ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evren genişliyorsa nasıl sonsuz oluyor
-
bir kağıt, kalem ve demir para alın. para yardımıyla kağıdın üzerinde saat yönünde çember çizmeye başlayın. aynı çember üzerinde aynı hızda defalarca dönün. yaptığınız hareket harmonik salınıma örnektir ve ideal şartlarda sonsuza kadar devam edebilir.
bu sefer daha büyük bir demir para alıp etrafında daha büyük çemberler çizmeye başladığınızda yaptığınız hareket de yine harmonik bir salınımdır ve yine ideal şartlarda sonsuza kadar devam edebilir. sadece frekansı değişmiştir.
burada sonsuz olan bir hareketi iki boyutlu bir kağıtta genişletmiş oldunuz. şimdi bu genişlemenin kağıt üzerinde değil de, zaman ekseninde ya da başka bir boyutta olduğunu düşünün. genişleme her zaman sizin algılayabileceğiniz/kavrayabileceğiniz bir boyutta olmak zorunda değil. o yüzden indirgeme ve modellemeler konunun daha rahat anlaşılmasında size yardımcı olabilir.
buz mavisi loft pantolon giymiş efsanevi nesil
-
tam olarak 90'lı yılların başına tekabül eder.
bakmayın şimdi loft'un sıradan bir marka olduğuna, o dönemde statü simgesiydi neredeyse. ben hiç alamadım ama giyinmeyeni dövüyorlardı nerdeyse. pantolonun arka cepleri büyük ve daha aşağı yerleşmişti paçaları biraz geniş, çift dikişli ve dikişler biraz yukarıdaydı. loft etiketinin altından kemer geçerdi. marka görünsün diye millet, tişörtü, kazağı pantolonun içine sokardı.
popüler olan bir de gri rengi vardı sanki.
cem garipoğlu
-
asla öldüğüne inanmadığım kişi. ölü süsü verilerek başka bir ülkede başka bir kimlikle yasadığına inanıyor kalbim.
radarda %10 opsiyonun kaldırılması gerekliliği
-
adama bak beklentisini başlık açmış. ya sabır.
lynyrd skynyrd snrm bn ytyrm ii gclr
-
trip yapmakta nirvanaya ulaşmış ergen kız cümlesi.
unutulmayan film replikleri
-
paris'te sıradan bir gece, bir taksinin içindeyiz:
taksi şoförü: körler genelde siyah gözlük takmazlar mı?
kör müşteri: öyle mi? bilemem, ben hiç kör görmedim ki!
night on earth
volkan demirel
-
yanlışlıkla kendisini evine aldırmış milli kaleci.
(bkz: volkan demirel'in kendisini evine aldırması)
dünyanın en kısa korku hikayesi
-
"birden içeri elinde sazıyla ismail türüt girdi."
kaygılı bağlanma
-
kaygılı bağlanma stiline sahipseniz;
*birinden ayrılmak size çok acı verir. bu nedenle içinizde bir ses size "ne olursa olsun yeter ki gitmesin" der.
*kendi yetenek ve özelliklerinizi küçümseyerek onunkileri abartmaya eğilimlisinizdir.
ilişkide vericisinizdir.
*onunla iletişimde olmadığınız her an onu düşünürsünüz, başka konulara odaklanmakta zorlanırsınız.
*onunla iletişime girdiğinizde kaygı hissiniz kaybolur.
*hayatınızdaki kişinin aşk için son şansınız olduğuna inanırsınız
*sizi rahatsız eden davranışları konusunda "değişebilir" diye düşünmeye eğilimlisinizdir.
*partnerinizle sorun yaşadığınızda yoksunluk belirtileri gösterirsiniz (yemek yiyemez, uyku uyuyamaz, mantıklı düşünemez duruma gelirsiniz)
*yakınlık ve samimiyet istersiniz.
*ilişkideki yerinizi açıkça bilmek ve partnerinizin sadakatinden emin olmak istersiniz.
*çoğunlukla tepkisel davranırsınız.
*fiziksel yakınlık istersiniz.
*partnerinizin bir başkasıyla ilgilenmesi veya ilgilenecek olması sizi kaygılandırır.
*bir partnere hızla bağlanma eğiliminiz vardır.
*bir çatışma anında meselenin gerekçelerini konuşmak yerine düşünmeden sonradan pişman olacağınız şeyler söyleme ve yapma eğiliminiz vardır.
*partneriniz size soğuk ve uzak davranırsa bir şeyleri yanlış yaptığınızdan endişe duyarsınız.
knorr türk halkının sağlığı ile oynuyor
-
gazeteci yazar fatih altaylı'nın ortaya koyduğu hakikattir..
knorr, türkiye'de farklı ve avrupa'da farklı ürünler satıyormuş.
içinde tavuk bile olmayan tavuksuyu çorbaları gibi.
