ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
anestezik farkındalık
-
anestezik farkındalık, ameliyat sırasında felçli hissedilen fakat bilincin açık olduğu ve her şeye tanık olduğu bir durum.
çevrede konuşulan her şeyi duyup, anlayıp buna rağmen çıt çıkaramama halidir. oldukça korkutucu olan bu durumu yaşayanlarda ameliyatın travma haline gelmesi de şaşırtıcı olmayan bir sonuç. her şeye tanık olan hasta buna rağmen o an içerisinde genelde ameliyat acısı çekmemektedir.
anestezik farkındalığın en sık görüldüğü durum ise sezaryen ameliyatları oluyormuş. sebebi ise bebeğe zarar vermemek için kullanılan ilaçlarda ekstra titiz davranılıyor ve daha az veriliyor. haliyle anestezi tam anlamıyla oturmuyor. sezaryen doğumlarda anne kendini daha çabuk toparlayıp hızlı iyileşme kaydetse de yaşadığı psikolojik travma yıpratıcı olabiliyormuş.
kaynak
rüzgar tarafından hamile kalan kadın
-
nefesi kuvvetli birisi güzel üflemiş.
haluk bilginer'in törende türkçe konuşmaması
-
dünyaya ders verecekmiş. türkçe dersi mi?
lafa gel: ''o kadar yabancıya inat, tüm dünyaya ders verirdim.''
başka bir ülkede bu lafı söyleyen adamlara klinik tedavi tavsiye ediyorlar dostum.
babayla telefonda konuşmak
-
telefonda veda etme kısmını çözememiş babalar yüzünden telefonun ne zaman kapanacağının belli olmadığı konuşmalardır. örneğin;
-iyi misin oğlum bişey lazım mı bi ihtiyacın var mı?
--iyiyim baba yok saolasın, sen nasılsın?
-tamam.
--ne var yok ne yok baba iş güç nasıl?
-...
--baba?
-dıt dıt dıt.
iki kaşıkla hava savunma sistemi yapan adam
beyaz futbol
-
özeti eeaaaaaoooooooo olan program. izlemeyenler için aktarayım:
abdulkerim: şimdi hocccam falan filan yani
sinan engin: eamaa aaeeooo
ahmet çakar: aeeaeeeeeeee
rok: haydaaaaaeeeeaaaaaa
ertem: arkadaşlar herkes aynı anda konuşmasın!
dünyanın gelmiş geçmiş en güzel gözlü kadını
-
tabiki afgan kızı'nın gözleridir. gerisi fotoşoplu, makyajlı ekran barbisidir.
kinder surprise çikolatasını umarsızca yiyen velet
-
zamane cocugudur.
izlerken icimiz ciz eder biz abilerin, etmez mi?
bizim zamanimizda kinder surprise azdi, pahaliydi, anne babalarimiz alamazdi oyle cok cok. ayda bir falan toplu ali$veri$te ogretmenler kooperatifine gidilecek, anne iyi zamaninda olacak da 1-2 tane alacak. ancak o zaman kinder surpriseimiz olurdu bizim.
onun cikolatasini binbir torenle yerdik. kirmadan ikiye bolerdik once, sonra ufak ufak yalardik, buyuk bir parca kopartacaz da zort diye bitecek diye korkardik... bissuru bissuru olsa da bissuru yesek diye hayaller kurardik, gercekle$mezdi bu cocukca hayaller.
kagidini bile ozenle yirtmadan cikarirdik. aliminyumdu ya, boyle duzle$tirir, defter arasina koyardik falan, biriktirirdik.
$imdiki veletlere bakiyorum, zart diye yirtarak acip, huptedenek su gibi iciyorlar cikolatayi, onlar icin ozel degil, onlar icin luks degil, onlar icin degerli degil...
bizim icin neydi o kinder surprise biliyonuz mu siz?
bir gun birinin kafasina cakacam yerken, ne nereden geldigini anlayacak, ne neden oldugunu kerata...
aglayasim geliyor.
hislendirmeyin beni...
(bkz: bastigin yerleri toprak diyerek gecme tani)
haber metni klişeleri
-
haberin detayında bıkmadan usanmadan kullanılan kalıplardır.
yanan araç haberi için (bkz: alev topuna dönen araç)
ben berfu yenenler sorularınızı yanıtlıyorum
-
merhaba berfu hanım,
kusura bakmayın, bu ortamda sizin gibi güzel ve başarılı insanları çekemeyen yazarlar maalesef çokca var.
bir hayranınız olarak merak ettiğim, başarıya giden yoldasagfsagfdas ay devam edemeyecegim...
eser sıçarken çok ossuruyor mu?
başarısız iyilik denemeleri
-
yolun kenarinda karsiya gecmek istedigini dusundugum bir gorme engelli vatandasa yardim etmek istemem. yanina gidip "beyefendi, yardim etmemi ister misiniz?" diye sormam. adamin da bana "kolumu birakir misiniz, karsiya falan gecmek istemiyorum." demesi. tabii sonrasinda "e niye ama!" diye sormasaydim daha iyi olabilirdi.
kaçak elektrik kullanan dayı
-
yalan yok başta fransızca mı lan? diye düşündürdü.
"uloü höani panoü, la huani kuabloü, hani sahhğğat"
ou l'eau huannee poineau, la huannee cableau, huannee soitte...
"sen möemurolma"
saint meumaraulma...
not: işkembeden sallıyorum ama sanıyorum şöyle bir şey olsa sırıtmazdı.