hesabın var mı? giriş yap

  • fransız olması..

    fransızlar hiçbir zaman almanlar ve ingilizler gibi bir alanda (elbette başarılı olmuşlardır ancak) "en başarılı" olamamışlardır.. ispanyolların ve italyanların bile futbolu sürklase/domine ettiği, markalaştığı, tekelleştiği uzun dönemler olmuştur ancak fransa'nın özellikle kulüpler düzeyinde avrupa'yı arka arkaya sürklase/domine ettiği uzun bir dönem olmamıştır..

    bence sadece futbolda değil, uluslararası siyasette ve askeri alanda da bu durum geçerlidir..

    bugün fransa avrupa birliği'nin tek nükleer gücü ve askeri anlamda en büyük gücüdür, (politik ağırlığı yoktur demiyorum) ama bir ingiltere'nin ve almanya'nın görece politik ağırlığına sahip değildir..

    şimdi bana fransa'nın başarılı olduğu örnekleri, tarihindeki büyük başarıları, önemli isimleri hatırlatacak arkadaşlar çıkacaktır ama ben zaten fransa başarısız ve yetersiz bir ülkedir demiyorum.. çoğu alanda bizden çok daha ileridedir ama fransa'nın bir almanya, bir ingiltere kadar game changer (oyun değiştirici), anahtar ve kilit bir ülke olmadığını düşünüyorum..

    yanlış düşünüyor olabilirim.. aksi fikirlere daima açığım.. ikna olmaya da kapalı değilim.. yeter ki hakaretamiz ve saldırgan bir üslup kullanılmasın..

  • tanıdığım devrimci bir öğretmen batman'da şehit edilmiştir. ve tayin isteyip memleketine dönme şansı varken okulunu, öğrencilerini bırakmamak için batman'da kalmışken lojmanının önünde vurulmuştur. köhne ulusalcı devlet ideolojisinin başrol oynadığı öğretmen dediğiniz adamı o devlet yıllarca öğretmen olarak bile görevlendirmemiştir devrimci geçmişi yüzünden.
    siz mi devrimcisiniz adnan öğretmen mi? faşistlik türklere özgü bir özellik değildir. faşist görmek için aynaya bakın.

  • bu adamdaki beyni kuşa taksan ters uçar amk.

    insanda bir gram zeka olmaz mı? olmuyor işte.

  • müthiş bir karardır.
    imamoğlu farkıdır.
    bu gözler her haftasonu caddebostan sahilde kızartma yapıp arkasından yağını çimlere döken şoparlar görüyor.
    bir de o tavaların etrafını tüp sönmesin diye kartonla çevirmezler mi...

  • 24/25 şubat 1942 gecesinde los angeles'da bulunan hava savunma bataryalarının bir anlık gaz sonucu "orada olmayan" bir düşmana karşı sergilediği anlamsız savunmadır.

    her bilinmeyeni ufolara bağlamak bir yana, abd ordusunun ciddi şekilde kendisini rezil ettiği olaylar zincirinin bir halkasıdır. olası bir japon hava saldırısı* için hazır bekleyen los angeles hava savunma askerleri ve gönüllü sivilleri 24 şubat günü los angeles hava sahasının 120 mil batısında bir grup uçak görüldüğünün ve 10 saat içinde hava saldırısı olabileceğinin açıklanmasıyla hazır hale getirildiler.
    buraya kadar normal gelişen olaylar radarla takip edilen "cisimlerin" radar menzilinden çıkmış ve los angeles hava sahasında bulunmamış olmasına rağmen 24/25 şubat gecesi radara yakalanan tek bir cisim koca bir japon uçak filosu yerine konmuş, emir verilmiş, şehir karartma altına alınmış ve bataryalara ateş serbest emiri verilmişti.

    o tek cisimin ufo olduğunu düşünmek, olmayan bir düşmana karşı şehiri savunmaya çalışıp 12.8 kalibrelik 1440 mermi atan amerikan ordusunun imajını biraz kurtarıp bu hatada payı olanları biraz temize çıkartır. sadece "biraz".

    radar alanı içinde bulunan ancak uçaksavar bataryalarının attığı 12.8 mm uçaksavar mermisi menzili dışında uçmaya devam eden hava tahmin balonu olayı daha da karıştırmaya devam etti. radarlardan çelişkili bilgiler geldikçe bir saldırı olduğu düşüncesi devam etti ve boş hava sahası yerden atılan mermi ve toplar ile dövülmeye devam edildi. yer bataryaları dumandan birşey göremez hale geldiğinden bir süre sonra da olay şansa güvenerek yapılan atışlar halini aldı. bu sırada çoğu sivil ise evinin çatısından veya tepelerden bu olayı izlemeye devam etti.

    birçok radardan gelen yüzlerce, onlarca ve hatta birkaç japon uçağının 2000 ve 20000 feet arası yükseklikte uçtuğu bilgileri heyecanın devam etmesini sağladı. bu değişik bilgiler o an yerden atılan uçaksavar mühimmatın havada patlayan parçalarının radara yakalanmasından başka birşey değildi ancak o sırada bunu kimse değerlendirmedi.

    "yüzlerce" japon uçağının varolma ihtimaline karşı şehire düşen bir bomba bile olmadığı farkedildiğinde atışlar yavaşladı ne nihayet kesildi. olaydan birkaç gün sonra ise açıklamalar yapılmaya başlandı.

    "savaşın gerginliği içerisinde yapılan bir hata" olarak özetlenen bu olay geride dost uçaksavar ateşinin yere düşen parçaları ile hayatını kaybeden 3 sivil, karartma sırasında trafik kazası yaşanması sonucu 1 can kaybı, o heyecana dayanamayıp kalp krizi geçirip hayatını kaybeden 3 sivil bırakarak ve adına "los angeles çarpışması" gibi afili bir isim verilerek tarihte yerini aldı.

    olayın sonrasında savaşın ciddiyeti içerisinde, amerikan ana karasının hava savunma bataryalarının beceriksizliği, olası düşman uçaklarını karşılamak için amerikan uçaklarının kaldırılmayışı, savaş sanayi bölgesinin kıyıda açık hedef olması gibi konular çok konuşuldu ve eleştirildi.

    sonuç olarak; amerika birleşik devletleri sınırları içinde sivillerin ikinci dünya savaşı sırasında ilk defa savaşı gördüğü ve dahil olduğu olaydır. 2.000.000 sivil üzerinde bir etki yaratmış, moral ve motivasyon üzerinde olumlu* ve olumsuz* etkisi olmuştur.

    not: savaşın sonunda japon yetkililer los angeles'a bir hava saldırısı yapmadıklarını, hatta oraya uçak bile göndermediklerini sadece seattle civarında denizaltılardan fırlatılan uçakların sıklıkla kullanıldığını açıkladılar.

  • eyt ve diğer talepkar memur - işçilerin umrunda bile değildir. satürn'den iki uzay gemisi dolusu adam gelse kapıyı açtıklari anda emeklilik ve tayin ister bu adamlar.

  • uğur bey ve özlem hanım misafirimiz olacaklar,
    sayın şahin ve sayın türeci misafirimiz olacaklar.