hesabın var mı? giriş yap

  • büyük bardaklara kafasını sokup o suyu mutlaka içtiğini fark etmemden sonra suyumu uzun termos tipi bardaklara koymaya başlamıştım ki kedim olacak dümbüğü geçenlerde patisini içine sokmuş ıslatıp ıslatıp yalar, saçlarını falan düzeltirken yakaladım. kim bilir kaç zamandır ben onun kaşla göz arası abdestlendiği suları içiyorum. :( eşek sıpası.

  • ''iran, esad'ı destekliyor.

    körfez ülkeleri ise esad'a karşı.

    esad, müslüman kardeşler'e karşı.

    müslüman kardeşler ve obama, general sisi'ye karşı.

    ama körfez ülkeleri sisi'yi destekliyor. dolayısıyla müslüman kardeşler'e karşılar.

    iran, hamas'ı destekliyor, hamas da müslüman kardeşler'i.

    obama, müslüman kardeşler'i destekliyor ama hamas abd karşıtı!

    körfez ülkeleri abd yanlısı. ama türkiye ve körfez ülkeleri esad'a karşı ama türkiye aynı zamanda müslüman kardeşler tarafında, general sisi'ye karşı.

    ama general sisi, körfez ülkeleri tarafından destekleniyor.

    ortadoğu'ya hoşgeldiniz, iyi günler dileriz.''

    http://i.imgur.com/iijurxt.jpg

  • aslında şöyle de bir durum var. 80'lerde çocuk olmuş ve basketbola bir şekilde bulaşmış kitleden bu kıyaslamaya kobe diyen çıkması çok düşük bir ihtimal. o zamanlar nba ile şimdiki kadar sıkı fıkı olmamız teknolojik olarak çok da mümkün değildi. arada sırada maçlara denk geliyorduk elbette de, jordan olsun, abdulcabbar olsun, hep bunları, daha çok beden derslerinde, spor salonunun duvarlarındaki, dönemin basketbol dergilerinin verdiği çerçeveli posterlerden tanıyorduk. jordan bizim için bir efsaneydi; ben ciddi ciddi bir ara uçabildiğini düşünüyordum öyle diyeyim.

    hani düşün spor ayakkabısı diye bir şey çıkıyor ortaya, ismi jordan oluyor. taktığın şapkadan, giydiği t-shirte kadar uçan adam sembolü var üstünde ve bunlar bir ilk; yani bir ikinci örneği yok o sıralar. öyle, bir spor mağazasından içeri girdiğinde, nba'deki her basketbolcunun adı verilmiş bir ürün bulmak diye bir şey yok.

    şimdi ise durum farklı. elbette bu kıyaslamaya kobe cevabı verecek insan sayısında bir artış olacak, bu normal. bundan 10 sene sonra atıyorum alan zoptrik adında bir oyuncu çıksa, "kobe mi zoptrik mi" diye sorulsa, o zaman da kobe zamanını net hatırlayan kitlede kobe diyen sayısı fazla olacakken, o dönem oyuna hakim olanlar arasında da zoptrik ismi öne çıkacak.

    benim zamanımda "larry bird mü, michael jordan mı?" denirdi örneğin. demek istediğime güzel bir örnek olabilir bu. gerçi o zaman da cevabım aynıydı, şimdi de cevabım aynı. havada karada michael jordan. uçuyor çünkü, öyle biliyorum ben.

  • guinness biralarının guinness rekorlar kitabı'nı çıkarmaya başlaması nasıl bir tarihsel gelişimin ürünüdür? anlatılan o ki, guinness şirketinin başkanı bir av partisi esnasında bizzat kendi arkadaşlarıyla "en hızlı av kuşu hangisidir?" konulu bir polemiğe girer. incelikli bir insan olduğundan sonra da şöyle der kendi kendine: "kimbilir benim memleketimin publarında sırf bu bilinemeyen rekorlar yüzünden ne kavgalar çıkmakta, kaç adam guinness biralarını içip içip ardından 'en iyi avcı benim, en büyük ev benim evim, en çok kadınla ben yattım' gibi konularda birbirlerini yemekte, büyük maddi ve manevi tahribata sebebiyet vermektedirler.. dünya barışı adına bu gidişe ben bir son vermeliyim".
    bu motivasyonla ufak bir broşür halinde ve guinness biraları sponsorluğunda 1950'lerde basılır ilk guinness rekorlar kitabı. gittikçe kendini aşar, guinness biralarından daha ünlü olur, bugünkü haline gelir. tahminim odur ki bu kitaba girmek isteyenlerin kendilerine verdikleri maddi ve manevi zarar, irlanda publarında birkaç sarhoş adamın çıkardığı tartışmanın verdiği ziyanın yanında hiçbir şey değildir.
    ben aslında son cümleyi sizi denemek için yazdım. yakalayabildiniz mi acaba içindeki anlam hatasını.. ilk yakalayan marie antoinette oldu, kendisini tebrik ediyorum içtenlikle.

  • seçtikleri örneklerin saçmalığıyla ön plana çıkan reklamdır.
    otobüs örneğinde direk, e otobüs şoförü zaten değişmez mi uzun yolda diye düşündük. tek şoför kaza yapabilir, uykusu gelir, yorulur...
    hakem var da, yan hakemler de var, ve çok bilmiyorum ama herhalde hakemi denetleme sistemi vardır?
    berber tamam belki. yine de berber bile saça karar veren kişi değildir, eğer kötü bir saç yaparsa müşteri kaybeder. müşteriler başka berbere giderler. (oha demokrasinin de böyle işliyor olması lazım aslında di mi lan?)

  • komutanlar kendi aralarında tartışıyorlar. konu: biz haftada iki ya da üç karıları düzüyoruz. bu görev midir angarya mı? yarısı görevdir yarısı angaryadır diyor ve sonuçta bir yere varamıyorlar. hal böyle olunca hırs da yapmış vatandaşlar münazarayı sonlandırmak adına başkana çıkıyorlar: paşam bir maruzatımız vardır, biz işin içinden çıkamadık. yardım edin lütfen!
    buyrun diyor paşa. durumu anlatıyolar. paşa kızarıp bozarıyor ve sonunda "ben bilmem, yanlış adama sordunuz. halktan birine sormak lazım bunu, objektif bakar " diyor. kışlada halka en yakın kişi olarak paşa emirerini çağırıyor. giriyor selam verip asker. oğlum sana bişey soracağım, iyi düşün ve fikrini söyle, diyor. emredersiniz komutanım!. paşa soruyu soruyor. soru biter bitmez asker yapıştırıyor cevabı
    - görevdir komutanım
    - ama oğlum hiç düşünmedin. nasıl vardın bu fikre?
    - angarya olsa bize yaptırırdınız komutanım!

  • başlık: mustafa ceceli yle rugby oynamaya gittik capssliii

    entry: mustafa ceceli'yle rugby oynamaya gittik, bu manyak başladı "ya rugby duy, duyur sesimi, ya rugby ya rugby" diye ağlamaya. ne garip adam ya.

  • lise mudurumden geliyor:

    degerli ogretmen arkadaslarim, lutfen ogrencilerinizi 10'ar gun arayla sinif baskani yapin ki ilerde baskan veya baskanlik gibi saplantilari olmasin.

  • ağzı açlıktan kokan garibanların yılda milyonlarca euro kazanan topçulara bağış yapması durumu. keriz silkeleme operasyonu.

    not: alexspor