hesabın var mı? giriş yap

  • ''bir zamanlar senin çirkinliklerin de güzeldi. şimdi güzelliklerin bile çirkin.'' diyen/demiş üstat. nur içinde yatsın

  • istanbul'un aksaray semtinden ya da il olan aksaray'dan bahsetmiyoruz... erdoğan'ın ustalık eseri ak saray'dan bahsediyoruz. külliye diye bahsi geçen...

    gürsel tekin'in eylül 2021'de açıkladığı günlük 60.000 tl üzerinden hesap yaptığımızda ortaya çıkandır. 60.000 tl'yi açıklama zamanındaki tek zamanlı elektrik bedeli olan 0.89 tl/kwh'a böldüğümüzde günlük 67.415 kwh (67.4 megavat saat) tüketim olduğu ortaya çıkıyor.

    yıllık hesaplarsak 24.606.475 kwh, 24.606 mwh ya da 24.6 gigavat saat enerji tüketimi var demektir. yani, back to the future'da kullanılan delorean zaman makinesini görsel çalıştırmak ve 2002 seçimi öncesine dönmek için sarayın 18 günlük tüketimi yeterli olacaktır. 1.21 gigawatts!

    bunu haşmetmeablarının kıyağı aylık 210 kwh az zamlı tarifeyi de hesaba katarak hesaplarsak:

    210 kwh x 12 = 2.520kwh
    2520 kwh x 1.37 tl = 3.452 tl

    24.606.475 kwh - 2.520 kwh = 24.603.955 kwh
    24.603.955 kwh x 2.07 tl = 50.930.186 tl

    topladık ne çıktı?
    50.933.638 tl

    halk olarak borcunuz sadece elli milyon dokuz yüz otuz üç bin altı yüz otuz sekiz türk lirasıdır...

    orijinal beyaz saray'ın (the white house) ise yıllık 852.500kwh tüketim yaptığı düşünülüyor. yani bizimkinin 29'da biri kadar. üstelik white house'da güneş panelleri de bulunuyor. obama döneminde yapılan güncelleme ile yılda 19.700 kwh bu panellerden elde ediliyor.

    burası çokomelli:
    ¦ ekrem imamoğlu'nun askıda fatura kampanyası ile ödenen 315.199 doğalgaz ve su faturasının toptam tutarı 47.951.923 tl'dir.

    aile destek paketi için yapılan ve 53.665 tekil ödeme içeren kampanyada ailelere ulaştırılan yardımların toplam tutarı 8.985.250 tl'dir.

    anne - bebek kampanyasında ihtiyaç sahiplerine ulaştırılan yardım tutarı 6.519.500 tl'dir.

    eğitim destek kampanyasında öğrencilere ulaştırılan toplam yardım tutarı ise 4.859.500 tl'dir...

    ¦ mansur yavaş'ın başlattığı ankara tek yürek kampanyasında ise su, ulaşım, nakdi yardım, iftar paketi, ramazan kolisi gibi yardımların tümünü içeren yardımların toplam tutarı 29.294.121 tl'dir.

    ¦ tunç soyer ile izmir'de yürütülen izmir dayanışması kampanyasında yapılan izmir kart yüklemeleri ve fatura ödemelerinin toplam tutarı 2.315.303 tl'dir.

    kapanış: elektrik zammı protestolarını "çevreci geçiniyor 2.500 mwh elektrik tüketmiş" diye sulandıranları da başlığı altına bekliyoruz. çevreci geçinenlerin, çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı kuranların hesabı burada...

