hesabın var mı? giriş yap

  • ortakoye tavla oynamaya goturup 5:0 kazanip tavlayi koltugunun altina vermek.

    (gerci simdi mutlu bir evliligim ve iki yasinda bir kizim var ama olsun yapmayin yine de)

  • bugün içerenköyde şimşek fırına alışveriş yapmak için girmemle başladı olaylar. ne alsam diye bakınırken yanıma yaşlıca başörtülü bir teyze geldi. önce koluma dokundu ne olduğunu anlamadan irkilmemle birlikte korkma dedi. sonra herkesin içinde bu vaziyette sokağa çıkılmaz, böyle giyinemezsin dedi. ne var halimde deyince görmüyor musun halini dedi. bana göre görülmesi gereken bir durum yoktu çünkü... ince askılı diz hizasında bir elbiseden bahsediyorum. teyze ben de sorun yok sen benden uzaklaş deyince bu sefer kendisine yandaş bulmak için çalışanlara beni gösterip dinimizde bu şekilde giyinmenin günah olduğunu, başımıza ne geliyorsa bizim gibilerden dolayı geldiğini söylemeye başladı. orada çalışanlar ki sonradan biz onay vermedik size yapılana dese bile o zaman neden haddini bildirmediniz? neden ben hakkımı savunurken size hak veriyoruz, sizinle bu şekilde konuşamaz demediniz. kimse kimseyi giydiği kıyafet ile yargılayamaz. istediğimi giyerim buna kimse karışamaz. bu ne kendiniz bilmezlik? bu ne hadsizlik? sen kendinde bu hakkı nasıl buluyorsun?

  • bu kitaptaki ufacık ve önemsiz bir detayı ingiliz olmadığım için yıllar sonra ancak farkettim:

    harry kol kemiklerini büyütmek için hastane kanadında yatarken dumbledore ve mcgonagall taşlaşmış colin creevey'i getiriyorlar ve mcgonagall durumu madam pomfrey'e "yanında bir salkım üzüm vardı, sanırız harry'yi ziyaret etmek için gizlice buraya girmeye çalışıyordu." diyerek açıklıyor.

    bugüne kadar üzümün alakasız bir detay olduğunu düşünmüş, bağlantıyı colin'in harry hayranlığının bilinmesiyle kurduklarını varsaymıştım. meğer hastaneye üzüm getirmek bir ingiliz geleneğiymiş * ve tahminlerinin aslında güçlü bir sebebi varmış.

  • yeni dinlediğim, ilk 3 albüm gibi muhteşem olmuş run the jewels albümü. rtj albümleri bana daha çok bir albüm gibi değilde mükemmel bir şekilde yapılmış uzun süreli bir şarkı gibi geliyor. albümde bir sonraki parçaya geçince kalite düşmüyor veya yükselmiyor.

    they promise education but really they give you tests and scores

  • polonya'nın torun şehrinde, zamanında kopernik'in de tırmanarak gökyüzüne baktığı kilisenin kulesine tırmanılır. kule o kadar yüksek ve basamaklar o kadar dardır ki normal bir insan 3-4 kere dinlenerek ancak çıkabilir. kulenin tepesine geldiğimizde duvarda bir yazı dikkatimizi çeker;

    "bacaklarım koptu aq, huzur islamda"