hesabın var mı? giriş yap

  • yavuz bingöl'ün yüzyılın trollü olma ihtimalini aklıma getirmiştir. adam belki de tayyibin güvenini kazanmak için numara yapıyordu bir iki haftadır, şimdi de trollüyor olabilir mi acep?

    fuatavni de yiğit bulut çıksa bir christopher nolan filmi içinde yaşadığımı düşünmeye başlayacağım.

  • görsel

    telefonumu yaklasik 5 yıldır kullanıyorum (iphone 6s) değiştirip yeni bir iphone 13 alayım dedim. yeni dediysem de bu ay çıkaracaklari modeli de sayarsak 2 alt modelini 2023 turkiyesinde kredi ile almaya çalışıyorum. neyse allahim bu ne?? 50 binin geri ödemesi 146 bin lira!! yani kabaca vergisiz fiyatı 25 bin lira olan bir telefona sahip olabilmek için 120 bin lira fazladan para vermem gerekiyor. buda böyle bir 2023 turkiyesi anımdır. yayında yapımda emeği geçen herkesin allah belasını versin ne diyeyim.

    edit: sevgili her boka muhalif arkadaşlar sizce konu burada 50 bine krediyle telefon alınması mi sadece? telefonu unut, gozum bozuk gozluk alacagim, çocuğum var okul alışverişi yapacagim, ev sahibi zoruyla evden çıkarılıyorum yeni eve gecmek için nakliye depozito vs parası ihtiyacı için çekecegim. liste uzar gider. konu gercekten telefon mu sence? 50 bin liraya nasil 146 bin geri ödeme olur konu bu!

  • bu iki ülkeye ilişkin yapılan değerlendirmelere ben de askeri yönden bir karşılaştırma ile dahil olmak istiyorum. ancak bu karşılaştırmayı yapabilmek için suudi arabistan’ın hamisi abd ve iran’ın hamisi rusya’nın askeri yönelimlerindeki farklılıklara da kısaca değinmek gerekiyor:

    özellik suriye, lübnan ve yemen’de süregiden savaş/çatışmalar; abd-suudi arabistan ve rusya-iran bloklarının askeri yönelimleri, artı ve eksi yanları konusunda çok zengin veriler sundu. abd ile rusya arasında giderek artan askeri karşıtlık, en son anti-balistik füze anlaşmasının abd tarafından tek taraflı olarak feshedilmesi ile birlikte, her iki ülkenin uzun yıllardır sürdürdükleri savunma ve saldırı silahlarına yönelik faaliyetlerinin daha da hız kazanmasını beraberinde getirdi. özellikle rusy-iran ikilisi, saldırıların muhatabı (savunma tarafı/hedef) olabilme ihtimallerinin daha yüksek olması nedeniyle son yıllarda ciddi bir silahlanma süreci içinde oldular. her iki ülke de -özellik rusya- kendi askeri stratejilerine, coğrafyalarına, komşularına ve komşularının askeri yapılanmalarına, silah durumlarına uygun “caydırıcı” silahlar geliştirdiler.

    abd ve müttefikleri, uzun süre, rusya ve iran’ın girmiş olduğu bu silahlanma ve savunma elemanları geliştirme sürecinin etkinliğini/boyutunu kavramaktan uzak oldular. ne ki bir süre sonra abd yaklaşan durumu fark etti. abd’nin ortadoğu’daki para, petrol kaynağı olan ve askeri müttefiki konumundaki suudi arabistan da, yemen’deki sürece dahil olması ve çokça saldırıya hedef olmasının ardından bu gerçekliği çok geç de olsa idrak etmiş denilebilir.