  • bir 3-5 yıl olmuştur sanırım. gerçi gönül üzerinden yüzyıllar geçsin istiyor ya, neyse. böyle aile meclisi toplanmışız, masalar uç uca eklenmiş, uzun bir masada yemek yenilmekte. amcalar, halalar, teyzeler ve bu saydıklarımın alt soyları ile üst soyları, epey kalabalığız anlayacağınız. tam bir hiyerarşi olmasa da ailede kendinden en çok korkulanlar başta olmak üzere büyükten küçüğe doğru da bir dizilim söz konusu. biz kuzenlerse masanın sonlarında gırgır şamata konuşlanmışız. hangi sivri akıl bilmiyorum ama içlerinden biri böyle bir kalabalığı en son aztec stadında görmüş olacak ki "hadi meksika dalgası yapalım lan." diyor. olur mu? olur. o coşkuyla dünyanın en sıradan gösterisi gibi geliyor bünyeye, gençlik işte. neyse efenim, en uçta oturmam hasebiyle 3! deyince verilen "başlat!" komutuyla 'oleeyy' nidalarıyla ayağa kalkıyorum geri oturuyorum. masada ölüm sessizliği. herkes manasızca bana bakıyor. kuzenler dahil. çok pis tufaya geliyorum. dayımın "hayırdır inşallah" bakışları eşliğinde tek derdim buymuş gibi tabakların desenlerini incelemeye başlıyorum. o günden sonradır ki, aile ortamlarında "alemin kralı geliyooorr" tezahüratıyla karşılanır; "eski açık sarı desene" diyeni vururum.

  • kendi halinde olmak isteyen adamın instagram'da işi ne? hahah "kendi halime bırakın beni bakın bunlar jilet yaralarım, (kına da var bak) müslüm, ferdi falan varoşları bilirim ben falan hadi şimdi kendi halime bırakın"

    millet de bunları bi şey sanıyor işte.

    tanım: ergenlerin sevgilisi, ergenlerin okuduğu, kalemi zayıf edebiyatçı.

  • adam sakin sakin otururken göz göre göre cinayete kurban gitti. izlerken bir yakınımı kaybetmiş gibi üzüldüm. adam öldürmek bu kadar kolay işte bu ülkede.

    edit: bazı aklıevveller “bu ülkede” lafıma takılmışlar. ülkeyi kötülüyormuşum da dünyanın her yerinde böyle oluyormuş da... size açıklama yapmakla uğraşmayacağım, boş yere mesaj atmayın.

  • 3 gunde bir degistirenleri gorerek sok gecirdigim durum. ben her gece 3'e alarm kurup, uyanip degistiyorum ki uykumun ikinci yarisi daha fresh geciyor.

    t: yine yalanciyi zkmedikleri, onsevisme ile biraktiklari, gercek hayatta domuz gibi yasayan yazarlarin, 3gunde carsaf degistirdiklerini iddia ederek kiz dusurmeye calistiklar baska bir deneme. belki de ben kotu niyetliyim. bu yazarlar, hotellerde housekeeping olarak da calisiyor olabilirler.

  • yele tarağı, lastik kaşağı, kök fırça, bakım fırçası, fırça başlıklı nal temizleyicisi ve çıkartılabilir iç parçalı kutu olmak üzere 7 parçadan oluşan mükemmel set.

    karşıma ilk kez geçtiğimiz pazar günü beşiktaş'taki tchibo mağazasının önünden geçerken çıktı bu muhteşem ürün.

    gerçekten mağazanın pazarlama ekibini tebrik etmek gerek çünkü memlekette o kadar çok at var ki eminim talebi karşılamakta zorlanmışlardır.

    ben de küçük bi şımarıklık yaptım ve hemen edindim, her gece fırçalanıyorum. tavsiye ederim.

  • karmasik bir sistem bilesenlerine ayrildiginda (reductionism) yitirdigi ozelliklerine emergent property denir. yani bir butun, parcalarinin toplami olarak dusunuldugunde kaybedilen birsey varsa bu emergent propertylerdir.

    fakat biraz dikkat etmek lazim. bu ancak, complexity theory baglaminda gecerli olacak bir tanimdir. yani ornegin kelimeleri dusunelim tek tek. bunlarin tek yapitaslari harflerdir. ama harf harf bakarsak kelimelerin/cumelelerin semantics denilen tasidiklari anlamlarini goremeyiz. faat biliyorum bir b, bir o, bir de k harfini alip yanyan yazarsam, birseyler anlatabilirim. burada emergent bir olay yok cunku dizaynir (ben), harflerin iliskisini ve bunlarin sonucunu ongorebiliyorum. dolayisiyla bu daha genel anlamda holistik (butunsel) - reductionist karsitligina bir ornek teskil eder sadece.