--- spoiler ---
knorr’un aynı ürünü avrupa’da farklı, türkiye’de farklı içerikle sattığını, avrupalıların sağlığını korumakla kalmayıp, onlara daha kaliteli bir ürün sunarken türk tüketicisine içinde tavuk olmayan tavuk suyu bulyonu itelediğini yazdım.
epey bir mesele oldu.
her yerden ses geldi.
iki yerden çıt çıkmadı.
biri türk halkını kandıran knorr.
diğeri türk halkının kazıklanmasına ve belki de zehirlenmesine seyirci kalan tarım ve orman bakanlığı’ndan.
her ikisini de vurdumduymazlıklarından ötürü kutluyorum.
belli ki aralarında iyi bir konsensüs var.
belli ki söyleyecek, verilecek yanıt yok.
belli ki sükut ikrardan geliyor.
ve belli ki, aynı kaba pislemişler.
bizim yediğimiz kaba.
ama en azından biz görevimizi yaptık.
knorr konusunda halkımızı uyardık.
bundan sonra hala knorr kullanan var ise bile bile zehirleniyor, bile bile kazıklanıyor demektir.
ona da benim karışacak halim yok.
--- spoiler ---
kaynak burada
öğretmen
-
sene 1994, ilkokul üçüncü sınıftayım, ikinci sınıfı okumadan atlatmışlardı.
fevzi hocam vardı, ölene kadar unutmayacağım kendisini. çok fakirdik. polatlı'nın kırsalından göçmüş, tek geliri asgari ücretli işçi maaşı olan bir aileydik. hatta iyi hatırlıyorum, babamın aldığı maaş 800 bin lira ise bunun 600 bin lirası kiraya gidiyordu. bugüne kıyasla ayda 200 liraya geçinmeye çalışan bir aileydik. kardeşim 1 yaşında, onun masrafı vardı. benim çok az da olsa okul masrafım ve akşam doyması gereken 4 kişi vardı. cornetto'nun altın değerinde olduğu yıllardı. babam baktı olmuyor, köye geri göçmeyi düşünüyordu ciddi ciddi. öğretmenim beni çok sevdiği için konuşmaya gitti, yanında ben vardım.
babam: hocam, durumumuz çok zor, kızım yeni doğdu, onun masrafı derken yetiştiremiyorum ay sonunu. benim için köye geri dönmekten başka bir çare kalmadı.
fevzi hocam, bunu duyduğu anda ceketini çıkarttı. işaret parmağına asıp babama gösterdi, ve dedi ki:
"bak kardeşim, ben gerekirse bu ceketi satar, bu çocuğu okuturum. hiçbir yere gitmiyorsunuz, sadece emeğine emek katıp oğlunu okut!"
babam, fevzi hocamın bu sözünden öyle utandı ki, beyaz yüzü kıpkırmızı oldu. hocaya teşekkür edip elini sıktı, yolda hiç konuşmadık, ama ben öyle sevinmiştim ki. geri dönmeyecektik ve ben okumaya devam edecektim bir şekilde.
benim kaderimi bir öğretmen değiştirdi. fevzi hocam olmasaydı bugün köyde koyun güden, tarla ekip biçen bir çoban olacaktım. kız kardeşim muhtemelen evlendirilmişti bile.
kaderimizi çizen, bize yön veren bütün öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun. bilin ki, sizi benliğimizde taşıyoruz bir ömür boyu.
direk görünce dayanamayanlar
-
bülent arınç'ın doğrudan doğruya asena erkin'i hedef aldığı açıklamaları. jacxxajkbcja
ulan sen bu ülkeyi 12 yıldır yöneten 3 adamdan birisisin. kaç gündür magazinle uğraşıyorsun. yürü git be kardeşim...
cool olma rehberi
-
"vasattan farklı, çekici***, karizmatik bir tipe sahip olarak doğmak."
evet bu rehberin ilk kuralı bu bence. zira;
*berkcan selam vermez "cool çocuk" olur, babür selam vermez "odun" sayılır.
*pelin kimseyle samimi olmaz "cool kız" olur, ayşe kimseyle samimi olmaz "asosyal" sayılır.
*selin erkeklere yüz vermez ya da hiç vermez "cool hatun" olur, fatma erkeklere yüz vermez "sorunlu" olur.
*bora etrafa küçümseyici bakışlar atar "cool adam" olur, mahmut öyle baksa "gıcık, uyuz" sayılır.
*koray bir köşeye çekilip çevreyi süzer "cool çocuk" olur, necati böyle yapınca "depresyonda" sanılır.
yalan mı?!