ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sosyal medyada çok mutluyum imajı yaratan insan
-
reklam insanıdır. ayrıca sosyal medyayı ne kadar yanlış anladığımızı da gösterir. öyle bir noktadaki şu anda, facebook'ta, twitter'da eğlendiğini belli etmezse ölecek insanlar var. muhabbete başlamadan check-in yaparlar, yemekleri gelir fotoğrafı çekilir, kahve içerler durum güncellemeleri havada uçuşur. açıkçası bu insanların gerçekte mutsuz olduklarını da düşünmüyorum, sadece şımarık birer ilgi manyakları olduklarını düşünüyorum. bir de şimdi hissetme durumu eklendi facebook'a, birazcık üşüten hasta hissediyor. yahu bu insan bunu neden yapıyor?
mutlu olmak, bunu paylaşmak elbette güzel, ki ben zaten herkes mutlu olsun, kelebek olsun kafasında bir insanım, ama insanlar artık sadece paylaşmak için mutlu olmak istiyorlar sanki. 'bakın ben mutluyum ve bunu size göstermeliyim' diyerek yaşadığı anın tadını çıkarmayı unutuyorlar. o fotoğrafta da içinden geldiği gibi gül yani çirkin ol nedir, onu da ekleme facebook'a ama tadını çıkara çıkara gül! boşver kaç kişinin beğendiğini, yorum yaptığını. hayat kısa ve başkalarına göstermek için yaşamak bu kısa süreyi heba etmenin en kestirme yollarından biri.
türk çocuklarının bakkala gitme sorunsalı
-
arkadaş, bizim millet yoktan anlamıyor, ondan oluyor bu. bir şey yoksa, yoktur işte. aaaa, kahve kalmamış, ömerciğim hadi bir koşu al da gel... tüh, ekmek bitmiş, ayşegül fırla... yabancı filmlerde, dizilerde görüyoruz işte. ben daha hiçbir christopher'ın, hiçbir alice'in bakkala gönderildiğini görmedim. adam bakıyor süt bitmiş, kapatıyor dolabın kapağını, yatmaya gidiyor. helal olsun, delikanlı adam işte. bir de bizimkilere bak. yatma vakti gelmiş, "emre koş, bakkaldan porçöz al da gel..." arkasından da bağırıyor, düşürme paranın üstünüü... çocuğu fırına, hamur almaya gönderenler var bir de. allah aşkına, xbox'ta oyun oynarken, annesi seslenince oyunu durdurup hamur almaya giden, bir cindy, bir roberto, bir takashi hayal edebiliyor musunuz? fırın demişken, bizim veletlerin pide kuyruğuna girme sezonu da başlıyor, çocukları allah kurtarsın diyelim...
arabası yanan ankaralı vatandaşa yardım kampanyası
-
facebook'ta paylaştığı bir gönderide;
--- spoiler ---
suçlusun basbakan asgari ücret 184 tl iken 760 tl yaptın......
suçlusun halk bankası sen den önce esnafa %47 faizle kredi veriyordu sen %13,%10 en son olarak %5 yaptın
suçlusun erdoğan sosyal dayanışma fonu 892 milyon tl iken 2milyar 365milyon tl ye yükselttin
suçlusun erdoğan kişi başına milli geliri 1.300 dolardan 10.000 dolara çıkardın
suçlusun gariban sofralarında iftar açtığın için..
--- spoiler ---
gibi paylaşımları bulunan eleman. ama 2000-3000 dolarlık arabası yanınca kişi başı milli gelirin 10000 dolara çıktığını unutmuş olmalı ki hüngür hüngür ağlıyor. o övündüğü sosyal dayanışma fonundan alsın parasını madem. ya da o övündüğü düşük faizlerle çeksin bir kredi.
ali koç'un erden timur taklidi
-
galatasaray başkanını bir fener yöneticisinin taklidini yaparken hiç gördünüz mü?
görmediniz ve asla göremeyeceksiniz.
90 yıllık reklam arası sona erdi
-
ak parti balıkesir milletvekili tülay babuşçu'nun dile getirdiği ara.
--- spoiler ---
"bu resim (resim değil fotoğraf) okunması gereken bir resim (öff yine). filistin'i vermediği bahanesiyle yıkılan osmanlı imparatorluğu ve filistin devlet başkanı'yla cumhurbaşkanı'mızın arka plan görüntüsü. muhteşem bir zeka. tabiki sn cumhurbaşkanı'mızın zekası. 600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi"
--- spoiler ---
haber.
paylaşımı.
artık aleni bir şekilde gerçek niyetlerini belli ediyorlar.
yazık; nasıl da seviyorlar birey değil kul olmayı.