    fakat simdi su beylik ornegi dusunelim. bir noron threshold bazli elektrokimyasal amplifierdan ibarettir. input belli bir voltajin ustundeyse, bunu outputlarina iletir. ama her noronun ortalama 10 bin ucu var ve hepsi birbirine bagli milyonlarca noron dusunuldugunde, bir yerden gelen bir input, bir kac saniye icinde muazzam patternlara sebebiyet verecektir. bu sinyal patterninin icerigi, noronlarin birbirine baglanis sekline bagli (feedback derecesi mesela) ve bu baglanis belli sartlara uygunsa ve yeteri kadar noron varsa, bilincsel aktiviteler meydana gelir.

    bu aktiviteler her adimda daha buyuk patternlara sebebiyet verecek, daha ust seviyedeki farkindaliklara yolacacaklar. mesela aclik hissini tasiyan sinirler, hafizadaki cesitli bolgelere sikica baglilar ve onlar da bizim gorme sinirlerimizde bir tavuk budunu canlandirmamiza neden oluyorlar, o da agzimizi sulandiriyor, tavuk aramaya basliyoruz, onu bulmak icin strateji gelistiriyoruz yine onceki tecrubelerimizden yararlanarak vs.

    simdi dandik noronlarin bu sekilde karmasik feedback mekanizmalariyla birbirine baglanip giderek daha ust seviye sistemler olustrumak araciligiyla bu cesit bilinc aktivitelerine yolacmalari, bilincin bir emergent property olduguna isaret eder. zira noronlar tek tek incelendiginde o "bilinc" bulunmaz, hicbir noronun veya baglantinin icinde sakli degildir bilinc. bilinc bu sistemin biraraya gelisinden, yani daha da karmasiklasmasindan "emerge" eder.

    hep bahsettigim bir ornek de karincalar. tipki noronlar gibi onlar da aptallar, belli kimyasal maddeler belli siklikta ve siddette oldular mi onceden tahmin edilen basit tepkiler veriyorlar. ama 20 bin tanesini bir araya koyup, 10 dakika sistemin stabilize olmasini bekledigimizde, tikir tikir isleyen bir koloniyle karsilasiriz. koloniyi kim yonetiyor? hic kimse. hepsi birbirinden aptal ve tepeden inme bir yonetim icin gerekli mesajlasma sistemleri de yok. ama koloni cok zekice yapilaniyor ve akilli tepkiler veriyor. oyleyse bu zeka nerede? bilinc ornegindeki gibi burada zeka koloninin "kendisinde". karincalara tek tek bakarsak, yani sistemi temel taslarina indirgersek bir halt bulamayiz, reductionism cikmaz sokaga goturur bizi.

    zaten karinca kolonilerinin zeka belirtileri gosterebilmeleri icin de tipki noronlardaki gibi belli buyuklukte olmalari ve haberlesme yollarinin acik olmasi lazim (feedback derecesini arttirmak icin, yine tiopki noronlardaki gibi, yani norotransmitterlar bazi uyusturucularla bloke edilirse bilinc azalir) ve isin ilginc yani ortada bir kritik esik var. yani 9 bin karincalik bir koloni, 10 bin karincalik bir koloniden biraz daha az "zeki" iken, 8800 karincalik bir koloni, epey daginik oluyor, 8400'de ise koloni degil, basibos dolasan karinca surusu halini aliyor. (rakamlari ozenle atilmistir)

    bilinc de neredeyse tum emergent propertyler gibi ya olan ya da olmayan bir sey degil, degisik derecelerde olabilen ama bir esikten sonra tamamen kaybolan bir kavramdir.

    fizik, kimya, biyoloji, psikoloji ve sosyal bilimler, sirasiyla daha ust duzey bilimlerdir ve beynin anlasilmasi icin hepsinin kullanilmasi sarttir. ornegin teorik fizigin tum sirlarini cozsek bile mutasyonlarin mekanizmasini salt bu sekilde anlamak zor olur cunku orada sisteme bir ust seviyeden bakip, emergent propertyleri (kimyasal tepkimeler ve onlarin da karmasiklasmasiyla olusan biyolojik sistemler, vs) yakalamamiz lazim.

    manzaranin guzelliginin gorulebilmesi icin, ayni resme degisik uzakliklardan bakilmasi sart.