    abd’nin esas olarak son 10 yıldır rusya sınırında yığınak yapması, bu anlamda nato’yu doğru avrupa’ya doğru genişlemeye zorlaması, rusya sınırına artan bir şekilde savunma sistemleri konuşlandırması, anti-balistik füze anlaşmasını terk etmi; rusya’yı, abd’nin kendisine saldırısından caydıracak etkin silahlar, savunma ve saldırı sistemleri geliştirme konusunda daha da hızlanmaya zorladı. geride kalan yıllar içinde rusya’nın askeri silahlar alanında kat ettiği yol ve gün yüzüne çıkan askeri varlıkları, bu sürecin rusya açısından son derece verimli kullanıldığını ortaya koyuyor. örneğin abd, uzun süredir rusya’nın olası bir saldırıda karşılık vermesini önlemek adına balistik füze savunma sistemleri geliştirmesine ve rusya sınırındaki müttefiklerini bunlarla donatmasına karşın, rusya, bu füze savunma sistemlerini aşacak yeni silahlar geliştirmekte hiç de zorlanmadı ve abd’nin bütün bu yatırımlarını büyük oranda boşa düşürdü. elbette bu savunma sistemleri bir bütün olarak boşa çıktı denilemez, ancak esas amaçları olan rusya’dan gelecek saldırıları durdurma konusunda oldukça yetersiz kaldıkları da bir gerçek.

    rusya sadece abd sistemlerini aşabilecek saldırı araçları geliştirmedi, ama aynı zamanda radar ile elektronik karşı önlemlere de ağırlık verdi. bilenler hatırlayacaktır; 1999'da yugoslavya ordu birliği, rusya’nın radarlarını kullanarak abd'ye ait ‘f-117 gece şahini’ hayalet uçağını vurmuştu. mevcut üst nesil hayalet uçaklar için aynı durum geçerlidir demek güç, ancak tersini iddia etmek de öyle.

    rusya, geliştirdiği bu yeni askeri teknolojilerini suriye sahasında da kullandı ve sonuçtan memnun olacak ki, ciddi bir özgüvene kavuştu. öyle ki putin, trump'a rus hipersonik füzeleri önererek alay etti. birçok kişi şimdi; “abd de benzer hipersonik silahlara sahip” diye düşünecektir. bunda bir miktar doğruluk payı olsa da, ciddi bir eksiklik içermektedir. abd, hipersonik silahlar/füzeler konusunda bazı gelişmeler kaydetmiş olsa da, bunların hiç birisi 2022'den önce hazır olmayacak. oysa rusya cephesinde durum tamamen farklı bir nokta. zira hipersonik silahlar sovyet/rus buluşudur. rusya'nın şimdi sahip olup hizmete sunduğu hipersonik silahlar, üçüncü nesil iken abd'nin bu tarz geliştirdiği füzeler rusya'nınkilerden en az iki nesil geride.
    suriye’de konuşlu rus hava ve füze savunma silahları, suriye'de insansız hava araçları kadar güdümlü füzeli saldırıları da durdurabileceğini kanıtlamışken suudi arabistan'daki abd yapımı hava ve füze savunması ise husi güçlerinin “ilkel” füzelerini bile vurmakta başarısız. putin bu gerçekliği bildiği için ruhani ve erdoğan ile yaptığı suriye konulu toplantıda yöneltilen; “rusya, suudi arabistan'a yardım edecek yahut altyapısını güçlendirmesine destek olacak mı?” sorusuna alaylı bir şekilde yanıt vermişti:

    “suudi arabistan’a yardım konusuna gelince, kur’an-ı kerim’de nefsi müdafaa dışında herhangi bir şiddet türünün kabul edilemez olduğu belirtiliyor. bu nedenle kendi halkını, kendi ülkesini koruması için suudi arabistan yönetimine gerekli yardımı yapmaya hazırız, suudi arabistan’ın siyasi yönetiminin tek yapması gereken ise, zamanında rusya’dan s-300 sistemlerini satın alan iran yönetimi ya da en yeni s-400 triumph sistemlerini satın alan cumhurbaşkanı (erdoğan) gibi devlet olarak bilge bir karar alması. bu sistemler suudi arabistan’ın altyapısına ait her türlü tesisi güvenilir bir biçimde koruma sunar.”

