ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
14 şubat pazar sabahı köründe çiçek teslimatı
-
binlerce sipariş var gün içinde,
ondan sonra yetişmedi diye de ağlayan sizlersiniz anlamıyorum ki, ne oldu yani uykundan uyandıysan! azıcık karşı tarafında açısından bakın olaylara. rezalet olmayan rezalet başlık.
ona göre personel çalıştırsın diyenler zaten hayatları boyunca hiç bir organizasyon yönetmemiş kişiler, işin operasyon kısmı öyle olmuyor. ama işte kime ne anlatacaksın!
gömlek ütülemek
-
her erkeğin hayatı boyunca en az bir kere denemesi gereken eylem.
bir kere ütüledim daha doğrusu ütülemeye çalıştım, şerrefsizim o deneme benim ufkumu açtı, ne kadar beceriksiz, dallama, biri olduğumu anladım. işte o zaman, o ütü ve ütü masası ansızın dönüp bana baktı, "anladın mı?" dedi, "anladım" dedim ve o günden sonra hiçbir zaman, hiçbir yerde, hiç ağlamadım.
öğrenci evinde yaşanabilecek en dumur olaylar
-
hiç tanımadığınız birinin 3 gün evinizde kalması ve bu durumdan ev arkadaşınızla rahatsız olup başka yerde kalmanız.
bir gün eve geldik baktık bir kadın oturuyor evde. merhaba dedi merhaba dedik. sonra aynı apartmanda oturan başka bir arkadaş geldi işte bu da bişey söylediğim gibi (söylemedi) sizde kalacak,sorun olmaz herhalde (olurdu) bende kalamaz çünkü ailem geliyor (bize ne?) dedi. biz de ayıp olmasın diye o an tamam tabi dedik. e sonra da tamam demiş bulunduk ama bildiğin salonda oturan bir kadın. koltukta yaşıyor. çay demliyor. lan kadın çamaşır yıkadı kuruttu salonda. ilk gün karşı koltuğa oturduk biz de. demlediği çaydan içtik. sonra baktık kadın rahatsız oluyor yani tip tip bakmamızdan. gittik başka arkadaşta kaldık.
hayır kadın bize nasıl girdi? girdi neden kaldı? kaldı hiç mi tırsmadı amk biz tırstık. sonra bizim arkadaş mal mı kızı bıraktı gitti? biz mal mıyız evimizi bıraktık gittik? bir öğrenci evinde hiç mi normal olay yaşanmaz? babamın böyle yapmayı öğrendiği pastaya sokayım.
evde vücut geliştirmek
-
öncelikle, spor salonuna gitmenizi ve evde yapılanın asla orada kullanabileceğiniz alternatiflerin yerini tutamayacağını söyleyeyim.
evde vücut geliştirmek için ihtiyacınız olacak malzemeler: 2 adet dumbell, 1 adet bar, bar için plakalar + sehpa.
yukarıda saydığım malzemeleri sipariş ettiniz, elinize geçti ve artık kullanıma hazırlar diyelim.
bu noktadan sonra sizlere sadece hareket isimleri yazacağım, bu hareketleri google'a yazıp klasör içerisine kaydedin.
omuz
dumbell dumbell + sehpa ile ;
seated dumbbell presses
alternate front arm raises
one-dumbbell front raises
lateral dumbbel raises
one-arm dubbell rows
dumbell shrug trapez
dumbell veya bar ile biceps-triceps hareketleri;
concentration curls
hammer curl
reverse curls
dumbbell triceps extension
one arm triceps extension
seated dumbbell triceps extension
triceps dips
triceps extension
dumbell + sehpa ile göğüs hareketleri;
palms ın dumbbell bench presses
neck bench press
flat bench dumbbell flyes
decline dumbbell bench press
bacak
squat with dumbell
reverse lunge
stiff legged deadlift
bar ile squat
kanat
one arm dumbbell rowing
dumbbell reverse fly
bunların hepsi evde yapabileceğiniz, çok yararlı olacak hareketlerdir. kolay gelsin.
uyarı edit : yeterince ısınmadan bu hareketlerin hiçbirini asla yapmayın.
