hesabın var mı? giriş yap

  • haklarında derli toplu bilgiye ulaşmanın o kadar da kolay olmadığı mekanlar bütünü. elbette foursquare, son dönemde meyhanedeyiz.biz gibi mecralarda çokça bilgiye erişilebiliyor ama sözlükte de izmir'deki meyhanelere ilişkin bir takım paylaşımların derli toplu durmasını hedefleyerek sınırlı tecrübelerimi paylaşmak istedim. peşinen söylenmeli ki meyhane değerlendirme konusunda pek doğru bir kişi sayılmam. şöyle ki kalender meşrebim, sohbet iyi oldu mu pek detaylara takılmam, genelde her mekanı az çok beğenirim öte yandan en azından mekanların genel havası, tarzı, karşılaşacağınız tahmini fiyatlar hakkında fikir verebilirim umudundayım. buyrunuz ;

    orhan

    menderes caddesinde şirinyer'den gürçeşme'ye giderken solda kalan bir mekan. o bölgeyi bilenler muhtemelen orada meyhane yok diyorlardır, zaten yıllarca oradan geçmiş olmama rağmen ben de tarif edene ısrarla o bölgede meyhane olmadığını birahane/müzikhol tarzı mekanlar olduğunu söyledim ama bu arkadaşlar hem de 1989'dan beri reklamsız, sessiz, sakin işlerini yürütüyorlarmış. mekanın mezeleri gerçekten iyi. zeytinyağlılar lezzetli, et de yapıyor olmalarına rağmen balığa ağırlık veriliyor, daha çok balık konusunda iddialı olduklarını söylüyorlar. beyanlarını bir yana bırakırsak ben balığı da çok sevmeme rağmen bu arkadaşlara dair bir şey söylemem gerekirse tereyağlı işkembe derim. kalamarı çok tavsiye ettiler ama belki de bizim şansımıza sıradandı. balık konusunda da ustanın hafif ölgün olanını vermeye çalışması biraz soru işareti bıraksa da tekrar belirtmem gerekir ki mezeleri (şakşuka, kızartma vb. ) gerçekten çok iyiydi. mekanın havası ortalama, fiyatları iyi diyerek ortalamanın oldukça üzerinde bir not vermek gerekir. şirinyer izban durağına çok uzak olmaması (500 metre gibi) avantaj. 4 kişilik daimi kadroda içmeyen olmadığından ve içkili araç kullanmak istemediğimizden bu da önemli bir parametre. meyhanenin çevresi çok sorun yaratacak bir muhit değil. 5 meze, kalamar, tereyağlı işkembe, söyledik. fazla rakı kalmadığı için biraz iri bir levreği (2 porsiyonluk) 4'e böldürdük. 100 lük rakı, meyve, tatlı, 230 tuttu.

    tulumbalı meyhane (nihat baba'nın yeri)

    elbette bahsettiğim tepecik'deki asıl yeri. mithatpaşa'da ve bostanlı'da da yerleri olduğunu duydum ama bunlara gitmedim. sakatat konusunda ün yapmış ve ününün hakkını veren bir mekan. mezeleri güzel ama buranın esas olayı artık ara sıcak mı dersiniz ana yemek mi sayarsınız bilmem ama sakatatları. kokoreç, uykuluk özellikle ciğer gerçekten güzel. hepsinden olsun dediğinizde artan popülerliğin de getirdiği fiyat devreye girip izmir ortalamasının üzerinde bir fiyat çıkarabilir. biz 3 kişi 70 lik söyleyip mezelerin üzerine etleri biraz uzatınca 270 lira hesap verdik. muhit pek tekin değil ama biz çıktığımızda saat daha 11.00 olmamıştı biraz yürüyelim açılalım diye kemer izban'a yürüdük, rahattı. öte yandan tavsiye verirken herkesi düşünüp dikkatli olmak gerekir buradan çıkınca etrafta dolaşmayı tavsiye etmem biraz mimli bir muhittir.

    gandi'nin yeri

    bornova'da yüzbaşı ibrahim hakkı bey caddesinde, kapalı spor salonunun arkasına düşen etiyle ünlü bir mekan. eskiden 2-3 kez gittiğimiz bir yerdi. şu sıralar eskisinden daha dolu olan ve fiyatları da arttırmış meyhanelerden biri. etin ve tabi ki rakının fiyatının son yıllarda iyice arttığının elbette farkındayım ama tulumbalı, gandi gibi mekanlardaki fiyat artışı bunun biraz üzerinde artan ün ile de desteklenmiş halde. malzemeye gelirsek et işini (et, köfte, sucuk) biliyorlar, mezelerden ziyade etlere yoğunlaşın derim ama etlerin hakkını verirseniz sağlam yersiniz bu arada burasının da 4 kişi 100'lük ile 250-300 den aşağı sizi bırakmayacağını ileteyim.

    karadeniz lokantası

    ferit baba da denilen mekan. kemeraltı'nda eskiden meyhaneleri ile ünlü veysel çıkmaz'ında ağırbaşlı bir mekan. mezeleri ortalamanın üzerinde artık neredeyse herkesin yaptığı atomu(eroin de diyorlar) burası ekstra güzel yapıyor. daha doğrusu biberi, yağı yoğurdu çok güzel iş de orada bitiyor zaten. etleri güzel, ortamı rahat. arkasındaki tarihi ile beraber değerlendirdiğinizde kıymeti daha da artan bir mekan. fiyatını net hatırlamıyorum ama tulumbalı ile gandi'nin altı, orhan, çınar meyhanesinin üstü mertebelerinde aklımda kalmış.