    putin’in bu yanıtını dinleyen erdoğan ve ruhani’nin gülümseyişleri ve putin’in yüzündeki alaycı ifade abd ve suudi arabistan için oldukça can sıkıcı olmuştur.
    dünyanın efendisi modunda hareket eden abd, süreğen bir şekilde ofansif savaş sistemleri/silahları geliştirdi. hal böyle olunca abd müttefikleri de, silah ihtiyaçlarının ezici çoğunluğunu abd’den temin etmelerinden dolayı, aynı şekilde konumlanmak durumunda kaldılar. tam da bu nedenle örneğin suudi arabistan; yüzlerce modern savaş uçağına sahipken, sınırlı sayıda savunma sistemine sahip. dahası sahip olduğu savunma sistemleri de kabiliyet bakımından oldukça kusurlu görünüyor. örneğin; suudi arabistan’ın sahip olduğu abd yapımı pac-2 ve pac-3 savunma sistemleri ancak bir yarım daireyi koruyabilecek kabiliyette. yani sektörel savunma yapıyor, radarları dönmüyor. bu da bu savunma sistemlerinin sadece 120 derecelik bir yayda koruma sağlaması anlamına geliyor. işte burada suudi arabistan’ın iran’dan saldırı gelme ihtimaliyle bu sistemlerin büyük bölümünü iran’a dönük konumlandırması, diğer alanlarını savunmasız bırakıyor. bu zaaflı durum, suudi arabistan’ın sınırlarının önemli bir bölümünü ve askeri alanlarının bir bölümünü savunmasız ya da en azından zayıf bırakmaktadır. husi’lerin, suudi arabistan petrol tesislerine yönelik saldırısının önlememesinin bir nedeni de bu olsa gerek.

    suudi arabistan’ın ve abd’nin tabii diğer abd müttefiklerinin de sahip oldukları patriot savunma sistemlerinin de çok büyük zaafları olduğu, yine suudi arabistan’a yönelik husi saldırılarında ortaya çıktı. geçtiğimiz günlerde husiler, suudi arabistan’daki patriot sistemlerini, insansız hava aracı ile vurarak etkisiz hale getirdiklerini açıklamışlardı! başka bir deyişle suudi arabistan’daki hava savunma unsurları, güdümlü füzelere veya iha’lara karşı bir etkinliğe sahip değil gibi görünüyorlar. oysa rusya’nın rusya'nın suriye'deki hmeymim üssüne yönelik abd'nin yönelttiği iha'lı saldırılardaki deneyimi, kısa menzilli hava savunması (pantsir-s1 gibi) ve elektronik karşı önlemlerin (krasukha-4 gibi) ağır iha ve güdümlü füzeli saldırılarda oldukça etkili olduğu görülmüştü.

    tıpkı abd gibi suudi arabistan da, abd gibi karşıtlarını hiç ciddiye almadı. yemen'i bombalarla vururken, bu saldırılara bir yanıt gelebileceğine pek de ihtimal vermedi. suudi arabistan, ancak ağustos ayındaki uzun menzilli saldırıdan sonra husilerin füzelerinin menzillerinin geliştirilmiş olduğunu anlayabildi. çünkü iran da tıpkı rusya gibi asimetrik silahlar geliştirme stratejini takip etti. ilginç gelebilir ancak, iran’ın modern bir hava gücü (savaş uçakları) yok, buna ihtiyaç duymuyor çünkü ofansif bir aktör olmak gibi bir iddiası yok kısa ve orta vadede. o nedenle bölgedeki “düşman”larına karşı farklı bir yol içleyerek çok sayıda ve çeşitte orta menzilli balistik füzeler, kısa ve orta menzilli iha’larla güdümlü füzeler geliştirmeyi tercih etti. bugün artık iran’ın, 2000 kilometre menzilinde herhangi bir ekonomik ve askeri hedefi vurabilecek silahlara sahip olduğu biliniyor. ilaveten iran, pahalı abd iha’larını vuracak kabiliyetteki savunma silahları geliştir. geçtiğimiz aylarda abd iha’sını vurarak da bunu gösterdi.

    iran, savunmasını bir başka sac ayağına daha oturtuyor: diğer ülkelerdeki dostlarını (hizbullah, haşdi şabi, husiler, islami cihad vb) eğitip onları ekipmanları ile donattı. bunu yaparken, kendi kullandığı silahların bambaşka versiyonlarını sundu. böylece bu silahların kullanılması durumunda inkar yoluna gidebildi, tıpkı suudi arabistan’ın petrol tesisine yapılan saldırının ardından iran’ın suçlanması sonrasında yaptığı gibi.
    sonuç olarak bugün, özellikle suriye ve yemen’de yaşanan savaşlar; abd’yi ve bölgedeki müttefiklerini yeni savaş stratejilerine yönelmeye zorluyor. ve bu olana kadar, sözünü ettiğimiz alanlarda rusya bloğunun avantajlı durumu sürecek gibi görünüyor.

