hesabın var mı? giriş yap

  • https://www.facebook.com/…793485944/?type=3&theater

    dinde bug bulmuştur.

    ekleme: losemiyle savaşan küçükler için saçını bağışlamış ama bağış noktasından dışarı çıkınca "başörtümle gizleyecek saçım da yok, neden takayım ki?" diye düşünüp, başörtüsüz gezmeye karar vermiş. bunu da facebook'daki başörtüsü takmama özgürlüğünü savunan bu sayfaya göndermiş.

    debe editi: 19 mayıs atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun. nice özgür günlere...

  • tam adı john sidney mccain olan, 1936 doğumlu, sansasyonel senatör. kendisiyle abd'nin son başkanlık seçimlerinde yüz göz olmuştuk (olduğu kadar işte). biraz araştırınca bakın altından neler çıktı:

    panamada doğmuş. annesinin isteği üzerine babası onu mahalle mektebine kayıtlamış (şaka). liseden 1954 yılında mezun olduktan sonra babası ve dedesi gibi united states naval academyye girmiş. pek bir sivriymiş bu mccain the third. kuralları her zaman takmayan sınıfın zeki ama çalışmayanı gibi. geçecek kadar çalışmış anlaşılan. akademide hafif siklet boks yapıyoruş ve güreşte de iyiymiş.

    akademiden 58 senesinde mezun olduktan sonra üsteğmen rütbesi vermişler buna. pensacolada donanma pilotu olmak için eğitimlere başlamış. 1960ta eğitimini tamamlayıp uss enterprise ve uss interpid gibi national geographicten duyduğumuz uçak gemisi isimlerine benzer isimler taşıyan uçak gemilerine atanmış sonradan.

    buraya kadar hiçbir şey umrumda değil. sizin de olmasın. fakat vietnama gidip, üstün hizmet madalyası kazanmış bu adamın trajikomik bir şekilde kendi ordusuna daha çok zararı olmuş. nasıl mı? kısa bir vtrmiz var, evet izleyelim..

    efendim babası ve dedesi amerikan donanmasında amiralliğe kadar yükselmiş. bu zıpçıktının 5 uçak kazası olmuş:

    1incisini henüz öğrenci pilotken corpus christi bay yakınlarında iniş çalışırken düşürmüş. yıl 1958.

    2inci uçağını 2 sene sonra akdenizde salınan uçak gemisinde görevliyken düşürüyor.

    3üncü uçak 1965 yılında philadelphiaya kara kuvvetleri ve donanma arasındaki bir futbol maçı için dönerken düşüyor. "i ve got a flameout" anonsunu yapıyor ve 1000 feet te fırlatıyor kendini. uçak bir yana, bu bir yana.

    efendim 4üncü uçağa gelince... burada bir katliam var. uss forrestal adlı uçak gemisinde kalkışını beklerken uçağın roketlerinden biri yanlışlıkla yere düşüyor. (bilmediği düğmeye dokunursa böyle olur.) 134 denizci ölüyor, 20 uçak patlıyor, uss forrestal batma tehlikesi atlatıyor.

    5inci uçağı ise vietnamlılar tarafından bir bazukayla indiriliyor. kullandığı a4 skyhawk ground attack nitelikli olduğundan, bu olası bir durum. kıyı bir yere düşüyor, kolu bacağı falan kırılıyor, ölmüyor yani. fakat 5 buçuk sene hanoide esir kalıyor. bütün bu olaylardan sağ kurtulan bu şanslı herifi bu sefer hanoiye sorumlu bulunduğu gemisiyle gelen babası kurtarıyor.

    mccain, tamamladığı 23 çatışma görevi ve 20 saat sıcak savaş uçuşu bulunduğu için ödüllendirilmiş. iyi de bir pilotmuş belki ama kendi ordusuna mı yoksa vietnamlılara mı daha çok zararı olmuş tam olarak bilinmiyor. bugün amerikada kendisi maverick diye de anılıyor. matt welch tarafından yazılan mccain the myth of a maverick adlı bir kitap dahi mevcut.

