hesabın var mı? giriş yap

  • kalecimiz şenol güneş e dakikalarca ' trabzon dışarı 've ' hamsi dışarı' gibi alaycı tezahüratlar yapıldığı maçtır. ama kalecimiz o gururla bahsettiği zonguldak maden işçisi eldivenini bırakıp gitmemiş, geçici görevini yerine getirmiştir.

  • üst edit: sözcü gezetesi aynı konuya değinmiş. sözlükteki gazeteciler boş durmuyor.

    kızın koltuktan kalkmadan evvel yanında oturan adamın koluna hafif teması ve adamın ilginç bir kol hareketinden sonra sanki ya arada bir alışveriş var ya da bir hırsızlık var hissi uyandırandır.

    bu iki durumda da kız sanki aniden uzaklaşma derdinde ve resmen fizik kurallarına meydan okurcasına adrenalin salgılamakta. ayrıca tüm bu teorilerin üstüne bir de bu saçma düşme olayı gerçekleştiğinde tepki vermeyen '' o adam '' ise şüpheleri üstüne çekmektedir.

    kız aniden inmeye karar veriyor, o arada yanındaki ile bir olay yaşanıyor belki öncesi de olabilir ancak '' o adam '' kesinlikle şüpheli ve yahut tanıktır.

    garip silsileler halinde seyreden vakıadır.

    (bkz: behzat ç.)

    edit: gelen onlarca mesaj üzerine söylemek isterim ki, söz konusu videoda görülen şüphe uyandıran hareketlerin ve vücut dilinin herkes tarafından ilk bakışta görülebileceğini düşündüm. adli merciler muhakkak ki ilgili videoyu başından sonuna kadar izleyecektir. salt video'yu bu haliyle izlediklerinde cd çözümü yapacak olan polisler de aynı durumda aynı şekilde olayla bağlantısı olup olmadığına dair tüm olasılıkları değerlendireceklerdir.

    maddi gerçeğin ortaya çıkarılması adına muhakkak ki tanık ifadelerine başvurulacaktır. söz konusu entryim salt video kaydına dayalı bir "yorum" olup hiçbir şekilde suçlayıcı bir entry değildir.

    he bu arada sherlock falan da değilim. *

    hepinizin gördüğünü ilk yazanım sadece...

  • kim ne derse desin sosyal medyanın gücüdür.

    neler neler dönüyor, sosyal medyaya yakalananlar karşılığını buluyor. geri kalan aynen devam.

  • "bir evdeki yeterince içbükey her yüzey, yeterince uzun bir süre sonunda kültablası olmaya mahkumdur" --mengus, 28.03.2005, 02:28, sigarasını hard disk'in anti static plastik kutusuna silkerken.

  • adamlar en azından samimi ve bunu yasayla yazılı hale getirmişler.

    bizde de aynı cezalar ve suçlar, muameleler var, ama ne yazılı ne de aleni.

    odtü'de direnen gençler için bunlar ateist, bunlar terörist diyen ben miyim?

  • erdal bakkal: sen de şu çocuğu doğuracaksan doğur artık nurten ya. biraz şey yapmıyorsun gibi geliyor, bilmiyorum.
    nurten: hayırdır, ne oldu? acelen ne sabırsız bakkal.
    erdal bakkal: ya kaç ay geçti doğmadı bir türlü çocuk ya. bir an evvel doğsun bu kadar da bekletilmez ki insan.
    nurten: dört aylık çocuğun doğduğunu duydun mu hiç sen erdal?
    erdal bakkal: bilmiyorum nurten yav ama biraz ağırdan alıyorsun, böyle savsaklıyorsun gibi geliyor acele et biraz. *

  • kargasa, kaos, felaket, korku, panik , roket, silah, helikopter, jet sesleri, yollarda tanklar ve evacuation. mukemmel bir gurultu patirti esliginde kendimi kah counter strike kah battlefield tarzi bir kargasa icinde buldum ve inanilmaz heyecan duydum. canavar nereden geldi, sonu ne oldu umurumda degil. topluluklarin tam bir kaos icinde ortalikta kosturup kacmasi, dunyanin kac bucak oldugunu anlamasi muthisti. seyrettigim en iyi felaket filmlerinden biriydi diyebilirim. sinemadan cikitigimda yogun kar yagisinda yollarda yururken boyle bir felaketin tam o anda yasanmasini, kosturmacaya kendimi kaptirarak ayni korku panik ve kaosu yasamak istedim. ama sogukta boyle birsey yasamak oldurucu olabileceginden boyle bir olayin baharda yasanmasi daha makul gorundu.
    eve dondugumde hayatin normal akisiyla devam ediyor oldugunun farkina varmam gec olmadi. sikici olan da bu tekduzelikti, tv'de tartisilan konular, goruntuler, sesler, hersey anlamsiz gorundu.
    boyle bir uzayli istilasi yasansa da ne turban konussak, ne irak ne de baska guncel sorun, herkes tek bir felakete odaklansa. sokaklarda kostursak deli danalar gibi.

  • çok değil daha bir-iki ay önce adaylıklar açıklanırken, bu ülkenin onurlu namuslu insanlarının bir kısmı "adaylık için sağ olun ama istemiyorum. tetikçi hürriyet'ten ödül falan almam" diye tepkisini koymuş, demirören'den ödül almayacağını ilan etmişti.
    bu töreni izleyen, konuşan, gündemde tutan kim olursa olsun bilerek veya bilmeyerek mevcut iktidarı örtülü destekliyor.
    bu tören, yarın sabahtan itibaren benzinden tütüne her kalemden bize saplanacak olan zamlarla finanse edilen demirören'in. bunu unutup, tek başarısı dekolte giymek olan alakasız bir kişiyi burada zavallıca övüyorsunuz. demirören kamu bankalarına borcunu yarın da ödemeyecek ve sizin yarattığınız medya etkisini kullanıp kendine yeni sponsorlar bulmaya, reklam alanlarını firmalara satmaya ve vatandaşa saplamaya devam edecek. satış sloganı da çok basit: "ben bunların anasına da sövsem, bunlar benim magazinimi takip ediyor."
    karşı tarafın yarısı kadar bilinçlenip, azıcık omurgalı olsanız keşke...