    çınar meyhanesi

    eşrefpaşa'da caminin karşısındaki sokakta. anahtar kelimeler sakatat ve fasıl. pek fasıllı mekan tercih etmiyor olsak da kelle, beyin, kokoreç, badem düşünüldüğünde kendini en iyiler arasına ekletiyor. kokoreci onca şeyden sonra bir de tereyağında güveçte getiriyorlar ki hem aklınız başından gitsin hem kolestrol tavan yapsın. sakatatı tulumbalıyla yarışır yer yer geçer, fiyatı da daha uygun olunca favoriler arasında bir mekan.

    çağdaş meyhane

    anafartalar caddesinde (ikiçeşmelik caddesinin çankaya tarafından mezarlık başındaki katlı otoparkın yanından basmaneye çıkan cadde üzerinde. tilkilik tarafında (döner taşın çankaya tarafında kalan kısmında, otoparkın girişine yakın). burası da diğer yerlerin üstüne salaşlık konusunda çıtayı bir adım öteye taşıyor. pisuarda kafayı eğmeden ayakta durabilmek için boy sınırı 1.65 gibi olsa gerek. mekanın ve elemanların acemiliğini görünce beklentiyi azalttığımızdan mıdır nedir çok çeşit olmasa da olan mezeler gerçekten şaşırttı. her ne kadar aslında şu son 3-5 yılın popüler mezesi olsa da hala atomu bilmeyen mekanın kalmış olduğunu görmek ilginçti. gerçi ustaya tarif edince elinde kurutulmuş acı biber olmasının da marifetiyle fıstık gibi yaptı getirdi ama daha önce hiç duymamış olması garipti bir de kese yoğurdu yerine normal yoğurtla yapınca biraz hafif kalmış ama hem ilgileri hem de diğer mezeleri düşünüldüğünde kesinlikle ortalama üstü şaşırtıcı bir performans vardı, misal arnavut ciğerinin ikincisini sipariş ettik. bir başka sürpriz de kellenin çok güzel pişmiş ve lezzetli olması idi. 4 kişi 100 lük rakı, 2 arnavut ciğer, 4 meze daha, kuzu kelle, meyve, hatta ilave çerez (sohbet uzadı rakının sonu muallakta kalmıştı arkadaşlar ilave çerez gönderdi) 4 kişi 156 lira hesap ödedik ki efsane bir fiyat performans örneği oldu. başta dediğim gibi salaş olsun ama mekanın bir ağırlığı olsun diyenler için basit kalabilir ama çabalayan ve pek çok noktada da beceren bir mekan. çıkışta anafartalar caddesinden basmaneye yürüdüğünüzde fatih kebap gibi hayyam gibi değerlerin önünden geçiyorsunuz ama son dönemde bu bölgeye yerleşen suriyeli sayısının artması zaten 30-40 yıl öncesine göre değişmiş olan bölgeyi biraz daha tekinsiz havaya büründürmüş. yine de biz bir sorun yaşamadık.

    hayyam

    anafartalar caddesinin altınpark tarafında (basmaneye yakın) görece bilinen mekanlarından. aslında tek tekçi küçük bir mekan ama hem mezeleri hem etleri güzel. fiyatlar çağdaş kadar olmasa da makul daha derli toplu görece az daha pahalı oldukça güzel bir mekan. gideli çok olduğu için detay vermem doğru olmaz ama aklımda kaldığı hali bunlar.

    sanki leylek hariç her kuşu tatmış gibi ahkam kesmiş olmak istemem. elbette gidilip de yazılmadık çok çok daha fazla duyulup da gidilmedik belki daha da fazla duyulmadık mekan var. bunlar son 1-2 senedir oluşturduğumuz 4 kişilik grubumuzla gittiğimiz et, sakatat ağırlıklı, hanımlardan ayrı olarak gitmemiz hasebiyle de muhit, ortam konusunda rahat olduğumuz mekanlar.

    bireysel de rakı balığı tercih etmem sebebiyle bir dönem müdavimi olduğumuz güzelbahçe ümit, misafir ağırlamak söz konusu olduğunda hisarönü ve sonrasında kordon'daki veli usta, (ayrılan ustanın açtığı gaziemir'deki mekan). sonrasında bir kaç kez denediğim kordon boyu balık pişiricisi, daha ağır misafirler için deniz restoran, bostanlı'dan mekanlar elbette daha vakitli bir zamanda yazılabilir. bunları bile hafta sonu ara ara not aldığım dosyadan kopyalayarak ekliyorum. eksiği bol olmasına rağmen ana hatlarıyla gözlemlerimi bu mecrada paylaşmak ve olası tavsiyeleri, mekan değerlendirmelerini görebilmek için bir yol açmak istedim.

    mecrayı açtığımızla kaldık kimsenin tek kelime ettiği yok editi : ferit baba - karadeniz lokantası kapatılmış böylelikle meşhur veysel çıkmazı son meyhanesini de kaybetmiş.