  • çünkü akıllı bıdıkçığım;

    6-7 kasım haftasından sonra milli araya giriliyor ve 8 kasım pazartesi maç oynatamıyorsun.

    bu nedenle perşembe günü avrupa maçına çıkacak galatasaray ve fenerbaçhe 7 kasım pazar, çarşamba günü avrupa maçına çıkacak beşiktaş 6 kasım cumartesi oynuyor. böylece adil bir fikstür dağılımı olmuş oluyor.

    bu kadar basit.

    biraz araştırsanız, 2 dakika kafanızı çalıştırıp mantık yürütseniz sonuca ulaşacaksınız ama bizim ülkede genel bir sorun bu maalesef.

  • kendi arabasıdır, en doğrusunu kendi bilir. bozuluyorsanız ya da sigarasız duramam diyorsanız arabasına binmezsiniz olur biter.
    kimse sizin dumanınızı da tribinizi de çekmek zorunda değil.

  • şinasi yurtsever'in rolünün hakkını verdiği enfes bir dizi.

    --- spoiler ---

    filmin başlarında bi ara sadi'yi mi gördüm bana mı öyle geldi emin değilim.

    hilmi: ben hiç dişçiye gitmedim. neden? çok sağlıklı dişlerim var. çünki zenginim, bakımlıyım, uzun yaşamam lazım. kanımı bile değiştiriyorum ben. hayat fakirlere güzel valla. hep bi macera, koşturmaca, adrenalin

    muhasebeci: benim dişim ağrıyo da

    hilmi: bak nasıl da havasını atıyo, biliyosun tabi içimin gittiğini. ah ulan fakirler.

    --- spoiler ---

  • beşiktaşa kadıköye asarsında git bağcılara as fatihe as konyaya as harbiden samimiysen. bu harekete inanıp, sempati duyacak kadar saf arkadaşlar özelden mesaj atarlarsa bi turda ben binmek isterim

  • bilim öncesi insanlar, deprem gibi doğal felaketleri tanrının gazabı, cezalandırması, uyarısı olarak görürlerdi. şimdi bilim ilerledi, depremin nasıl ve niçin olduğunu biliyoruz: fay hattına ev kurarsan, evini sağlam yapmazsan önünde sonunda yıkılacağından haberdarız. artık birkaç cahil dışında kimse depremi tanrının kullarını cezalandırması olarak değerlendirmiyor.

    ancak, onca bilimsel ilerlememize karşın, depremin yerini ve zamanını tahmin edemiyoruz. bilemediğimiz için korkuyoruz, depremin tedirginliği ile yaşıyoruz.

    ve bilemediğimiz, bizi korkutan, çaresiz kaldığımız tüm doğal afetlerin izahını, binlerce yıldır yaptığımız gibi "bilinmeyen bir güç"te arıyoruz. ilkel insanın; "açıklayamadığı" depremi "tanrıların kızgınlığı"na bağladığı gibi, modern insan da açıklayamadığı depremi "abd'nin kızgınlığı"na bağlıyor.

    bir bilinmezi, yine başka bir bilinmezle, haarp ile, illuminati ile, gizli servisler ile, ufo'lar ile açıklamaya çalışıyoruz. cahil aklımız, gücümüzün yetmediği yerde, başımıza gelenleri "bizden çok daha güçlü" başka bir şeye bağlamaya o kadar bayılıyor ki...

    ne zaman nerede olacağını bilemediğimiz depremin artık tanrı tarafından gönderilen ceza olmadığına eminiz ama, depremin "görünmeyen güçlerin" verdiği bir ceza olduğu o kadar işlemiş ki genlerimize; "tanrı yapmadıysa, abd yapmıştır, illuminati yapmıştır" diyor ve buna inanıyoruz...