hesabın var mı? giriş yap

  • dikkat ederseniz işsizlik ve insanların temel ihtiyaçlarını bile dosdoğru karşılayamadığı ülkeler bu tarz kötü sıralamalarda enlere oynar. çünkü gelişmiş ülkede insanlar gezmek, hobilerini ve isteklerini gerçekleştirmek, yani hayatın tadını bizzat yaşarken; sosyal medya gibi şeylere ayıracak vakit bulamaz, yokluğunu da hissetmezler. kısacası onlar yaşar, bilmem kaçıncı dünya ülkeleri de sadece izlemekle yetinip tatmin olmaya çalışır. yazık çok yazık!

    edit: imla

  • mümkün olduğunca daracık kaldırımlarda şemsiye açmasınlar ne altlarından geçiliyor ne üstlerinden atlanıyor.

  • yaklasik 30 senedir evde yapilmasina rağmen yeni yeni icmeye basladığım bu içecek beni tam 5 kilo zayıflattı. az mayalanırsa barsakları yumuşatıyor. fazla bekletilirse faydası artıyor ve barsakları durduruyor.. tadı ise çok kötü değil ama her gün de çekilmiyor.

  • "oy deposu sorgulamaya baslamakta" dan sonrasını okumadım. sorgulama ne olm? nereden çıktı bu iyimserlik böyle, hayırdır?

    bu memlekette bu kadar mal varken, o herifin o koltuktan anca cesedi kalkar agalar; bunu bilin ve rahatlayın, tadını çıkarın.

  • ya aklımı kaciracağım, bunlar bir orusbu çocukluğu yapıyor ama idrak edemiyorum.

    üç ay önce bir saat aldım. kordonu plastik ve kullanışsız. saati öylece attım çekmeceye, bir yandan da aklımda "kordonu mu değiştirsem acaba" fikri dolanıyor. kimseye demedim, internete de yazmadım.

    bir haftadır önüme kordon reklamı çıkıyor. namussuz evladıyım bir şeyler çeviriyor bunlar.

    ek: @helal kesim domuz nickli yazardan çok mantıklı bir cevap geldi. eğer zihin okuma yoksa doğru cevap budur:

    muhtemelen aldığınız saatin marka modelini biliyor. daha önce o saati alanların bir süre sonra kordon arayışına girdiğini de biliyor ve buna istinaden istatistiksel bir sonuç olarak isabetli bir tahminle size o reklamları çıkarıyor. buna büyük veri ve onun kullanımı denir basit tabirle.

  • o denizden fırladığın klibinden beri seviyorum seni shakira. yıllardır o pique nin yanlış yapmasını bekliyodum. çoluğu çocuğu kap gel istanbula . çocukları burda devlet okuluna yazdırırız .gerekirse limon satar bakarım size. shakiram maki boylum yazmasızım

    debe editi.
    sayın kanzuk,değerli üyeler, çaylaklar , misafirler .
    bugün herkesin hayallerini süsleyen yerdeyim ,debedeyim. 10 yıl önce bana " bir gün debe'ye gireceksin" deseler. “o nedir” derdim. bu site debe'nin anlamını dahi bilmeyen bir gençten bugün bir debeli yetiştirebiliyorsa bunu çoğulcu eşitlikçi ve özgürlükçü demokrasisine borçludur. bu borca sadık olalım...
    evet bugün burdayım ama bu hiç kolay olmadı. debe hayali kuranlar bilin ki sizin için de kolay olmayacak . ama asla umudunuzu kaybetmeyin. silinmeyen entryden umut kesilmez. benim de vazgeçmeyi düşündüğüm geceler oldu. sonra dedem geldi aklıma . rahmetli dedem hep “debelenmeden debelenemezsin oğul” derdi . haklıymış. biliyorum ki debe kalmak,debe olmaktan daha da zor .umarım yine görüşürüz. debemi tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme adıyorum. çok teşekkürler, kalın sağlıcakla.

    ..
    hep oscar konuşması hayalim vardı şimdilik oscara en yakın başarım bu idare edin.

  • yarın akşam 2 tane bulgar dilberini istanbul'da ağırlayacak olmama vesile olan çağrı.
    1500 dolar yol parası gönderdim hesaplarına, yarın akşam gidip karşılıycam havaalanından kısmetse.

    az önce de bi siteye girdim, tak! siteye giren 1 milyonuncu kişiymişim, hediyeler filan. bu aralar acaip şanslıyım lan!

  • fenerbahçe'de olsa sadece türkiye kupası maçlarında oynar, 60. dakikada yerini caner'e bırakırdı.

  • burada yaşayan biri olarak her 2-3 günde bir en az 1.5-2 saat boyunca mola vermeden yüzüyorum. tek başıma yüzdüğüm için haliyle çok eğlenceli geçtiği söylenemez.

    ancak uzun zamandır önceki entryde de olduğu gibi denizden çöp topluyorum. evde, açıkta dalarken topladığım elden büyük kabukları kavanoza koyuyorum süs olsun diye.

    çöp olarak çıkan şeyler gerçekten garip. tuborg gold, yenmiş mısır, namet dilimlenmiş salam paketi, çeşitli plastik parçaları, saç tokaları, maske, sigara paketi, soda şişeleri, gözlük, şarap şişesi, anahtarlık, telefon kabı gibi şeyler çıkardım bugüne kadar. petleri ve envai çeşit kutuları saymıyorum.

    elbette gelen insanlar denizin altını görmüyor bi gözlük falan yoksa ama bu kutu kolalardan biri gözlük olmasına rağmen son gidişimde sol ayak parmaklarımdan birini fena çizdi. bunu çocuklar dahil herkes yaşayabilir. suyun içinde bildiğiniz vücudu çizecek maddeler var. o taşlık alanı geçmeyenler fark etmiyor pek ama tehlikeli olabilir herhangi biri. kırık cam şişe sadece bir tane gördüm ama suyun altında gerçekten ayağınızı keser, tatiliniz zehir olur.

    eğer varsa benim gibi kişiler böyle, buluşup deniz içinden çöp toplayabiliriz. yeşilimi yakmanız yeterli. bende bir ekipman olmadığı için sadece gözlükle elime ne kadar çöp alabilirsem plaja git gel yapıyorum. palet de getirebilirim isteyene.

    buralar bizim denizimiz yani bu kadar pisletmenin kimseye faydası yok.