  • oecd istatistiklerine göre gelir adaletsizliğinde meksika'nın ardından ve amerika'dan önce 2. sırada olduğumuz bile ufak bir google araştırmasıyla bulunabiliyorken "utanmadan yalan söyleyebilen şeref yoksunu bir yaratık olduğum için" şeklinde ifadesi daha doğru olacaktır sanırım. ha havalimanı da sana girsin bu arada.

    edit: tam da tahmin ettiğim gibi "gelir adaletsizliği demedim gelir adaletsizliğinin en çok azaldığı dedim" diye kıvıranlar da geldi. aynı raporada gini indeksine göre 1980lerden bugüne 0,43 olan gelir adaletsizliği parametremiz 0,41 olmuş. o kadar muhteşem bir şey ki bu aklınız almaz yani o kadar muhteşem. adeta akepe helikopterle fakirlere çuval çuval dolar saçsa ancak bu kadar etkili olur öyle bir rakam. lakin bu artış bile gelir adaletsizliğinde 2. olduğumuz gerçeğini değiştirmemiş ne hikmetse.

    edit 2: link ve kendi adamın gol diyor linki

  • olgunluğun son aşamasıdır.
    karıdan kızdan vazgeçmektir ki karı kız ondan çoktaaan vazgeçmiştir bile.

    o gömleği giyen biri çirkeflik yapar, kavga çıkarır, aykırı hareketler yapar, telefonunu kemerine takmazsa gömlek kendi kendini imha eder.

  • kyk’da kalırken oda arkadaşım yurtta kendi yemek hakkıyla aldığı meyve sularını biriktirmişti sırf memlekette mevlüt okutacakları için. en büyük boy valize zor sığdırmıştı.

  • --- spoiler ---

    odin, oğlunu dünyaya sürgüne yolluyor. bak düşün adam oğluna ceza verecek, dünyaya yolluyor. öylesine lanet olası bir gezegende yaşıyoruz amk.

    --- spoiler ---

  • (#65261696) aynı şekilde hepa 14 filtre de hepa 13 filtreliden 10 kat daha az partikül salıyor

    hepa 14 filtreli süpürge alın

    100.000 toz tanesinin kaçını havaya saldığını yazmışlar

    hepa 14 max. 5 toz taneciği
    hepa 13 max. 50 toz taneciği
    hepa 12 max. 500 toz taneciği
    hepa 11 max. 5000 toz taneciği

    kaynak

    tabi epey gibi özelliğe göre sıralatan sitelere hepa 14 olanları listeletme seceneği koyarmısınız diye mail atmak lazım ki ilk bulalım hepa 14 yada hepa 13 olan süpürgeleri hızlıca

  • akıl almaz boyutlarda bir evrenden bahsediyoruz. bu gerçeklik karşısında aklı bulanmayan insan yoktur. evrende toz tanesi bile değiliz. samanyolu galaksisindeki küçük bir güneş sisteminde yaşayan canlıllarız. jüpiter, dünyanın bin katı, güneş ise bir milyon katı büyüklüğündedir. ve bu galakside güneşten milyonlarca, milyarlarca kat büyük karadelikler, yıldızlar var. saniyede 300.000 km hızla ilerleyen ışığın bilinen evren sınırlarına ulaşması 96 milyar ışık yılı sürüyor. aman allah'ım çıldırmamak elde değil. evren ve uzayla ilgili her belgesel izlediğimde insanoğlu olarak acizliğimizi, önemsizliğimizi daha iyi kavrıyorum. tarihteki en güzel en anlamlı sözlerden olan şu sözü hiç unutamıyorum.

    “mikroskop insana önemini gösterdi, teleskop da önemsizliğini.”
    manly palmer hall.

  • şu habere göre maltepe coşkun fen lisesi tarafından tübitak liselerarası proje yarışmasına sokulmuş proje. haber kaynağı pek güvenilir olmadığından az saydıracağım:

    - öğrecisine bilimsel metodu öğretmek için bu projeyi destekleyen hocalara bir.
    - bunu proje yarışmasına sokma cesareti bulan okul yönetimine iki.
    - proje diye bunu kabul edilir bulup direk reddetmediyse tübitak'a üç.
    - bunu eğer ola ki sergilenmeye değer bulduysa tübitak'a bir defa daha dört.
    - bunu nazar ispatlandı diye haber yapan kuruma iki kere olmak üzere altı.
    - ülkemin cinlerden elektrik üretme projelerinin desteklendiği ziya ül hak pakistan'ına dönmeye başladığını hissettiğim bu dönemde yaşadığım için kadere yedi.

    öğrencinin suçu yok, böyle bir proje yapmak aklına gelince adam gibi sample size nedir, ne deneyle sınanabilir vs anlatacak hocası yok başında belli ki.