama yaptığı "şey"ler "eser" değil, taklit. hem de kötü birer taklit. refik'le içten içe dalga geçmesine rağmen kendisinin de aslında ondan farklı olmadığını anlaması uzun sürmüyor. sosyalist düşüncede olmasına rağmen herhangi bir faaliyeti söz konusu değil ki bu duruma "bağımsız sosyalist" olduğunu söyleyerek kılıf da uyduruyor.

    her üç kuşağın da hayatları anlamsız bir arayış içinde geçen, kapitalist cevdet'ten başlayıp sosyalist ahmet'e kadar uzanan bu hayat"lar" hikayesinde asıl sorunun cumhuriyet, devrimler ya da modernleşme çabaları değil; batılı olmayı ve modernleşmeyi türk toplumunun yanlış anladığı sıkıntılı bir şekilde gösteriliyor.

  • 1- 200 değil 20 milyona restore edilmiştir.
    2- ailesi için değil, kültür sanat faaliyetleri kapsamında kullanılacaktır ve bu durum da açıklanmıştır. biraz edep.

    edit: düzeltme.

  • "garaj arabası, sadece hafta sonları gezmek için kullanıldı"

    kilometreye bakıyorsun 160.000. cuma akşamdan çıkıp pazartesi sabaha kadar tam gaz dünya turu yapıyor herhalde pezevenk.

  • bu vesileyle artık şu köy güzellemelerini de bırakalım artık, köy cehalettir, dedikodudur, körlüktür. küçük yerlerde insanlara nasıl acımasızca lakaplar takıldığını hatırlayın.