hesabın var mı? giriş yap

  • her zaman bir umut vardır.
    dibe vurduğunu düşünene tek söyleyebileceğim kesinlikle hayatın dibi yoktur. dibe vurduğunu düşünmek düşmeyi kabul etmektir.
    diptesin ya da en tepedesin. bunun bir önemi yok. yapabildiğinin en iyisini yap.

  • acun'un iki kişi arasında geçen bir oylama için "%50'yi geçen kazanır" buyurduğu yarışma. beklenmedik bir zeka parıltısıydı.

  • allah aşkına bu ne ya :)

    millet öyle bi yazmış ki sanırsın hepsi afganistanda uyandı :)

    askerlikte ilk sabah azıcık kafanı çalıştıracaksın. ortalama zekalı bir erkek gibi davranırsan tuvalette sıra bekler, tıraş olurken lavabo paylaşır, yüzünü yıkayamadan ictimaya çıkarsın.

    gece yatmadan önce uzun dönemlere2 kritik soru soracaksın:
    1. sabah kalkış saati kaç?
    2. tuvalet nerede?

    gerekli cevapları aldıktan sonra kolundaki casio f-91w saatininin alarmını "koğuş kalk" saatinden yarım saat önceye kurar; temiz tuvalete sıçar; boş lavaboda tıraş olursun.

    sonra diğer ortalama zekalılar bunlarla uğraşırken boş koğuşta yayıla yayıla giyinip, temiz hava almak için dışarı çıkarsın.

    olay budur askerlikte ilk sabah.

  • "çocuk sahibi olanlar sistemin devamı için özveride bulunuyorsa..." demiş.
    devamı çok mühim(!) olan bu sisteme gerek sağlık (hamilelik, doğum, çocukluk süreci), gerekse eğitim konusunda daha fazla yük olan çocuk sahipleri yerine, sisteme yükü olmayıp, bilakis sistemi besleyen insanlardan daha fazla vergi alınması önerisi...

    ulan sırf alkol kullanan tayfa organize olabilip 1 sene içmiyoruz dese, 1 sene o vergi gelirleri gelmese diyanet "akşam iş çıkışı 2 bira yuvarlamayan bizden değildir" diye fetva verir siz ne anlatıyorsunuz?

  • hijyenin aslında insanın hayatında olmazsa olmaz olmadığının anlaşılması. eskiden en yakın arkadaşımın evinde bile yatamaz, evimden başka yerde tuvalete giremezdim. gerekirse bütün gün tutup eve dönene kadar tuvalete girmezdim. fakat ne zaman ki elazığ ktm'ye teslim oldum, o zaman gerçekle yüzleştim. ilk gece çok zorlandım, o leş gibi yastığa kafamı koyamadım, t-shirt'ümden kılıf yaptım, keçe gibi olmuş ve kokuşmuş battaniyeyi üşüdüğüm halde belimden yukarı çekemedim. taa ki gecenin üçünde uyandırılıp, allahın soğuk ve yağmurunda saatlerce dışarda bekleyip, sabah kahvaltı sırası, öğlen yemek ve akşam yemeği sırası bekleyip, deli gibi yorulana kadar, tüm günü bu şekilde geçirdikten sonra o rezalet yatağa bir an önce kavuşmanın hayalini kurarsınız ve o keçeleşmiş battaniyeye sarılıp mışıl mışıl uyursunuz. artık heryerde tuvalete girebiliyorum, heryerde uyuyabiliyorum. iyi ki askere gitmişim...

    hozat pertek toplaaaağğğnnnn

  • 1880 yılarında babası domuz çaldığı için irlanda da avustralya ya sürülen bir ailenin en büyük oğlu olan ned kelly avustralya tarihinin en önemli figürüdür. saban demirlerini döverek yaptığı zırhı sayesinde uzun süre yakalanamayan ve kurşun geçirmeyen kelly, zenginden alıp fakirlere veren bir yapısı vardı. üç saat süren kanlı çatışma sonrası son kurşunu da bitince yakalanabilmişti. glenrowan da görülen 4 aylık dava sonrasında cinayet nedeniyle 11 kasımm 1880 günü idam edildi. o kadar çok seviliyordu ki günümüzde bile çok büyük bir rakam sayılacak 32 bin kişilik bir dilekçe ile cezası ertelenmeye çaışıldı ama olmadı. 26 yaşında darağacında can veren demir maskeli haydut ned kelly modern dönemde milli kahraman ilan edildi. avustralya başbakanının odasında portreleri bulunmakla birlikte ünlü mektubu da hakkın ve adaletin simgesi olarak görülmektedir. diğer çift "l" harfli avustralyalı modern kahramanlar için;

    (bkz: harry kewell)

    (bkz: lucas neill)

  • ülkem adina güzel bir gelisme. hadi bakalim kopektaparlar laf degil icraat zamani. barinaklardaki kopekleri evinize alın da görelim.

  • ankara'da okuduğum senelerde, trabzonspor'da oynuyordu. bir gün otobüse bindim ve bir amca bana umut bulut'un gol attığı bir maçta, umut ile ilgili bir spor manşetini gösterdi. "bak, oğlum bu benim." dedi. kendisiyle o denli gurur duyan, otobüste tanımadığı insanlara bile oğlunu anlatma isteğiyle yanıp tutuşan bir babası vardı ve bu kadar senedir, umut bulut hakkında tek bildiğim şey de bu. sanırım yeter de artar bile. başı sağolsun.

  • özgüven problemi yaşayan bir öğrencim var. ödevini öğle arası inceledim, mükemmel hazırlamış. tesadüfen koridorda görünce yanına gidip ödevini çok beğendiğimi söyleyip "seninle gurur duyuyorum" dedim. allahımm bu sözümü duyunca elindeki koca resim çantası ve sırtındaki birkaç kiloluk okul çantasıyla sektire sektire mutluluktan bir koşuşu vardı koridorda unutmam mümkün değil. küçük bir cümle büyük bir iş başardı sanırım.