51 yıldır van'da yaşayan trabzonlular
-
haberin girişine bak :
"trabzon'un çaykara ilçesinden 51 yıl önce heyelan nedeniyle van'ın özalp ilçesindeki iki köye göçen karadenizliler, yöre halkıyla yıllardır huzur içerisinde yaşıyor."
sanki çeçenistan'a göçmüşler adamlar. göçtükleri yer yine bizim toprak. anadolu ajansı nereye varmaya çalışıyorsun?
24 ağustos 2014 siirt baraj faciası
-
rte: fakat, ben burada size çok daha farklı olanını vereceğim. bakınız biraz geçmişe gidiyorum, nuh tufanı...
3 kasım 2011 beşiktaş d. kiev maçındaki karambol
cep telefonu kamerası
-
çoğu zaman yanlış parametrelerle değerlendirilen kameralar.
megapiksel, kamera sayısı gibi parametreler elde edeceğiniz fotoğrafların kalitesini(?) öngörmenizde manalı değerler değil.
son on yılda çıkmış bir telefon alıyorsanız megapiksel sayısını görmezden gelebilirsiniz. kayda değer bir fark olmayacak çünkü. fazla kamera olmasının da bir önemi yok çünkü o kameralar birlikte çalışmıyor(derinlik kamerası hariç ama boşver şimdi bulandırma kafanı). o kameralar farklı çekim modları(normal açı, geniş açı, tele) için özelleşmiş kameralar. yani her kamera bir modda çalışıyor. yani 5 kameralı telefon alayım fotoğraflar daha güzel olsun diye bir şey yok. sadece daha farklı tarzda fotoğraflar çekme zenginliğine erişiyorsunuz.
peki ne önemli? kağıt üstünde değerlendirme yapmak için önemli olacak parametreler diyafram açıklığı, optik görüntü sabitleyici gibi özelliklerin varlığı ve sensör boyutu.
diyafram açıklığı
kamera-insan gözü metaforunu kullanırsak diyafram açıklığı = iris boyutu diyebiliriz. bunun sizin için önemli iki etkisi var: alacağınız telefonun kamerasının diyaframı ne kadar açıksa içeri o kadar ışık giriyor demek. bu da kapalı havalarda, iç mekanlarda yani ışığın daha az olduğu durumlarda daha iyi fotoğraflar elde etmek demek. diğer etkisi dar alan derinliği. alan derinliği ne demek? fotoğrafta net olacak alanın boyutu demek. kameranın diyaframı ne kadar açıksa odaktaki cisim fondan o kadar iyi ayrılır. nereden anlayacağız diyafram açıklığını? f/2.0 şeklinde ifade edilir. f'den sonraki sayı ne kadar küçükse diyafram o kadar açık demektir.
görsel
optik görüntü sabitleyici
video çekerken sarsıntıyı engelleyen bu hede sıradan çinko karbon kullanıcı için ne kadar önemli? ne bileyim len sen söyle sıradan kullanıcı.
ayrıca dolaylı olarak yine ışığın az olduğu çekimleri olumlu yönde eser miktarda etkileyebilir.
(son kullanıcı için gereksiz dolaylı yol açıklaması: el titremesini tolere edeceği için enstantane kazanılabilir )
sensör boyutu da ne kadar büyük olursa o kadar iyi doğal olarak.
peki can alıcı nokta neresi?
yazılım!
kamera fotoğrafı üretirken önce sensördeki tüm veriyi alır. bu veriye raw veri denir. daha sonra kamera yazılımı bu veriyi kendi algoritmasına göre sıkıştırarak jpeg gibi sıkıştırılmış fotoğraf formatlarına çevirir.
bu konuda kullanılan yaygın metafor mermer blok-heykel metaforudur.
kameranız mermer bloktan(raw veri) algoritmasının belirlediği kısımları atarak heykeli(sıkıştırılmış fotoğraf) çıkartır.
görsel
yazılımın iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? kullanıcı yorumlarını okuyarak, çekilmiş fotoğrafları inceleyerek.
ölümcül frp enstantaneleri
-
yine vampire the dark ages
gm: "ve iste size bu kutsal kilici veriyorum.. isa'nin en son yemek yedigi kaptan yapilmistir.."
player: "e iyi de biraz buyuk diil mi?" (boru degil kardesim, bildigimiz long sword iste)
gm (istifini bozmadan) "isa cok yerdi."
sen biraz oyalan duş alayım
-
olsun, sarayın yerli ve milli hereke halısı var, itibarımız şahane...
inci sözlük vs ekşi sözlük
-
ekşi sözlükte kendini zeki zanneden mallara,inci sözlükte mal taklidi yapan zekilere rastlamak mümkündür.