  • cok degisik veya sasirtici bir konusu ve kurgusu olmamasina, burada da defalarca bahsedilen bir suru mantik hatasi barindirmasina ragmen ilginc bir sekilde surukleyici ve sıkmadan akip giden dizi. oyunculuklar, mekanlar ve cekim iyi olmus bence. bir de beck i oynayan kiz jennifer lawrence’a benziyor fazlaca.

  • starbucks lüks değil. tall boy bir filtre kahve ile sabahtan akşama kadar oturma imkanı sunuyor gençlere. üstelik bedava internet ve her masada priz imkanı ile. bu dediğini no name cafelerde yapamazsın. sıra olmasının tek sebebi bu.

    ayrıca bir kahve içiliyor diye ülkedeki enflasyon gerçeğini yok saymak cebindeki telefonu çıkar diyen dayı kafası.

  • 1-kayıt esnasında mavi kimlikleri ile kayıt olduklarına göre erkeklerdir.
    2-kadınlar rahatsız oluyorsa haklıdırlar.
    3-emimim arkadaşlarınız da çirkef çirkef bağırmışlardır ama burada onları yazmamışsınızdır yoksa adam ne diye herkesin içinde bağırarak "siz erkeksiniz" desin.
    4-baya baya erkek olarak şark kurnazlığı yapmaya çalışmışsınız.

    ifşa falan değildir. spor salonu sonuna kadar haklıdır.

  • -yer balıkesir ayvalık karayolu ; radara giren modelli yedi sekiz araç arka arkaya dizilmiş,yüz km üzerinde bir süratle radara yakalanıp bu araçların arkasına ekleniyoruz evrak kontrolu yapan trafik polisinin başında üç dört kişi meramını anlatmaya çalışıyorlar.belliki acil işleri var,memurun ceza yazamıyacağı kadar önemli şahsiyetler.

    polis sinirli yorgun ortalığa yüksek bir sesle ;
    -mazereti olmayan devletin yüksek yerlerinde tanıdığı olmayan kim var.
    sürücümüz aslan abi ;
    -memur bey biz bu duruma uyuyoruz.
    polis bizi işaret ederek ;
    -siyah doğan gidebilir diğer araçların mazeretleri kabul edilmemiştir.vekillerinize saygılarımı iletin hepinize ceza kesecem...

    .

  • “hakkari’ye özerklik getireceğim.” dememiş.

    “hakkari’de, “(avrupa) yerel yönetim(ler) özerklik şartını getireceğiz” dedim” demiş.

    avrupa yerel yönetimler özerklik şartı, sanıldığı gibi federatif bir yapı önermiyor.

    ülkenin anayasasında yerel yönetimlerin özerkliği adına ne varsa onu garanti altına alıyor. keyfi davranışları kısıtlıyor. (örneğin türkiye’de belediye başkanlarının seçimle gelmesi, belediye meclisleri, belediyelerin topladıkları ayrı vergiler gibi özerklik öğeleri var)

    türkiye’de yerel yönetimler zaten özerktir ve türkiye bu anlaşmayı bazı maddeleri tercih ederek daha 1989 yılında zaten onaylamıştır.

    ancak anlaşmanın tümünü bile tercih etseniz yerel yönetimlere daha fazla özerklik vermeniz gerekmez. sadece belediye seçimlerini, meclisini ve bütçesini daha güçlü güvence altına almış olursunuz. (ki kılıçdaroğlu sanırım bunu vaat ediyor.)

  • beşiktaşımın 5-1 kazanarak ,
    10 maç yapsalar 10 galibiyet alacaklarını düşünen kasımpaşalı yöneticiye ,
    spora ya da rakibe saygısı olmayan donk isimli ahlaksıza ,
    tayyip diye inleyip duran kudurmuş kasımpaşa taraftarcıklarına ve bu siyasi söylemi kısmayan lig tv ye ,
    emenike daha çok üzülmesin diye kart göstermeyen hakeme ve bunu destekleyen mhk ile federasyona ,
    sözlükte öten galatasaraylı efendilikten nasibini almamış ergen trollere
    koyup geçtiği bir maç olmuştur.

    şampiyon oluruz olamayız bilemem ama bu maçın anlamı budur.