ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
barbaros hayrettin paşa iskelesi
-
shangri-la oteline satılmış. otel'in özel kullanımına açık olup, bu sahil kısmı halka elbette kapalı olacakmış. binalar yetmedi, artık denizleri de göremeyeceğiz. işte bunlar hep akp!
sarıyer tırmata plajının arapları içeriye almaması
-
plaj yönetimini kutluyorum.
haftaya işim olmazsa bir uğramak zorunluluk oldu benim için. içeride de yiyip, içip sağlam bir hesap bırakırım. böyle mekanların çoğalması için desteklemek gerekiyor.
teşekkürler tirmata.
beşiktaş taraftarı lig fikstürü
-
eylül - lige çok iyi başladık, bu sene kesin şampiyonuz
ekim - avrupa'da en az yarı final görürüz,
kasım - türkiye kupası bizim için gereksiz, ligde fikstür avantajımız var.
aralık - devre arasında kesin bir sol bek almalıyız yoksa şampiyonluk zora girer.
ocak - ikinci torbadan çek bir kolay takım, finale koşalım.
şubat - takım revire döndü, bu kadar şansızlık olmaz. beşiktaş kanseri rerörörö.
mart - lig bizim için önemli değil, avrupa'da üst turlar için uğraşmalıyız.
nisan - bu takımdan zaten avrupa'da başarı beklemek hayaldi, futbolcuların birçoğu yollanmalı.
mayıs - dünya futbolu için çok fazla şerefliyiz ama hala daha önümüzdeki sezon için ümidimiz var.
balık ve süt ürünü tüketmenin zehirleyici etkisi
-
bu duruma aminoasit dekarboksilasyonu sonucu ortaya çıkan biyojen aminler sebep olur. balık ve süt ürünü tanımlamasından ziyade balık ve fermente ürünün zehirleyici etkisinden bahsetmek daha doğru olacaktır çünkü sütün laktik asit fermentasyonu ile yoğurda dönüşümü esnasında aminoasit dekarboksilasyonu ile biyojen amin şekillenir ve yine balık florasında yer alan mikroorganizmaların balığın bekletildiği sürede oluşmasına sebep olduğu biyojen aminler, yoğurtta bulunan biyojen aminler ile sinerjist etki göstererek zehirlenmeye yol açar.
"bayat balık" ifadesinden kasıt aslında (biyojen aminler ve buna bağlı olan zehirlenme için) içerisinde mikroorganizma aktivitesine bağlı olarak dikkat çekici miktarda biyojen amin oluşumuna elvermiş olan balıktır (salmonella, staphylococ vb. gibi gıda zehirlenmesi yaratan unsurlardan bağımsız olarak değerlendirildiğinde). avlanma sonrası geçen zamana paralel olarak balıktaki biyojen amin seviyesi artacaktır. bu miktarlarda biyojen amini tükettiğinizde, yalnızca balık kaynaklı tüketim söz konusuysa etkilenmeyebilirsiniz, etkilenseniz dahi sonuçlar balık + yoğurt kombosundaki sonuçlardan çok daha hafif olacaktır. bu durumun sebebi yukarıda da bahsedildiği üzere biyojen aminlerin birbirleri ile sinerjist olarak yani etkilerini çok daha fazla artıracak şekilde etkileşimleridir.
önemli not: "bayat olarak nitelendirilen balığı tükettiğinizde muhtemelen etkilenmeyebilirsiniz" cümlesinden kasıt "aynı ürünün yoğurtla birlikte tüketilmesine kıyasla etkiler çok daha az olacaktır" ifadesidir ve bu durum tamamen biyojen amin formasyonu açısından söz konusudur. bayatlamış ve uygun şartlarda muhafaza edilmemiş bir üründe gıda zehirlenmesine yol açabilecek bakteri ve / veya toksin oluşumu ayrıca mevcuttur ki, bu bağlamda bu entryi okuyup bayat balık tüketimine meyletmeyiniz.
uçakta alkol almak
-
sokakta ya da evde alkol almaktan farkı yoktur. yasaklanmasını isteyen bazı gerizekalılara soruyorum. islam için öldürülen insanlar için islamı yasaklıyor muyuz? zira işinize gelince münferit. mertçe örnek vermeden söyleyin dinim alkol alınmasını kabul etmiyor ve ben bundan dolayı yasaklansın istiyorum deyin. neden kasıyorsunuz?
not: bana 1 adet alkollü yolcu yüzünden düşen uçak bulun. gerçi hemen münferit ve "gerçek yolcu bu değil" derim ben de:))
80'lerde doğanların yaşlanmaya başlaması
muhteşem yüzyıl
-
izlediğim 7-8 bölümden anladığım kadarıyla osmanlı imparatorluğu'nun en büyük sorunlarından biri ses yalıtımıdır. bunu çözmüş olsalar belki bir 600 yıl daha hüküm sürebilirlerdi.
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
"bir kisi bir yere bakiyorsa orada ilgilendigi bir sey vardir. bir kisi bir seye ozellikle bakmiyorsa orada ilgilendigi bir sey kesinlikle vardir."
tarzinda bir cumlesi vardir freud amcamizin. cok severim. guvenirim ve kendimde test yapip onaylamisligim da vardir...
simdi hal boyle olunca digerleri de boyledir diyebiliyorum kendimce. kendi kendime. su an olmasa da benim de vaktiyle platonik takildigim birisi vardi.
karsilasiriz: kafasini one egip yere bakar.
yan yana yurumek zorunda kaliriz: tam aksi istikamete bakar.
ayni ortamda bulunuruz: telefonuyla ilgilenir.
falan filan. n.s.a. bu kiz beni siklemiyor, belli. boyle dusunuruz. ama isin icine freud girince "hatun bana hasta. acilsa da kurtulsa garibim" falan diye dusunup sanki ben ona degil de o bana platonikmis triplerine giriyorum. ortada yanlis bir sey var ama cozemedim.
ışid'ın tıp fakültesi açması
-
kadavra sıkıntısı çekmeyecek bölüm/okul.
dizilerde aynı isimli kimse bulunmaması
-
türk dizi ya da filmlerinde bütün karakterlerin ismi farklı.
normalde bir sokakta 3 mehmet 2 mustafa 2 hasan ne bileyim 4 mustafa 5 ayşe bulunurken dizilerde her karakter farklı isimde.