hesabın var mı? giriş yap

  • serdar kuzuloğlu bu konuyla ilgili çok tatmin edici açıklamalar yapmış.

    bir kere, yeni nesiller gerçekten hiç yokluk görmedi. ya da hiç kendileri "elde etmeyi" bilmedi. her şey hazır. her şey önlerinde. tek hırs sosyal medya üzerine kurulu şu an. ne kadar like'ı varsa o kadar mutlu. ne kadar takipçisi varsa o kadar tatmin olmuş. ama anlık bu mutluluk ve tatminler. sonrasında hemen boşluğa düşüyorlar işte.

  • bedelli periyotlarına denk gelmeyip askere gitmek zorunda kalan vatandaşın düştüğü keriz durumu yanında bir hiçtir yanılmıyorsam.

  • italya'da yanlış hatırlamıyorsam 6000-7000 civarı insan öldü. bu ülkede üzülerek söylüyorum her şey bittiğinde virüsten 50.000 kişi ölse o kadar normal karşılanır ki halkımız tarafından. şunu kabul etmek gerekir. insan hayatına hakkettiği değeri veren bir toplum değiliz. burada krizin ekonomik boyutu herkes tarafından kaç insanın hayatını kaybettiğinden daha çok önemseniyor. yeter ki ölen bizim yakınımız olmasın.

  • geçen gün tarlabaşı'nda gezerken yerde bir kredi kartlarını buldum. soyadı başarır olan birisine aitti. anında kartı alıp hsbc'nin 444 0 111 numaralı telefonunu aradım. çıkan ince sesli adama dedim ki "kanka bi kart buldum yerde iptal ediyosan et etmiyosan ben tekel bayiye girip bi kasa bira alıyorum". neyse bu adam hemen kart numarasını aldı benden, ismini cismini söyledim, kapattım, dedi.

    yalnız telefondaki müşteri temsilcisi çok mutlu oldu. kart sahibi adına defalarca bu duyarlılığımdan dolayı teşekkür etti. o kadar duygulandı ki eminim dudakları da titremiştir konuşurken çünkü sesi de çatallaştı 1-2 yerde.

    sonra da benden adımı ve telefon bilgimi istedi ve verdim. kartı kırıp atmamı söyledi, kırdım, 7 parçaya böldüm ve her bir parçasını taksim alt geçit inşaatının farklı bir köşesine attım.

    ben de sanıyorum ki bana maddi değeri yüksek, teşekkür babında hediyeler, parfümler filan gönderecekler. beklediğim gibi çıkmadı. sesi titreyen müşteri temsilcisinin de sesi dürüstlüğümden duygulandığı için değil kerizliğimden umutlandığı için heyecandan çatallaşmış.

    3 günde bir kredi vermek için arıyorlar.

    bu ara krediye ihtiyacı olan olursa mesaj ışığımı yaksın.

    bana düşük faizli kredi veriyorlarmış. çeker veririm size, siz ödersiniz bana aydan aya. ne olacak.

  • canım mustafam.

    umarım iyisindir. beni soracak olursan biraz sırtım ağrıyor.
    memleketi soracak olursan:

    3. köprüyü de açtık çok şükür. geçiş 3 dolar; ama sen ona 10 lira de. bir de osman gazi köprüsü var, izmit körfezine yaptık. geçiş ücretini hatırlamıyorum ama biraz pahalı. zaten geçseler de geçmeseler de para vereceklerdi öyle bir şey...

    aaa darbe oldu sen bombayı bilmiyorsun! yani tam olmadı. bu hani senin kökünü kazımaya çalıştığın dinci cemaatlerden yeni birisi abi, sen palazlan palazlan gel devletin ta başına kadar! yalanım varsa şurdan şuraya gitmek nasip olmasın, yaverim bile onlardanmış; inanabiliyor musun?! yani düşünsene mustafa, kılıç ali ajanmış, hainmiş?! olacak şey mi?! ben bi dellendim; aynı senin gibi çıktım dedim ki, ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum dedim herkes meydanlara dedim... allah seni inandırsın, mermiye kafa attılar, sesten hızlı uçaklara taş attılar valla allah razı olsun hepsinden! seni şimdi daha iyi anlıyorum. nasıl bir millet varmış senin elinin altında valla helal olsun... zaten ertesi gün senin posterini astım hemen parti binasına falan gördün mü?! çok yakışıklısın mustafam... keşke senin gibi olabilseydim. lens takayım diyorum bazen; ama emine istemiyor. emine'yi tanıyorsun? eşim. neyse hadi tamam. öpüyorum. komutan bakıyor sonra görüşürüz... aşkım benim....