üçnoktabir
-
kişisel nostalji torbamın, "daha bilinçli" kesesinde yer alan, çok da güzel türk rock grubu idi. 2007'deki tek albümleri sabaha karşı çok çok iyiydi. şimdi yalnızca, yoğun ve kafa doldurmuş bir günün ardından karanlıkta dingin dingin dinlenecek nostaljik bir anı.
değişmem.
thy'de dua ile yolculuk dönemi
-
kalktım allah, indir beni
nur içine uçur beni
can bedenden çıkmadıkça
imanla ulaştır beni
taktım kemerimi, oturdum koltuğuma
hostesler şahit olsun dinime imanıma
yedi melek sağıma, yedi melek soluma
bismillah diyerek, süzülürüm fezada
duamı ederek, indim havalimanına
hostesler şahit olsun dinime imanıma
spagettiyi ikiye kırarak pişirmek
-
bizim evde spagetti pişmezdi. spagetti bir nevi zengin yemeğiydi.
düşünün artık.
birgün gittim spagetti aldım geldim çocuğum daha, dedim anne bunu pişirir misin. dedi o neymiş haa makarna mı iyi pişireyim dedi.
akşam böyle nasıl sevinçliyim allah'ım spagetti yiyecem diye. bir getirdi annem 3'e mi kırmış artık kaça bilmem erişte olmuş. ulan nasıl üzülmüştüm varya o hayal kırıklığımı hala hatırlıyorum.
anneme bunu diyince de e nasıl yencek o diğer türlü yenmiyor demişti. hey gidi günler.
steven gerrard
-
hayatta işimizi kolaylaştıran bazı temel noktalar vardır. zaman kaybetmemizi engellerler.
mesela atalay demirci'yi komik bulan adamla mümkünse mizah konuşulmamalıdır.
mesela yıldırım demirören'in başarılı bir spor yöneticisi olduğunu düşünen adamla ekonomi, yöneticilik, liderlik falan konuşulmamalıdır.
serdar ortaç dinleyen adamdan film tavsiyesi bile alınmaz mesela, gönderdiği şarkıyı dinlemek şöyle dursun.
ve steven gerrard'ın efsane olduğunu reddeden adamla bir kelime daha futbol konuşulmaz. ayıptır, zaman israfıdır. değmez.
edit: iş bu entry steven gerrard başlığındaki en beğenilen entry olması sebebiyle ekşi sözlükteki varıp varabileceğim en üst kariyer noktası olmuştur. ilk defa böyle bir şey için mutlu olmamı sağlamıştır. sebebi için;
(bkz: #25831756)
20 mart 2021 tuzu biberi olayı
-
(bkz: durumum vardı okudum)
(bkz: isteseydin verirlerdi) adam ne bilsin senin 3 yaşında çocuğunun pişi gömeceğini, masa zaten dolu diyorsun garson vermiş iki pişi geçmiş istesen yok mu diyecekler?
yazarı haksız bulduğum olay.
occam'ın usturası
-
bilimsel bi prensip, karsi karsiya oldugunuz bi problemde hersey esitse, en basit aciklamanin dogru oldugu varsayilir. mesela basiniza kus pislediyse ve buna sebep olarak:
1 devlet kusu basiniza konacagina delalet etmek icin verilmis ilahi bir isaret( hemen milli piyango bileti alin)
2 pisleyen bi kusun altindan gectiniz
benzeri iki sebep varsa bunlardan 2. olani kabul edilir
yanlis hatirlamiyorsam contact isimli carl sagan senaryolu filmde bu konudan dem vurulmustu
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
pipisini yara bandıyla bantlayan 3,5 yaşındaki yeğenimi binbir zorlukla bu durumdan kurtardıktan sonra soruyorum:
-neden yaptın yavrum bunu?
-artık işemek istemiyorum.*